Ambargolar altında kırılıyoruz...
Öyleyse çözüm...
Hemen şimdi...
Uluslararası hukuka uyum için...
Portakalları satmak için...
Londra’ya direkt uçmak için...
Ayşe’cikleri, Hasan’cıkları daha güzel bir ülkede yaşatmak için...
Gözü kör olsun ambargoların...
Başımıza ne geliyorsa bu ambargolardan geliyor...
Beş kişinin çalışması gereken ekonomik kuruluşlara 50 kişi istihdam ederek, üretim maliyetlerini yükseltirsen satamazsın…
Ama bu gerçeği seçmene anlatamadığına göre suçu ambargoya yükleyeceksin…
“Rumlar nefes almamızı istemiyor” diyeceksin…
Aslında Rumların büyük bir çoğunluğu nefes almamızı istemiyor…
Bu gerçek olmakla birlikte, düşük maliyetli ürünlerimizi satmaya engel de olamıyor…
Ürettiklerimizi ‘rekabet edebildiğimiz sürece’ satabileceğimizi hepimiz biliyoruz…
Bunca yıl yalan dolanla durumu idare etmiş olabiliriz…
Ama buraya kadar…
Planlı bir üretim politikamız yok…
Üretmek için çaba harcayan da yok denecek kadar az…
Öyleyse hangi ambargodan söz ediyoruz?..
Güneyde zamlar yakıyor
Bakın Güney Kıbrıs’ta son bir ay içinde zorunlu tüketim maddelerine yüzde 80 oranında zam geldiği açıklandı…
O yüzden Türk çarşısının daha cazip olduğunu düşünerek kuzeye geçen Rumların sayısı önümüzdeki süreçte daha da artacak…
Satmak ve kazanmak istiyorsak çok dikkatli olmak zorundayız…
Öncelikle kara sınır kapılarından geçişleri kolaylaştırıcı adımlar atılmalı…
Yeni kapıların açılması kadar, mevcutlarda daha çok muhaceret memuru görevlendirilmelidir…
Aylardan beri uyardığımız halde bu konuda alınan önlemlerin yetersiz olduğunu üzülerek izliyoruz…
tv2020’de sürekli “Metehan’da yine izdiham” anonsları yapılıyor…
Fakat ‘bakanlar’ bunlara bakmıyor…
Ondan sonra da mali krizden söz ediliyor…
Basit işleri dahi yapamıyorsanız, önümüzdeki süreçte daha çok kriz yaşayacaksınız…
Bunun başka türlüsü olamaz…
Öyleyse önce kapılardan geçişler kolaylaştırılacak, sonra ‘dürüst ticaret’ için herkes uyarılacak…
Bir markette 15 TL olan 5 litrelik su, 15 metre ötesindeki markette 36 liraya satılmamalı…
Anladık bu sistemin adı liberal…
Ama bizim kalıbımız buna uyum sağlayamıyor…
Bizdeki sistemin adı “kazıkla da korkma”dır…
Ama nereye kadar?..
Kötü ticaretin sonu kötü biter…
Ticaret, Sanayi Odaları ve Marketçiler Birliği bu konuda üyelerini sürekli uyarmalı, hatta ceza yöntemine başvurmalıdır…
Ayağımıza gelen fırsatları yitirmeden ve halkımızı daha fazla ezmeden piyasa aktörleri doğru yolu bulmalıdır…
Londra’ya direk uçuşları bir tarafa bırakalım bugün Ercan’dan Londraya olan tüm uçuşlar İstanbul’da bitiyor ! İstanbul’dan ise tekrar uçak değişimi aktarmalar ve beklemeler neticesi bir Londra Ercan yolculuğu 10 saat alabiliyor !
Mevcut MR. No Cumhurbaşkanımız ile Lomdraya direk uçuşların olabilmesi hayalimizin de ötesindedir , kötü siyaset ve iş yapamaz yoneticilerimiz neticesi KKTC de açık bir Maphushanede yaşamaya mecbur edilen Kıbrıslı Türkler mevcut Hükümetlerimiz ile ne gibi bir gelecek bekleyebilir ki ! KKTC nin geldiği noktada Rumlar nefes almamızı istemiyor da iş yapamaz Hükümetlerimiz bizlerin nefes almasını mı istiyor yanı ! Mevcut vatan millet Sakarya Siyasetimiz ile bırakın daha çok sınır kapıları açmayı elimizden gelse mevcutları bile kapatırız ! Egemen ayrı Devletimiz siyaseti ile ne Rumlar’ı ne AByi ve ne de BMyi istemiyoruz , Rumlar gelmesinler satmayalım, Eski Turizm ve Yatırımcıyı zaten artık gelmiyor Dünyaya açılmak da istemiyoruz Burası Avrupa diye getirdiğimiz Afrika kökenli kardeşlerimizle biz bize kalıp yaşamak İstiyoruz ,
var mi daha iyi olmamızı isteyen bizi yöneten bir siyasetçimiz !!