Kavrama zafiyetlerinden midir ne, anlamakta zorluk çeker gibi bir halimiz var.
Bu nedenle üzerine basa basa bir kez daha vurgulamakta yarar görüyorum.
Adına Corona ya da Covid-19 dedikleri pandemi ile birlikte yeni bir yaşam şekline mecbur kaldığımızı acaba ne zaman kabulleneceğiz!
Yaşamak istiyorsak öngörülen kurallara uymak zorundayız kardeşim. 
Marketlerde adeta raflara toplu bir saldırı var. Bir mala aynı anda uzanan farklı eller. Hastane polikliniklerinde omuz omuza doktor beklemeler, araç kayıt dairesinde ağız, ağıza muhabbetler.
Maske, mesafe ve hijyene uyulması halinde pandemiye yakalanma oranımızın düşeceği ısrarla belirtiliyor ama dinleyen kim?
Dünyada çeşitli ülke ve firmalar tarafından üretilen etki oranları tartışmalı aşı’dan anavatan Türkiye sayesinde en kolay yararlananlardanız!
Ancak “Ben aşılandım, bana bulaşmaz” yaklaşımı kurallara uyulmaması anlamında düşünülmemeli. Pandeminin bölgelere göre yayılışına bakıldığında Lefkoşa ve Lefkoşa’nın Haspolat bölgesi dikkat çekiyor. 
Neden? 
Afrika kökenli ve öğrenci kimliği ile ülkemizde yaşayan binlerce insanın sorunlarından o denli uzak kaldık ki! 
Bazılarının açlığın pençesinde bir yaşam sürdüğü gözle görülür hale gelen bu kimselerin denetlenmesi şart. Haspolat’ta görülen pandemi hikâyesinin baş aktörleri işte bu insanlar.
Bozulan ekonomi dişlilerini yeniden devreye koyabilmemizin tek yolu bu kurallara uymaktan geçer. 
Eski alışkanlıklarla “lay lay lom” yaşamı terk etmek şart. 
Sevgimizi, muhabbetimizi önümüze gelenle kucaklaşarak, koklaşarak ortaya koymayı bırakmak zorundayız. 
Önce kendimizi korumalıyız, aksi takdirde fasit bir döngü içinde pandeminin esiri olmaya devam edip, gideceğiz.
Ülkenin ekonomik bakımdan yeniden toparlanmasını istiyorsak, turizmin canlanmasını, üniversitelerimizin yüz, yüze eğitime açılmasını istiyorsak ki istemek zorundayız, kurallara uymak şart. 
Bu güzellikle sağlanamıyorsa, yasa gücünde kararlarla ve bu kararların takipçisi olmak suretiyle uyulup uyulmadığını kontrol edeceğiz. Kontrol etmekle de kalmayıp gereken cezaları uygulamak mecburiyetindeyiz.
Türkiye ile imzalanan son ekonomik protokolle ilgili görüşlerimize gelince, muhalefet imzalanan protokolün şartlarının mecliste tartışılmadan ve de onaylanmadan gerçekleştirildiğinden şikâyetçi.
Sorarım, çaresizlikle kıvranan aç bir kimsenin önüne yemek koymuşlar, önüne konulanı yemek, ya da yememek konusunda tereddüt edebilir mi?
Bunları başka bir başlıkta sizlerle paylaşmaya çalışacağım, hoşça kalın.