banner564

Özünün sesi

  İnsanın içsel bölünmüşlüğüdür hayatında yaşadığı zorluğa sebep olan. Egosunun sesiyle özünün sesini ayırt etmeyi öğrenmekle geçer hayatı. Bu ayırt etmede ustalaştığında, kolaylaşmaya başlar yaşam deneyimi. Nasıl ayırt edeceğiz peki bu sürekli çatışma yaratan iki sesi? Biri, hayata karşı gelmeni, olanı olduğu gibi kabul etmemeyi, bir diğeri olanı olduğu gibi kabul ederken, kendin için en yüksek potansiyelini de görmeyi. Biri sana her zaman yetersiz olduğunu, daha iyisini yapman gerektiğini, bir diğeri olduğun halinle her yeterli olduğunu, sadece ruhun gelişmek istediği için öğrenmeyi bırakmamanı söyler. Ego sana her zaman bir diğeriyle rekabet etmeyi, özün ise dışarda rekabet edecek kimse olmadığını çünkü ‘bir diğeri’ olmadığını fısıldayacaktır. Egon her zaman kendini dış faktörlerden koruman gerektiğini, tamamen kendinin kim olduğunu açık etmemeyi, özün ise kendini koruman gerekecek hiçbir şeyin olmadığını her şeyle bütün olduğunu ve her daim her koşulda saklanmadan kendin olman için burada olduğunu hatırlatacaktır. Egon durmak yok, dinlenmek yok diyecektir, özün ise ihtiyacın olan zamanın olduğunu ve aceleyle bir yere gitmeni gerektirecek bir varış bir noktası olmadığını söyleyecektir.
 Hangi sesi dinleyeceğimiz bize kalmıştır. Ama hepimiz genelde egomuzun sesini takip etsek de çoğunlukla hasretini çektiğimiz özümüzün, yani gerçekliğin sesini duyabilmektir. Nefes çalışmaları, beden çalışmaları, zihinsel çalışmalar ve meditasyon vb. bu yüzden gereklidir her birimizin hayatında. Bu, içimizdeki özün sesinin gürleşmesi ve net bir şekilde duyabilmesi için gereklidir. 
  Günümüz insanı olarak ihtiyaçlarımız ve gereksinimlerimiz her geçen gün değişmektedir. Çoğumuz, içsel huzuru yakalamak için birçok bilginin ve deneyimin peşinde koşmaktayız. Bunlar bir yandan gerekli ve önemliyken, bu yolda yapılan en yaygın hataya dikkat edilmelidir. Genelde bize kurtuluş yolunu gösterecek insanlar ararız ama onu bulsak bile kendi kurtuluşunu ancak sen yapabilirsin. Başkaları sadece sana gerekli, ihtiyacın olan bilgiyi sunacaktır ama seni asla kurtaramayacaklardır. Bu görev yalnız sana aittir ve bu yol tembellerin yolu değildir. Eğer başkasının seni kurtarabileceğini ve sana içsel huzur verebileceğini düşünüyorsan yanlış yoldasın. Bu yolun tüm sorumluluğunu senin alman gerekiyor. Dışardaki önüne çıkan yol göstericiler sana sadece açman gereken kapıları göstereceklerdir, ama bunları açmak sadece senin elindedir. 
  Gerçekten hayatımızda özümüzün sesini duyabilmek ve egomuzun hükümdarlığında değil onun bizim hükümdarlığımızda olmasını istiyorsak, kendimizden kaçmamalı ve her daim kendimizle yüzleşme cesaretini göstermeliyiz.

YORUM EKLE

banner471

banner474