Gezici ve diğer anketlerinde çıkması ile birlikte birkaç kişinin adaylık hevesi kursağında kalacak gibi gözüküyor. Mesela Serdar Denktaş’ın hala daha aday olmayacağını düşünüyorum. Keza Kudret Özersay’ında aynı şekilde aday çıkmayacağı görüşündeyim.
Oysa herkes çok iyi biliyor ki son Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden hemen sonrasından bugüne Kudret Özersay hep aday gibiydi. Neden aday olmasın? Veya beni bu düşünceye iten sebep ne?
Kudret Özersay gerek 4’lü koalisyon hükümetinde gerekse hali hazırda devam eden UBP-HP Hükümeti döneminde sağın lideri olma fırsatını elinin tersi ile itti. Önüne birkaç kez gelen topu, kaleye göndermek yerine auta göndermeyi seçti. 
Peki, nerelerde hata yaptı Sayın Özersay?
Öncelikle hedefi olan birisi bu hedefine ulaşmak için bir yol izlemesi gerekirdi. Sağın lideri olmadan Cumhurbaşkanlığına seçilmek hayalden öte geçemezdi.
Kudret Özersay, bu bağlamda Hüseyin Özgürgün üzerinden UBP ile süren kavgasını gereğinden çok fazla uzattı. Oysa dediğini yaptırmış, Özgürgün’ün dokunulmazlığını kaldırtmayı başarmıştı. Üstelik Özgürgün’ün dokunulmazlığını bizzat UBP’nin kendisine yaptırarak belki de tarihe geçti bu konuda.
Ama dediğimiz gibi bu işi gereğinden fazla gergin bir zemin üzerinde yaptı. Oysa UBP içinde Özgürgün’nün ağırlığını hafife aldı.
Dörtlü ve sonrasında UBP ile kurulan hükümetlerde UBP tabanına mesafeli davrandı. Bir, iki eski UBP’linin yol göstermesi ile bir yere gidebileceğine inandırıldı. Ama olmadı.
Gerçi son birkaç ayda UBP tabanı ile özellikle hükümet icraatları toplantıları ve kendi bazı özel toplantılar ile bir araya gelse de o sıcaklığı veremedi, alamadı.
Başbakan Ersin Tatar hükümet kurulmadan önce ve hükümet kurulduktan sonra aslında Kudret Beye bu imkânı tanıdı. Kendi siyasi geleceğini riske aldı ve Kudret Beyin önünün açılmasına geçen haftalara kadar sessiz kaldı.  Ama belli ki Tatar’da mayanın tutmadığının farkına vardı ve adaylık konusunda “yeşil ışık” yaktı. 
Oysa daha iki üç haftasına kadar gerek kamuoyunda gerekse siyasi kulislerde çatı aday, UBP’den başka bir ismin aday olacağı konuşuluyor ve yazılıyordu kamuoyunda. 
Bunları bir kenara not ettikten sonra ikinci bir noktada da Kudret Özersay’ın Saray hayallerini yıkan gelişme İçişleri Bakanı Ayşegül Baybars’ın bakanlık süresince gerek vatandaşlık gerekse diğer konularda sergilediği katı tutum oldu.
Çünkü sağ tabanın en büyük beklentisi İçişleri Bakanlığındadır ve bu 3 yılda sağ taban illallah etti, ettirildi. Yüzlerce UBP’li, DP’li veya sonrada YDP’ye gitmiş kişilerin başta vatandaşlık işleri, bir türlü çözülmedi, çözülemedi.
Bugün İçişleri Bakanlığı koltuğunda Ayşegül Baybars değil de Dr. Hasan Topal olmuş olsaydı Özersay’ın eli özellikle Gazimağusa ve Gazimağusa köylerinde çok daha kuvvetli olacaktı.
Tüm bunlardan sonra Özersay’ın bu yarışa girmeyeceğini söyleyebiliyorum. Çünkü bu yarış için kendi eli ile ayağına gelen sayısız fırsatları tepti. 
Ha belki bu işler bu kadar erken olmasaydı, seçimler 2020 Nisan’da değil de Haziran’da falan olsaydı sonuç bambaşka da olabilirdi. 

