banner564

Oyunun son perdesi

Hafızaları canlandıralım...
Artık zamanı geldi...
Yıl 1974...
Faşist Yunan Cuntası’nın 15 Temmuz’da gerçekleştirdiği darbe sonrasında tankların namluları Lefkoşa’nın Türk kesimine yönlendirilmişti...
Adanın tamamını ele geçirmek hiç de zor olmayacaktı...
Türkiye bunu fark edip; 20 Temmuz’da askeri müdahalede bulundu...
Buna mecbur kalmıştı...
Dönemin Cumhurbaşkanı Başpiskopos Makarios bile Türkiye’ye müdahale çağrısı yapmıştı...
Birinci harekat başarıyla gerçekleştikten sonra Mağusa’nın surlar içindeki mücahitleri “kurşun kalmadı teslim olacağız” mesajı vermişti...
Türkiye, ikinci harekatı da yapmak zorunda kaldı ve Mağusa halkını kurtardı...
Harekat öncesi surlar içinde eski evlerde yaşamaya mahkum edilmiş, ticaret yapamayan, fakir bir yaşam süren Kıbrıslı Türkler; harekat sonrasında çok geniş olanaklara kavuştu...
Eski evler terk edilip, sahillerde villalara geçildi...
Ya da dönümlerce arsa ve arazi yanında güzel bir ev...
Müthiş bir ganimet patlaması yaşandı...
Toplumun çok büyük bir kısmı yıllarca ‘ganimetin getirisiyle’ durumu idare etti...
Ondan sonra, ganimet bitince dikkatler anaya yöneldi...
“Maaşları ödeyemiyoruz ana yetiş imdada” dediler...
O günlerde ana bir cent’e muhtaç olduğu halde yavrusunu kırmayıp para gönderdi...
Ana bir yandan Amerikan ambargosuyla yüzleşirken, diğer yandan Kıbrıs’ta 40 bin kadar asker barındırmanın maddi ve manevi sorumluluğunu üstlendi...

Ya biz ne yaptık?

   Kıbrıslı Türkler olarak bizler ne mi yaptık?..
   ‘Çok partili demokrasi’ adı altında bir oyun başlattık...
   Bakan olamayan bir başka parti kurdu...
   Sık sık seçim yapıldı...
   Her seçim öncesinde sorumsuz siyasiler kamu kuruluşlarına, bakanlıklara ve devlet dairelerine istihdam yaptı...
   Sendikaların sayısında patlama yaşandı...
   Onlara dünyanın en demokratik ve en zengin ülkelerinde bile olmayan haklar verildi...
   Sağ partilerin stratejisi aynen şöyleydi:
   “İstediğini vereyim beni rahat bırak... Yaptıklarımı görmezden gel…”
   İyi güzel de cevizcinin çuvalından oynadığını fark etmedin mi?..
   Kimin parasıyla oynadın bu oyuncuğu?..
   Defalarca uyarılar yapıldığı halde ‘alışılmış sistem’ aynen devam ettirildi...

