Kıbrıs sorunu ve Kıbrıslıların durumu son zamanlarda farklı yerlere çekiliyor...
   Ve bu yeni durum insanlar arasındaki ilişkileri olumsuz yönde etkiliyor…
   Bundan 3 yıl öncesine kadar Kıbrıslı Türkler ve Rumlar arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi, iki toplum arasında güven yaratılması ve şartlar oluştuğunda çözümün sağlanması görüşü öne çıkarılıyordu…
   Şimdi verilen mesajlarla “Rumların geride kalan malları bizimdir” gibi bir hava yaratılıyor…
   Ayrıca; adanın kalıcı bir şekilde ‘Taksim’i ön plana çıkarılıyor…
   Bundan 3 yıl öncesine kadar ‘Birleşik Kıbrıs’ı savunanlara destek vardı…
   Şimdi onlara karşı tepkili bir durum oluşturuluyor…
   Kuşkusuz; tüm bu gelişmeler kafaları karıştırıyor…
   İnsanlar bir yanda pandemi krizi, ekonomik sorunlar ve 40 dereceyi aşan sıcaklarla boğuşurken; diğer yanda içte gerilime sürükleniyor…
   Bu doğru bir siyaset değildir…
   Bu siyaset Kıbrıslı Türkleri parçalamaktan başka bir işe yaramıyor…
  
Gerçeklere dönmeliyiz

   Bugün için önceliğimiz, gözümüzün önünde duran ama görmek istemediğimiz acı gerçeklerdir…
   Corona paniği bir yana…
   Kalp ve kanser hastalıklarında patlama yaşanıyor…
   Devlet hastanesinde tedavi gören kanser hastaları; kendileriyle ilgilenecek sağlık görevlisi bulmakta zorlanıyor…
   İlaçlarını dahi bulamıyor…
   Onkolojiden çığlıklar yükseliyor…
   Siyasiler ‘ülkeyi uçurtmaktan’ söz ederek, öncelikleri arasına Maraş, Külliye ve yeni parlamento binasını alırken; onkolojiden yükselen çığlıkları duyamıyor…

Bakan nereye bakacak?

   Kuşkusuz böylesi durumlarda oklar Sağlık Bakanı’na yöneliyor…
   Hemşire yok, doktor yok, ilaç yok…
   Bakan ise eleştiriler karşısında dayanamayıp, derdini anlatmaya başlıyor…
   Devletin 13 milyonluk ilaç borcu yüzünden sıkıntı yaşadıklarını; bunu defalarca Maliye Bakanı’na da anlattığını ancak sonuç alamadığını söylemek zorunda kalıyor…
   Üzücü bir durum değil mi?..
   Böylesi bir durum karşısında önceliğimizin ne olduğunu anlayabilen herkese selam olsun…