Bak Süpermen ben daha küçüktüm o zamanlar; on beş on altı o yaşlarda… 
Mahallemizin abileri vardı başta İzzet abi; ne öğrendiysem ondan öğrendim… 
Onların bir tabut düzenine şahit oldum…
Organize işler her zaman…
Tabutun içinde ölülerle diriler…
Ya tabutu taşıyanların içinde olacaksın, ya tabutun içinde ya da bu işi organize edenler içinde olacaksın…
 “Organize İşler” filminden alıntıladım yukarıdaki repliği. “Organize İşler” filmi Yılmaz Erdoğan'ın 2005 yılında hem yönetip hem de başrolünü oynadığı, İstanbul'da çekilen dolandırıcılık hikâyesinin anlatıldığı aksiyon, komedi filmi. Yukarıdaki repliği anlayabilmek için filmi izlemiş olmanız gerekiyor. İzlemediyseniz uygun bir zamanınızda izlemenizi tavsiye ederim.
Bazen gün içinde karşılaştığım durumlar karşısında içimden mırıldanırım bu film repliğini. “Ya tabutu taşıyanların içinde olacaksın, ya tabutun içinde ya da bu işi organize edenler içinde olacaksın…”
Mesela arabayla yolda giderken bir çukura düştüğümde! Çünkü seyrüsefer ruhsatımı her yıl düzenli ödememe rağmen, karayollarından düzgün bir hizmet alamıyorum. Devlet fonksiyonel olmayan Karayolları Dairesinden şikayetçi, Karayolları Dairesi devletten.
Mesela elektrik faturamı düzenli ödememe rağmen, düzgün hizmet alamıyorum. Kesilen elektrik ile gün içinde uğradığım mağduriyet, buzdolabında bozulan yiyecekler, geceleyin aydınlatılmayan yollar. Devlet kurumdan şikayetçi, Elektrik kurumu devletten şikayetçi!
Mesela evdeki sabit telefonumu her ay düzenli ödüyorum, ancak dünya fiber hat ile gelişmiş internet servisi alabiliyorken, biz hala bakır tel kablolar ile yetersiz bir altyapıyla yetinmek zorunda kalıyoruz! Devlet Telefon dairesinden şikayetçi, Telefon Dairesi Devletten.
Mesela Covid-19 pandemisinden korunmak için kurallara uyuyorum. Bir devlet dairesinde işim olunca antijen testimi yapıp gidiyorum. İlgili daire girişinde bana “Aşı kartı, PCR testi veya Antijen testin var mı?” diye soruluyor. Var deyip antijen test sonucunu gösteriyorum ve ardından ben görevliye sizin “Aşı kartı, PCR testi veya Antijen testin var mı?” diye soruyorum. Aldığım cevap “Biz çalışanız göstermek zorunda değiliz!” oluyor. Devlet aşı yapmayan kişilerden şikayetçi, bizlerse Devletin etkili denetim yapmadığından.
Mesela deyip birçok örnekler yazabiliriz. Bu coğrafyada adaletli, planlı ve sürdürülebilir bir sosyal, ekonomik ve kültürel bir yapı oluşturulsa, herkesin rahat yaşayabileceği bir ortam oluşturulabilir. Ancak bizdeki durum hiç de öyle değil… Yaşadığımız coğrafyada bireysellik öyle bir ön plana çıkmış ki film repliğindeki sözler gibi toplumumuzda üç insan sınıfı oluştu. Olup biteni gerçekleştirenler, olup biteni seyredenler ve neler olup bittiğini anlamayanlar. Olup biteni gerçekleştirenler bu işleri organize edenlerdir. Olup biteni seyredenler tabutu taşıyanlardır. Nelerin olup bittiğini anlamayanlar ise tabutun içinde olanlardır.
Herkese güzel bir hafta dileklerimle, iyi pazarlar.