İsterim ama istemem

   Hemen her yıl kuraklık parası ödemekten yorulan ana nihayetinde buradaki siyasilere tarihi bir fırsat sundu...
   Neydi bu?..
   Anamur suyunu deniz altından borularla adaya taşımak...
   Böylesi bir hediye karşısında insan ne yapar?..
   Sabah, öğle, akşam şükretmez mi?..
   Ama biz öyle yapmadık...
   Suyun gelmesine karşı çıkacak kadar ‘ideolojik saplantılara’ tanıklık ettik...
   “Kendi doğal kaynaklarımız elden gidecek” yalanıyla suyun gelişini geciktirenlere karşı sesimizi yükseltmedik...
   Sonunda suyumuz geldi...
   Önceleri karşı çıkanlar, daha sonra su sayesinde büyük kazançlar elde etmeye başladı...
   Anadan tonu 2 lira 30 kuruşu aldıklarını, kimi yerde 5, kimi yerde 10 liraya sattılar...
   Şimdilerde 7.5 liraya aldıkları suyu 12 ile 15 TL’ye satıyorlar…
   Suyun gelmesinden sonra “size elektriği de getirelim daha fazla zehirlenmeyin” dediler...
   Aman Allahım...
   Koro halinde “olamaz” dedik...
   Niye olamaz?..
   Hani Teknecik zehirliyordu?..
   Hani üretilen elektrik yetersizdi?..
   Bu sorulara dürüst cevap vermek yerine işi yine ideolojik saplantıya döktüler...
   “Efendim kendi öz kurumumuzu elden çıkarıp, Türkiye’ye yama olacakmışız...”
  Bunun üzerine Türkiye de “ne haliniz varsa çekin” dedi ve elektrik projesini iptal etti...
  Şimdi benzeri hareketi AKSA’ya karşı yapıyoruz…
   Gana’da günde 720 megawat enerji üreten AKSA’nın, KKTC’de 300 megawat üretim yapması çok kolaydır…
   Ama onu da istemiyoruz…
   Bunu bir kez daha düşünmekte fayda vardır…
   Yarın AKSA “vazgeçtim, size elektrik satmıyorum” derse, o zaman ne yapacağımızı düşünerek hareket etmeliyiz…
   Bağışlayalım veya kazıklanalım meselesi değil…
   Sağlam bir anlaşma yaparak, KIB-TEK çalışanlarını işsiz bırakmayacak bir formülle elektrik sorununu tarihe gömmek zorundayız…
   Aksi halde çok ağlarız…
   Çünkü toplum olarak 49 yıldır sahneye koyduğumuz oyunun son perdesindeyiz… 

YORUM EKLE
YORUMLAR
Hasan Nuri
Hasan Nuri - 1 yıl Önce

Sayın Akar, Yönetemediğimiz KKTC’yi kurduk kuralı Bu güne kadar Hangi Sorunumuzu çözebildik ki Elektirik sorunumuzu da çözebilelim? Anavatan Türkiye’den Su , Elektirik veya milyarlar ile Trilyon paralar gelse bile Dibi Delik kova misali KKTC’ye ne yarar ? Bu güne kadar Anavatan Türkiye’nin Yönetilemeyen KKTC’ye akıttığı heba olan kaynaklar Türkiye’nin Ekonomisine akıtılsa daha sağlıklı olmazmıydı acaba ? Yönetilemeyen ve batmış bir KKTC’yi bugün Devlet edenlerimiz milli nutuklarla ayakta tutmaya çalışıp halen BM , AB , Rumlar’ı ve Dünyayı Suçlamaya devam ediyorlar , Şimdiye kadar Yalanlarla yönetilen Ülkemizde gerçekler elbet bir gün Su Yüzüne çıkacaktır ! Bu güne kadar Kandırıldık ve kendi kendimizi kandırdık ?
Bu günden Sonra mı !
“ Yalancının Mumu Yatsıya Kadar Yanar “ diye bir Atasözümüz vardır ??

