banner564

Öyle mi, böyle mi?

  “Çözümsüzlük devam ederse bugünkü yapı sürdürülebilir mi?” sorusuna yanıt aramaya devam ediyoruz...

 Dünkü yazımızda öncelikle trafik kabusunu ele almış, ardından kalp ve kanser hastalıklarındaki artışlardan söz etmiş, bunların nedenleri üzerinde durmuştuk...
 Olası bir çözüm durumunda ciddi sıkıntılar yaşanacağını tahmin edebilen insanlarımızın önemli bir kısmının “Böyle de gitmez” düşüncesiyle hareket ettiğini bildiğimiz için sıkıntı yaratan konuları irdelemeye devam edeceğiz...
 En büyük sorunlardan bir tanesi de gelecekle ilgili belirsizliktir...
 Çocuğu işsiz olan aileler gibi, eğitimini tamamlamak üzere olan gençlerin aileleri de sıkıntılıdır...
 Hemen herkeste “Benim çocuğumun geleceği ne olacak?” endişesi vardır...
 ‘Çocuğum nerede çalışacak, ne kadar kazanacak ve nasıl geçinecek?..’
 İki yatak odalı bir dairenin aylık kirası 300 Sterlin olmuş...
 Ev sahipleri artık bir yıllık kira bedelini peşin istiyor...
 Aylık kira 300 Sterlin olunca bunun TL karşılığı yaklaşık 2 bin TL eder...
 Asgari ücrete yakın bir miktar gerekiyor kira için...
 Evli ve asgari ücretli bir çift, maaşlardan birini kiraya ve elektrik parasına yatıracak...
 Diğer maaşla geçimini sağlayacak...
 Araba almaya kalkışırsa kesinlikle altından kalkamaz...
 Ruhsat, sigorta, yakıt parası asgari ücretin yarısını götürüyor...
 Geriye kalanla mutfak masrafını çıkarmak imkansız...

Güneyde daha mı iyi?

 Burada KKTC’nin sorunlarına bir nokta koyup, kısaca güneydeki duruma değinelim...
 Ekonomik kriz sonrasında güneydeki durum kuzeyden çok daha parlak değildir...
 Ancak onlarda AB standartlarına göre işsizlik maaşı vardır...
 Devletin, muhtaç olanlara gıda yardımı aralıksız devam ediyor...
 Sağlık tamamen parasızdır...
 Hastanede bulunmayan ilacın parasını devlet ödüyor...
 Sosyal güvenlik fonları kuzeyden çok daha sağlamdır...
 Bunun dışında onların da işsizlik sorunu vardır...
 Maaşlar arasında uçurum yoktur...
 Kuzeydeki en önemli sorunlardan biri de gençlerin hemen hepsinin üniversite eğitimi talep etmesidir...
 Özellikle erkeklerin bu tercihinde en önemli faktör askerlik sorunudur...
 Sırf askerliği daha kısa süreli ve subay rütbesiyle yapabilmek için, köyünde veya babasının atölyesinde çalışmak yerine; inat ve ısrarla üniversiteye gitmek isteyen gençler aileleri mali yönden büyük bir sıkıntıya sokuyor...
 Bununla kalsa sorun değil...
 Gelecekte iş bulamayacağını bile bile en kolay başarabileceği bölümleri seçiyor...
 KKTC Eğitim Bakanlığı ise, üniversiteleri mutlu edebilme adına, yerli öğrenciler için ihtiyaca göre kontenjan açılması konusunu zorunlu hale getirmiyor...

Sonu neye varacak?

 Öyleyse bu soruya yanıt vermelerini bekliyoruz:
 Kıbrıs gibi küçük bir ülkede 500 tane beden hocasını ne yapacaksınız?..
 Ya da bin tane iletişimciyi veya işletmeciyi ne yapacaksınız?..
 Su tesisatçı ve elektrikçi aradığınızda bulamıyorsunuz...
 Yanlış yönlendirmeler sonucunda gençlerin tümü üniversitenin herhangi bir bölümünde zaman tüketmeyi tercih ederken, tornacının günde 500 TL ve üzerinde para kazanabileceğini kimse kabul etmiyor...
 Bu tür meslekleri küçümsüyorlar...
 Ve bu şekilde işsizler ordusunun sayısını her geçen gün daha da artırıp, ondan sonra “Benim evladım işsiz kaldığı için çözüm istiyorum” diyorlar...
 Çözüm olması halinde, güneydeki işletmelerde müdür olacağını düşünenlerin büyük bir yanılgı içinde olduğunu kimse onlara anlatmıyor...
 Ama birileri artık gerçekleri anlatmalı...

YORUM EKLE

banner608

banner474