Kuzey Kıbrıs, dünyada benzeri bulunmayan bir bölgedir…
Bizler adına ‘devlet’ desek de dünyadan kopuk yaşadığımız gerçeğini inkar edemeyiz…
Evet devlet kurduk ve çok sayıda makam yarattık…
Fakat bu makamların büyük bir çoğunluğu iş yapmaz, hizmet vermez durumdadır…
İşe yaramayanları devre dışı bırakmak yerine; küçücük bir ülkeyi ağır mali yük altına sokacak siyasi atamalara devam ettik…
En önemli kurumların başında gelen elektriği özelleştiremediğimiz gibi, mevcut durumunu da geliştiremedik…
Devlet yönetimine gelince…
Bu konuda istikrarı yakalayamadık…
Pahalı üretim politikasına göz yumarak ülkeyi topluca iflas noktasına getirdik…
Özellikle son zamlarla sanayi, ticaret, turizm ve tarım sektöründe üretim ve pazarlama artık çok zorlaştı…
Pahalılık altında inleyen vatandaşların dünyası karardı…
Ya bundan sonrası?
Peki bundan sonra ne olacak?..
Özetlemek gerekirse her alanda tam bir kaos yaşanacak…
Örneğin elektrik konusunda…
Hükümetin dün komiteden geçirdiği kamu ihale yasasındaki değişikliğin genel kurulda oy çokluğuyla onaylanması halinde, muhalefet bunu Anayasa Mahkemesi’ne götürecek…
Alın size bir kriz daha…
Mahkemeden sonuç alıncaya kadar elektrikte bir adım ileri gidilemeyecek…
Yazın kavurucu sıcağında yine kesintiler yaşanacak…
Teknecik’te üretim bir süre sonra tam durma noktasına gelecek…
Güneye bağımlılık daha da artacak…
Karanlığa mahkum edilen insanlar, kendi ülkelerinden umudunu kesecek…
Çok sayıda iflas, ekonomik sorunların yanı sıra sosyal yaşamı da karartacak…
Önümüzdeki acı gerçekler bunlardır...
Görünen köy kılavuz istemez
Elektrik krizinin yanı sıra 14 Mayıs sonrasında Türkiye’de yaşanacak olası ekonomik krizlerin KKTC’ye yansıması çok daha fazla olacak…
Pahalılık, yüksek enflasyon, bütçe krizleri…
Kuşkusuz Türkiye, KKTC’nin bazı ihtiyaçlarını yine karşılayacak…
Sayın Fuat Oktay’ın dün açıkladığı kararlar arasında yeni hastane inşası son derece önemlidir…
Bunun bir an önce başlamasını ve 2024’e kadar sonuçlanmasını diliyoruz…
Ayrıca KKTC genelinde sosyal konut ve sağlık ocağı ihtiyacı, adaya gelen depremzedelerin barınma, eğitim ve sağlık sorunları…
Çöken yolların tamiratı…
Gazimağusa limanının AB standartlarına çıkarılması…
Okulların yenilenmesi ve tam gün eğitime geçilmesi son derece önemlidir…
Bu konularda atılacak adımların yakın takipçisi olacağız…
Kırk yıldır bir çivi bile çakılmayan ve yakın bir zamanda işleyişi bitecek olan çürüyen Mağusa Limanını Gerçekten Avrupa Standartlarına getirip Uluslararası Ticaret ve Turizm Gemilerine açabilecek Maddi ve Siyasi kapasitemiz var mı acaba ? Bizlere AB ve BM’nin önerdiği Mağusa Limanının Avrupa Standartlarına getirilip Uluslararası Deniz Ticaretine açılmasını niye reddettik acaba ? 14 Mayıs sonrası daha da fakirleşecek olan Anavatan Türkiye’den çökerttiğimiz Mağusa Limanı için Yüzlerce Milyon Euro nasıl isteyebiliriz ki ? Gerçekçi olalım yılların kötü Siyaset ve yönetim yetersizliği ile bakımsızlıktan dökülen KKTC’de kaç yıl daha fakirleşen Anavatan Türkiye’ye külfet olacağız ?
Bu soruyu sormamızın zamanı çoktan gelmiştir !