Küçük ülkemizde yıllardan beri ‘içi boş’ sözlerle siyaset yapılıyor...
  Hatta boş vaatlerle, yalanlarla insanlar kandırılıyor...
  İktidara geldikleri zaman, her türlü sorunu çözeceklerini söylüyorlar...
  Halkı kandırıp, iktidara geldikleri zaman ise verdikleri sözleri yerine getirmiyorlar...
  Parasız halledilebilecek işleri dahi yapmıyorlar...
  Ne yazık ki; 47 yılın büyük bir kısmı böyle geçti...
  Hazır bulduğumuz altyapı büyük ölçüde iflas etti…
  Yollar çöktü, dereler kurudu, ormanlar yok edildi...
  Ormansız ülkede şömineli villaların sayısında patlama yaşandı...
  Susuz ülkede yüzme havuzları da öyle...
  Yolsuz, kaldırımsız, parksız ülkede yeni doğmuş bebekler dahil herkese bir araba düşüyor...
  Özellikle seçim dönemlerinde ‘partililere’ fazladan T ve Z izinleri verildi...
  Avrupa ülkelerinde taksi şoförlüğü için inanılmaz kurallar uygulanırken, bizde yol, sokak bilmeyen, direksiyona hakim olmayanlara hiçbir kural getirilmedi...
  KKTC’nin yok edilmesi, Türkiye’ye küfredilmesi söz konusu olduğunda en etkili eylemleri düzenleyen bazı sivil toplum örgütleri de bu kadar kötü uygulamalara tepki göstermedi...
  Siyasiler meydanı boş buldukça, yasa dışı işlerin ardı arkası kesilmedi...
  Müzakere sürecinde kritik aşamaya gelinirken “AB’ye hazır mıyız?” sorusuna gür bir sesle “evet” diyenler şimdi nerede?..
  İki saatlik yağmur sonrasında telefonlarımız, televizyonlarımız, elektriğimiz kesiliyor...
  Yollar, mezarlıklar su altında kalıyor...
  Bunun anlamı sizce ‘pamuk ipliğinde yürümek’ değil midir?..  

Dağıtacak ne kaldı?

  Gelinen noktada, artık menfaat dağıtımlarının da işe yaramadığını herkes görebiliyor...
  Kişisel bir menfaat karşılığında kısa süreli mutluluk insanları tatmin etmiyor...
  Artan suçlar karşısında yeterli önlemlerin alınmaması en önemli sorunlardan biridir...
  Bunun önüne geçebilmek için, yasaların gözden geçirilmesi, polis gücünün artırılması ve teknik olanakların geliştirilmesi gerekiyor...
  Ama nerede?..
  Aylardan beri polisin kadrosundaki bin kadar eleman eksikliğini gündeme getiriyoruz...
  Bunu duyan olmadı...
  Mevcut kadro ile yollarda yeterli denetim yapamayan polisimizin, kısa bir süre sonra seçim propagandası başladığı zaman ortaya çıkabilecek gerilimleri nasıl önleyeceğini merak eden yok mu?..
  Vatandaşlar trafik kazalarının ve suçların artmasından dolayı son derece rahatsız olduğunu her fırsatta ortaya koyuyor...
  Hatta sosyal medya paylaşımlarında ülkeyi terk etme kararı aldığını açıklayanlar oluyor...
  İşte ülke yönetmek isteyenler bunları görebilmeli ve adımlarını atarken dikkatli olmalıdır...
  “Bir kez daha seçileyim de başka bir şey istemem” deme hakkı yoktur...
  “Bunca yıl halkım bana görev verdi ama ben ne yaptım?” sorusunu sormalı ve ona göre karar verilmelidir...
  Gelinen noktada “Ben” deme hakkımız yok...
  Öncelik ülkenin ve halkın huzurudur...