KKTC’nin kurucusu, merhum Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş ile 2010’da gerçekleştirdiğimiz son TV programındaki bir sözüne dikkat çekmek istiyorum...
Denktaş; KKTC’de nüfus artışını, özellikle de Türkiye’den gelen yatırımlarla ilgili bazı tepkileri anımsatarak “Onlar da gelmeseydi, biz ne yapardık?” demişti...
Evet; onlar da gelmeseydi bizler ne yapardık?..
Marketlerimiz, konfeksiyon mağazalarımız, mutfak ve mobilya fabrikalarımız, kasaplarımız, çiftçimiz, köylümüz, hayvancımız ne yapardı?..
Sadece KKTC Maliye Bakanlığı değil, Sosyal Sigorta Dairemiz nasıl maaş öderdi?..
Devlet çarkı nasıl dönerdi?..
Ercan’dan günde 25 dolayında uçuş nasıl yapılırdı?..
Bu kadar çok üniversitemiz olur muydu?..
Nüfusumuza yakın sayıda öğrenci buraya gelir miydi?..
Rumları kıskandıran sayıda ve kalitede otellerimiz olur muydu?..
Burada akla gelen ilk tepkiyi görmezden gelemeyiz...
“Bu kadar çok üniversite ve otel var da bize yararı nedir?” diyenlerin sorusunu yanıtsız bırakmak da olmaz...
Ne var ki; aynı şeyleri Rumlar da söylüyor...
Ama onların otellerini de yerliler değil, yabancılar kullanıyor...
Ekonomiye sağlanan katkı
Daha çok turist daha çok istihdam ve daha çok vergi demek...
Başka ne istiyoruz?..
Otellere yerli ürün satışı...
Ve daha çok yerli istihdamı...
O zaman daha çok üretecek, daha çok satacağız...
Var mısınız?..
O zaman gençlerimizi ‘sırf subay rütbesiyle’ askerlik yapsın diye beden öğretmenliğine, işletmeciliğe, iletişime yönlendirmeyeceğiz...
Onları meslek öğrenmeye ve çalışarak kazanmaya teşvik edeceğiz...
Garsonluğu, aşçılığı, tesisatçılığı ‘basit iş’ olarak görmeyecek, küçümsemeyeceğiz...
İngiltere’ye göç eden binlerce insanımızın gurbet yerde yaptığını, bizler de kendi ülkemizde yapacağız...
Bir önemli sorunumuz daha var...
Dedikodulardan, dayanaksız iftiralardan, insanlara acımasız saldırılardan vazgeçeceğiz...
Hele yıl 365 gün evde oturan ve çok iyi maaş alanlara, “Yeter arkadaş bu devlete ve bu insanlara bu kadar acımasız saldırılar yeter” diyeceğiz...
Avanta dağıtma dönemine son vereceğiz…
Ülkeyi yönetenlere karşı hesap sorabilecek ‘yasal düzenlemeleri’ yapacağız...
Bir de çevremizde olup, bitenlere bakacağız...
Özellikle de savaşan ülkelere…
“Şükürler olsun ki; güvenlik altındayız” demekten utanmayacağız...
Bundan sonrası önemli
Peki bu kadar ayrılıktan sonra Kıbrıs’ın yeniden bütünleşmesi gerçekleşecek mi?..
İki taraf arasında tam bir güven ve paylaşım ruhu oluştuğu zaman elbette bütünleşecek…
Kıbrıs Türk tarafı ve Türkiye geçmiş müzakere süreçlerinde üzerine düşeni fazlasıyla yaptı…
Rum müzakere heyetinde yer alanların itiraflarını okuyan herkes bunu anlayabilir…
Müzakere masasında yüzde 28.2 diyen Anastasiades’e anında ‘varız’ karşılığı verildiği halde, niye sonuca gidilmedi?..
Anastasiadis’e müzakereyi yarıda keserek, neden valizini alıp adaya döndüğü sorulmalıdır?..
Bunu herkesten daha çok çözüm isteyen Rumlar sormalıdır…
Kıbrıs’ın bütünleşmesini isteyenler, hiç olmazsa bundan sonraki süreçte daha adil davranmalı ve kaçak güreşten kaçınmalıdır…
Sayın Akar , Kıbrıs’ın bütünleşmesini Cumhurbaşkanımızın da Dünyaya duyurduğu gibi istemeyen taraf artık Biziz ! KKTC nin yeni siyaset neticesi artık Federal çözüm ve birleşmek için masaya oturmayacağını Sayın Toplum Liderimiz ilam etmiştir, Federal çözüm ve birleşmeye yönelik önerilen her şeye artık Hayır diyen bir Siyasetimiz vardır, bu nedenledir ki Birleşmeye yönelik ne Geçişlerdeki izdihamı gidermek ve ne de Güneyle yeni kapılar açmak istiyoruz ! bu nedenle yine ne birleşmeye yönelik Limanlarımızı ve Ercan’ı Dünyaya açmak veya ortak güneş enerjisi üretimi istiyoruz , bugünkü Siyasetimiz ile Liderlerimizin istediği tek şey olmayacak olan egemen ayrı bir devlet !
Rumlar’ı kıskandıran KKTC deki otellerimize gelince , Üç yıllık Pandemi sonrası Dünyada Turizm patlaması olurken Batırdığımiz KKTC de Bayramdan Bayrama Otellerimizde yüzde otuz doluluk var diye Seviniyoruz ! Yılların çarpık Siyaset düzeni ile talan edip mahvettiğimiz güzelim Ülkemizde Yatırımcı ve Turisti mumla arayacağımız günler ise maalesef çok yakındır !!