Hoca’nın kafası karışık
Diyalog TV’de Aytuğ’un konuğuydu CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman. Aytuğ zorladı zorlamasına ama hep yatıştırıcı hep sakin moddan devam etti Erhürman.
Belli ki kafası hayli karışık hem Cumhurbaşkanlığı adaylığı hem de Akıncı’ya destek olup olmamak konusunda. Benim ekrandan gördüğüm Erhürman adaylık konusunda acele etmeyecek ve bekleyecek. Ta ki ‘Berlin Buluşması’ gerçekleşinceye dek. 
Eğer Berlin’den olumlu haberler gelirse aday olmayacak, yok Berlin’den bir şey çıkmazsa şayet aday olacak gibi. Kısacası Hoca’nın aklı hayli karışmış durumda ve bu süreç içerisinde ne etliye ne sütlüye bulaşacak gibi. 

Cehenneme git
Milletvekili kürsüde konuşurken diğer sıralardan bir vekil seslenmiş. 
- Cehenneme kadar yolun var!  
Konuşmacı hemen Başkana dönüp ters ters bakmış.
Başkan;
-“Devam ediniz lütfen sayın milletvekili” demiş ve devam etmiş.
- “İç tüzüğe göre gitmeniz zorunlu değil efendim.”

MESAJLAR

Doğuş DERYA: Pek muhterem babaanneniz hakka yürümüş. Merhumeye Allah’tan rahmet, yaslı ailesine sabırlar diliyoruz, başınız sağ olsun. 

Olgun AMCAOĞLU: Evet hayallerim çok güçlüdür. Zaten buralardaysam hayallerim sayesindedir. Ama olmamış şeyleri olmuş gibi görecek kadar hayaller henüz kurmuyorum. Bilginiz olsun. Koridordaki Bakanın adı A ile başlıyordu. 

Tufan ERHÜRMAN: Anlaşılan Berlin buluşmasına kadar öyle ne etliye ne sütlüye dokunacaksınız ve bir şekilde Berlin dönüşünü bekleyeceksiniz. Aman dikkat edin de bu arada atı alan dereyi geçmesin. 

Hasan TAÇOY: Dün Gazimağusa’da ayak basmadık yer bırakmamışsınız resmen. Bu arada Perşembe Pazarında da alış veriş yapmışsınız. Sebze meyve fiyatlarını nasıl buldunuz pazarda? 

Av. Savaş ATAKAN: Yani sizinkisi de olacak iş değil yani, Fenerliler ile maç seyretmek, hem de 6 Kasım günü. Neyse çok geçmiş olsun. Bu arada tarihe geçtiniz, aynı maçta iki ayrı günde gol yiyerek. 

Reha ARAR: Başbakanın İstanbul programında kendisine bizzat eşlik etmişsiniz ve basından dostlarınız ile Tatar’ı bir araya getirmişsiniz. Bu konuda önümüzdeki hafta büyük bir sürprize hazırlanıyormuşsunuz. 

Levent ÖZADAM: Bugün işlere biraz ara verip Yalova’ya gidiyormuşsunuz. Benden çok selam söyleyin geride bıraktıklarıma. Umarız seyahatiniz güzel geçer, zira bizim oraların havaları iyi gelir her şeye. 

Fırtına KARANFİL: Pek muhterem amcanızın oğlu hakka yürümüş. Merhuma Allah’tan rahmet, geride kalanlara baş sağlığı diliyoruz, başınız sağ olsun.  

Hüseyin KANATLI: Uzun bir süredir Nalbantoğlu Devlet Hastanesinde tedavi oluyormuşsunuz. Umarız en kısa sürede yeniden eski sağlıklı günlerinize kavuşursunuz, çok geçmiş olsun. 

Fırat ATASER: Girne -Alsancak - Lapta yoluyla ilgili gerekli ihale süreci başlayınca dün sizden daha mutlusu yokmuş bölgede. Hayırlısı ile ihale sonuçlansa da şu yol tamamlansa. 

Fazilet ÖZDENEFE:  Sadece hükümetin mi, kimsenin basına tahammülü yok. İsterseniz size bu konuda bir hayli örnek sunabiliriz. Yeter ki siz isteyin, biz size hepsini sıralayabiliriz.  

Serhat AKPINAR: Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi tarafından, "Stratejik Vizyon Sahibi İş Adamı" ödülüne layık görülmenizden ötürü tebrik ediyoruz sizi. 

Dt. Ünal ÜSTEL: İngiltere pazarından olumlu geri dönüşler gelmeye başlamış. Bakan olduğunuz günden bu yana yapılan tanıtım ve pazarlama çalışmalarının meyvesini 2020 yılında alacağız gibi gözüküyor.