Öz
Öz - 1 yıl Önce

1974 sonrası kim ne idi? Ne oldu? Ganimeti kim, kime dağıttı? Kimler ne aldı? Hala daha, o zamanı yaşayanların hepsi, ölmedi, hepsi biliniyor. Yine suyun başını kimler tuttu, kimler makam mevki sahibi oldu, kimler için göç kader oldu, onlar da biliniyor.Yani biz şöyle kötü yaptık, böyle berbat ettik demek, hiç doğru değil. Yine Rumların bıraktığı 100 lerce sanayi tesisi kimlerin planlaması ile yok edildi, tarım ve hayvancılık nasıl bitirildi, onlar da hatıralarda.100 lerce dönüm arazi kimlere verildi, kimler yüz binlerce, milyonlarca sterline bunları satıp kaçtı da ortada. Bu gün sadece kirliliğinden bahsedilen CMC nin entegre tesisleri, limanları, madenleri kimler tarafından yağmalandığı, Asil Nadir ki
mler tarafından batırıldı, daha cenazesi yeni kaldırılan Manyera’nın Bixi kolasının nasıl çökertildiği, üretilen buzdolaplarına ne olduğu da biliniyor. Yani bize her şey verildi ve biz her şeyi berbat ettik demek doğru değil. İşin doğrusu, belli çıkar odakları ve onların yandaşlarının, varlıkların ve zenginliklerin üzerine çökmesi, yağmalamasıdır. Bunu yapan K/Türklerin toplum içerisindeki oranı yüzde 3-5 i geçmez. Ama bu kirlenme, toplum ahlakını da bozdu. Düzelmez mi? Adaleti üstün kılarak, açıklık ve şeffaflık uygulayarak, kısa sürede zenginleşenlere, nereden bulduğunu sorarak, gümrükler, bankalar zaptı rapta alınarak çok rahat olur.Bir ülke nüfusunu bilmez, planlama yapamaz durumda ise, o ülkeye ne elektrik yeter, ne de su. Kaldı ki Ne Aksa, ne de Türkiye’den getirilen su fizibil değil. Önce 400 milyon dolar harcanıp, getirilen, sonra boruların patlamadı ile 600 milyon dolar daha harcanan su yerine, İstanbulda İmamoğlunun yaptığı gibi atık sular arıtılmış olsaydı, hem kanalizasyon sorunu ve çevre kirlenmesi sorunu olmaz, hem de elektrik üretilebilirdi. (İmamoğlu kurduğu tesisle 1 milyon kişiye elektrik verebiliyor)
Elektrikte alıcı belli. Elektrik sorununu çözmek çok zor da değil. AB kaynakları ile bu iş çok rahat çözülebilir. Dünyada para bolluğu var. Alıcısı olan elektrik enerjisi için kredi bulmak, çözüm durumunda iş bile değil. Üstelik denizlerimizde hidrokarbonlar dururken.Hem de kirli olmayan enerji.Çözüm olmaz ise, hep AKSA gibi şirketlere muhtaç olmaktan kurtulmak, mümkün olmaz

Hasan Nuri
Hasan Nuri - 1 yıl Önce

Sayın Akar , KKTC’de bu kadar karamsar olmayalım 39 yıldır tanınmayan KKTC’de , biraz daha sabırlı olalım ! BM Güvenlik Konseyinin , AB ve ABD’nin tanınması yasaklanan KKTC’yi Dünyayı karşısına alarak yakında kardeş Pakistan , Azerbaycan ile Uganda ve Gana tanıyacaktır !
Tek sorunumuz birleşmeye yönelik Güneyle geçiş kapılarıdır ! onları da kapatır isek Egemen Ayrı bir KKTC’yi Dünyanın tanıyacağı kesindir !
yakın bir zamanda Ercan’ı ve Limanlarımızı Uluslararası Uçuşlara ve Ticarete açıp KKTC’yi bir TURİZM ve FİNANS merkezi yapacağız , Amazon Google , M&S , Ünilever gibi Dev şirketler dağıtım merkezlerini KKTC’ye taşıp Saray önünde muhteşem merkezi ofisler açacaktır, Et ve Balık fiyatlarından niye şikayet edelim ki milli geliri 50bin Dolar olacak KKTC’de ne sorunumuz olsun ki ! TURİZM Cenneti yaptığımız KKTC’nin EKO TURİZM , SAĞLIK TURİZM , DOĞA TURİZM , ORKİDE TURİZM , ÇEVRE DENİZ ve KUMSAL TURİZMMİZ ile Hotellerimiz gelirleri tavan yapacaktır! Anavatan Türkiye’ye Maaş kesintilerimizden biraz yardım yerine cömertçe 5milyar Dolar KKTC yadımı gönderebileceğiz!
FOR ever TRNC ..

Hasan Nuri
Hasan Nuri - 1 yıl Önce

Güney Kıbrıs’ın Güneye kaçak göçü önlemek için Yeşil Hat boyunca 180 gelişmiş Kamera ( CCTV ) koyması kararı neticesi KKTC’ye kolayca gelebilen ve AB Ülkesi Güney Kıbrıs’a geçemeyen Afrikalıları ve kaçak göçmenleri Ülkemizde daha da yoğun görmeye herhalde daha da alışacağız ! Kasasi boş KKTC’ye dolan parasız göçmenler ve Afrikalılar için Bakanlarımız veya Bakmayanlarımız ne gibi bir karar alabilecek acaba merakla bekleyeceğiz !!!

banner471

banner474