Güney Kıbrıs’ta Covid-19 vaka sayısı, kuzeyden kat kat daha fazladır…
   Ancak aşı uygulamasını büyük ölçüde tamamladıkları için dünden itibaren oldukça kapsamlı bir açılım süreci başlattı…
   Gece sokağa çıkma yasağını 21.00 yerine 23.00 ile 05.00 arasına aldı…
   Bunun yanı sıra, aylardır sıkıntı yaşayan turizm sektörünü rahatlatacak cesur adımlar atıldı…
   Sadece AB üyesi ülke vatandaşları için değil; AB dışındaki ülke vatandaşları için de sadece çift aşı şartı getirildi…
   Aşı kaydı olanlardan PCR testi istenmeyecek…
   Karantina şartı uygulanmayacak…
   Böylece, turizmde geçtiğimiz yılın kayıplarını telafi etme yönünde adımlar atılırken, turizme bağlı sektörlerin de canlanmasına yol açacak bu adımların kuzeyde neden atılmadığını veya atılmak istenmediğini anlamak çok zordur…
   Kuzey Kıbrıs’a Türkiye dışındaki ülkelerden doğrudan uçuş yoktur…
   Kuzey Kıbrıs’ın dış ülkelerdeki tanıtım kampanyaları yetersizdir…
   Kuzey Kıbrıs’ta ciddi anlamda çevre kirliliği vardır…
   Kuzey Kıbrıs’taki tarihi eserler bakımsızdır…
  Buna karşın, bu ülkeye gelmek isteyen az sayıdaki insan için ağır şartlar ileri sürmek üzüntü vericidir…

Bakanın isyanı

   Bir ülkenin Turizm Bakanı dahi Sağlık Üst Kurulu’nun engelleyici kararlarından şikayet ediyor ve tepkisini ortaya koyuyorsa; burada durmak ve düşünmek gerekiyor…
   Evet; sağlık kurallarının uygulanmasını hepimiz istiyoruz…
   Herkes hijyen, maske ve mesafe kurallarına uymalı…
   Ancak; ekonomisi ağırlıklı olarak turizme bağlı olan bir ülkenin, turistlerin gelişini engelleyici önlemler üzerinde ısrar etmesi kabul edilemez…
   Çift aşı yetmiyorsa, PCR testi de isteyiniz…
   Ancak bunun üzerine bir de karantina şartı koyarsanız; bunun gerekçesini izah edemezsiniz…
   ‘Kapalı turizm’ kapsamında çift PCR testi ve bileklik uygulamasıyla 4 haftada 3 bin kişinin geldiğini ve sadece 3 pozitif vakaya rastlandığını açıklayan Turizm Bakanı’nı da dinlemek lazım…
   Test sonucu pozitif çıkan üç kişiden ikisi özel uçakla geldiği yere gönderilmiş, biri de KKTC’de tedavi edilmişse; bunun iyi tarafını da görebilmeliyiz…
   Sadece 3 bin turistin gelmesiyle bazı sektörlerin nasıl hareketlendiğini de görebilmeliyiz…
   Göremiyorsak, sorup öğrenmeliyiz…
   Kasabından, seracısına…
   Hellimcisinden, tavukçusuna…
   Alkollü, alkolsüz içecek satıcısından deterjan imalatçısı ve ithalatçısına sormak ve gerçekleri öğrenmek lazım…
   Dünyadan kopuk bir düzen yaratamayız…
   Ve kendi kendimize kurallar yaratamayız…
   Daha da geç olmadan uyanmalı ve doğru yolu bulmalıyız…