banner564

Ortak tutum ve elektrik

Uzun bir zamandan sonra;  18 örgüt ki bunlar farklı olan; Ekonomik Örgütler, Sendikalar ve Meslek Odaları, Birlikleridir,  ortak açıklama ile bir tutum belgesi açıkladı.  Bu açıklamayı ise tüm örgütler adına, ülkenin elektrik enerjisi gibi hayati konusunda, cesaretle ve her türlü baskı ve güdümlü propagandaya karşın direniş ortaya koyan EL- SEN sendikası yaptı. Bu açıklama temelinde de grevi erteledi. Bu erteleme kararını ve Ortak Tutum Belgesini değersizleştirmek isteyenler ise bunu, yenilgi, vaz geçiş veya kendi siyasi niyetleri ile ilgili dar sözlerle değerlendirmeye çalıştılar. 
Grevi yasaklamasına karşın, EL SEN üyelerinin bu önemli toplumsal sorunla ilgili demokratik direnişini engelleyemeyen hükümet ise sanki kendi dediği olmuş gibi açıklama yapmayı marifet bildi. Bu konuda hükümet grevi kırmak için,  her yolu denedikten sonra, santrale elektrik üretiminin diğer paydaşı olan AKSA’ya da grev kırıcı olarak rol biçti. Bu konuda yalnız hükümet yanlış yapmadı. AKSA yönetimi de en büyük hatayı bunu kabullenerek yaptı. Kendisi ile ilgili bu halkın içinde var olan hoşnutsuzluğa bu tutumu ile tuz biber ekti. 
Evet onlar, siyasetteki bazı güç odakları ile olan bağlarına dayanarak varlığını geliştirebilecekleri tespitinde olabilirler. Ancak göz ardı ettikleri değer ise en büyük müşterileri olan halktır. Ha onlar şunu düşünebilir. Bana ne onlardan, ben erkte olanı destekleyerek, bu alanda etken olurum.  Ama unuttukları bir şey var. Eğer faaliyet gösterdikleri ülkenin halkını yok sayarak, o yerdeki siyasi güç odakları ile meşveretle ilelebet var olacaklarını sanıyorlarsa, aldanırlar. Dünyada bu görüşle hareket ederek var olmaya çalışan çok şirket, o yerlerdeki etkinliklerini zaman içinde kaybetti. 
Bunun en tipik örneği Şili de Allende iktidarını iç ve dış güç odaklarının desteği ile varlığını sürdürmek için darbe ile devirme adımının, baş destekçisi olan uluslararası Bakır tekelleridir.  O göz ardı ettikleri halkın, zaman içinde geliştirdiği demokrasi değerleri ile kaybeden oldular. Yalnız Şili’de mi?  Belki bu süreç,  19. Yüzyılda bir asır, 20. Yüzyılda yarım veya çeyrek asır sürdü. Ama artık bellidir ki 21. Yüzyılda bu süreç, çeyrek asır bile tutmaz. AB kriterleri denen ekonomik, demokratik ve hukuki olgunun temelinde bu gelişen değer yatır.  Bu nedenle AKSA yöneticileri iç ve dış güç odaklarına dayanarak, bu topraklarda yaşayan insanların değerlerini göz ardı ederek varlığını koruyacağını zan ederse, aldanır. Ayni şey T&T Şirketi ve Sayın Turanlı için de geçerlidir. 
Ancak tüm bunlar, iş ve emek dünyası ile meslek odaları ve Sağlık ile Hukuk dünyamızın saygın birliklerinin bu temel toplum sorununda oluşturdukları Ortak Tutum Belgesinin önüne geçemez. Bu Ortak Belgenin birinci maddesi, ” KIB TEK’te ihtiyaç duyulan yatırımların bakım ve onarımların yapılması” diye başlıyor. Yani hükümet olduklarını iddia edenlerin bunu yapmadıklarına vurgu yapıyor. KIB TEK’in güçlü verimli olarak varlığının devamına da değer verildiğine işaret ediyor.  
Ayrıca  “ enerji maliyetlerinin düşürecek, arz güvenliği olan çevreci bir enerji politikasının hayata geçmesiyle ilgili paydaşların odalarla birlikte ilgili sendika, ekonomik örgütler ve bilim insanlarının katılımı ile derhal enerji stratejik planı oluşturulması” diye bir hedefle, birinci madde son buluyor. Bunun olmaması ve bir özel şirketle antlaşma yapılması halinde, buna karşı ortak davranılacağı da    ifade ediliyor. Bu son derece önemli ve değerli bir durumdur. Her kesimin bunun gelişimine destek vermesi son derece önemli bir toplumsal görevdir.  
 Bunun yol alması, ayni zamanda enflasyon dahil; turizm, sanayi, tarım, inşaat, üniversiteler gibi temel sektörlerin, esnaf ve tüm emekçilerin sorunlarının aşılması sürecini de besler. Demokratik hukuk devleti ve demokrasi kültürünü de büyütür. 

YORUM EKLE

banner471

banner473