Telefon özelleştirilsin denmişti
Türkiye, Avrupa ülkelerinde yapılanlardan yola çıkarak çok sayıda devlet kuruluşunu özelleştirdi...
Bunlardan bir tanesi de Türk Telekom’du...
KKTC’ye de defalarca özelleştirme önerisi yapıldı...
Ama olmadı...
Yine ideolojik saplantılar galip geldi...
Kendi öz kuruluşumuz özele peşkeş çekilemezmiş...
Vay anasını sayın seyirciler...
Peki özele peşkeş çektirmediniz de ne yaptınız?..
Kurumu batırmadınız mı?..
Her ay 60 milyon civarında zararı göremiyor musunuz?..
Yeni konutlara yıllardan beri telefon bağlayamadığınızı, arızalara zamanında yetişemediğinizi, hırsızlık olaylarını, ihale vurgunlarını göremediniz mi?..
Haydi aslanlar bakın bir etrafınıza...
Uyanma zamanı gelmedi mi?..
Hastaneyi de istemediler
Barış Harekatı sonrasında Türkiye tarafından inşa edilen Dr. Burhan Nalbantoğlu Hastanesinin yetersiz kaldığını kabul ediyor muyuz?..
Ediyoruz...
Peki var mı bir plan, proje?..
O da yok...
Öyleyse yaslan ananın sırtına...
Ana, geçmişte yaşanan tüm ideolojik saldırıları unutup sana muhteşem bir hastane projesi hazırlattı mı?...
Parasını da ayırdı mı?..
Niye kabul etmedin?..
Bu kadar hayati bir projeyi aylarca niye beklettin?..
Esaret altına mı girecektiniz?..
İyi güzel de şimdi niye dövünüp duruyorsunuz...
Niye hastanelerin iflas ettiğinden söz ediyorsunuz?..
Yollar, borular
Kuzey Kıbrıs’ın birçok bölgesinde yolların çöktüğünü kabul ediyor muyuz?..
İktidara gelenleri sürekli bu konularda eleştiriyor muyuz?..
İktidara gelenlerin, araç ruhsatlarından toplanan paraları maaşlara harcadığını da biliyor muyuz?..
Öyleyse kim yapacak bu yolları?..
Onu da anaya havale...
Yol yapımında sendikal eylem şansı olmadığı için kabulümüzdür...
Ama elektrikte, telefonda, sağlıkta büyük korku vardır...
Sendika ne derse onu yapacaksınız...
Kendi bölgesine yol ve kaldırım yapamayan belediyeleri anaya yönlendirirken bağımsızlık elden gitmiş olmayacak!..
Öyle mi?..
Ana parayı versin, yavru keyfine baksın...
Nereye kadar?..
Cezaevi neden açılmadı?..
Kıbrıs’ın kuzeyinde suçlar artınca cezaevi yetersiz kaldı...
Kapasitesi 280 iken şimdilerde 600’den fazla mahkum barındırıyor...
Böyle devam edebilir mi?..
Elbette edemez...
Peki ne yapmalı?..
Ananın sırtına yaslanmalı...
Ana 120 milyon civarında para harcayıp modern bir cezaevi inşa etti...
Ama bu cezaevi iki yıldan beri hizmete giremiyor...
Peki neden?..
Efendim bir yasa değişikliği gerekiyormuş...
Neden değiştirmiyorsunuz o yasayı...
Hükümetler sürekli değişiyor muş da o yüzdenmiş...
Her konuda mazeret üstüne mazeret...
Ama nereye kadar?..
Bir yere kadar...
Her şeyin bir sonu olduğu gibi bizdeki hükümetçilik oyununun da bir sonu olmalıydı...
Ve o noktaya gelindi...
Perdeyi kapattılar...
Oyun bitti be çocuklar...
Telefon özelleştirilsin. Türkiyede Haririye satıldı. Halk bankasından kredi de verildi. Hariri bakır telleri satıp, borcunu da ödemeyip tüydü. Devlet borcu üzerine alıp Türk Telekomu geri aldı.
Hastane derken tekrar örnek, Türkiyedeki Şehir Hastaneleri. Yap İşlet şeklinde ama dolar bazında. Memurunu ödeyemeyen bir ülke dolar bazında hastaneyi nasıl ödeyecek ? Türkiyede şehir hastaneleri SGK nu batıracak. Hadi orda SGK nda para var. Bizde para nerde?
Hangi yol yapılmak istendi de karşı çıkıldı? Lefke Güzelyurt yolu mu? Hangi borular değiştirilmek istendi de karşı çıkıldı?
Cezaevi açılması mı önemli yoksa suçluların gelmesinin engellenmesi mi? Sorulacaksa neden kimlikle girişler hala devam ediyor? O sorgulanmalı,Yine bu küçük ülke neden kriminal cenneti oldu? Bu basıl önlenilir? Bunlar sorgulanmalı. Sorun cezaevi yapıp açamamak değil. Sorun suç ve suçlulardan arındırılmış bir ülke yaratmak. Türkiyede İstanbul ve Ankara gibi büyük belediyeler askıda ekmek, askıda bakkal borcu, su borcu, elektrik borcu kampanyası yaparken, biz askıda olan Avrupa Birliği hakkımızı indiremiyoruz. Büyük resmi görmeyip ayrıntılarla uğraşıyoruz. Çare çözüm ve AB dir. K/ Türkler çaresiz değillerdir.