Bir süreden bu yana Rum tarafı yeni bir oyun sergiliyor Ada’nın Kuzeyinde. Suni gerginliklerle Türk tarafında bir olayın çıkmasını bekliyor adeta. Ve olası bir olay sonrası da dünyayı ayağa kaldırmak için tetikte bekliyor.
Daha komisyon kurulmadan “sözde barış” olmadan, kapılara dayandılar. Üç ay, beş ay daha bekleyemediler mi? Bu kadar aceleleri ne? 41 sene çıt çıkartmadan beklediler ama şunun şuasında 3-4 ay daha bekleyemediler öyle mi?
Saf olmayın Allah aşkına. Bunların hepsinin tesadüf olduğuna inanmayın, inandırmak isteyenlere de inanmayın. Malum dışarda olduğu gibi içerde de işbirlikçiler olduğunu unutmayın.
Dün son olarak provokasyonun yeni bir şekline tanık olduk. BKP ile (AKEL, 14 Ağustos 1974’te EOKA-B tarafından Muratağa, Sandallar ve Atlılar’da katledilen insanlarımızın olduğu şehitliğe gelip gerginlik çıkarttılar.
Dışardan bakıldığında gayet masumane bir ziyaret olabilir. Ama 1974 sonrası bir kez bile o şehitliğe uğramayan işbirlikçiler ile onların yardımcıları ile gerginlik peşinde olanlar bile bile şehitliklerimize geldiler.
AKEL güneyin en güçlü partisi değil mi? Hiç bugüne kadar duydunuz mu Muratağa, Sandallar ve Atlılar’da katledilen insanlarımız için bir “özür” dilesinler. Bununla ilgili parti bir görüş koysun ortaya?
Ya bugünden sonra? Böyle bir şeye imkan var mı Allah aşkına…
Yoldaşlarım özür dilerim ama ya çok safsınız ya da Rum’un kötü emellerinin oyuncağısınız.
Eğer dün şehitliğe gelme cüretini gösteren Rum siyasilerden bir tanesi “Evet biz toplu katliam yaptık” desin, BKP’ye üye olacağım. İzzet yoldaşın dizinin dibinden ayrılmayacağım.
Biz zaten yıllardır alıştık şehitliklerdeki törenleri üç beş kişi ile yapmaya. Ama oraya gelenler ne şov peşindeler nede başka bir şey. Saf duygularla oradalar, yıllardır, bıkmadan, usanmadan, yağmur demeden, çamur demeden, sıcak demeden…
Daha geçenlerde Taşkent’te anma törenleri vardı, Cumhurbaşkanı gelmedi, Başbakan gelmedi, Meclis Başkanı gelmedi, İzcan hayatı boyunca hiç gelmedi…
Bakın AKEL dün akşam saatlerinde bir bildiri yayınladı. Dün şehitliklerde tepki koyanları “Kıbrıslı Türkleri temsil etmiyor” diye tanımladı. Dahası “Türk istilacılar tarafından öldürülen Kıbrıslı Rumların mezarlarına ziyaret” etiklerini söylediler. Hala daha 74’te Ada’ya ayak basan Mehmetçiği İstilacı olarak görüyorlar. Demiyorlar ki “biz sizi kılıçtan geçirecektik bunlar gelip kurtarmasaydı…”
Dahası da var açıklamada.
1974’te ve öncesinde işlenen suç ve cinayetleri tek bir yere yüklediler, Türkiye’ye… Kıbrıslı Rumların ve Kıbrıslı Türklerin sorumlu olmadıklarına işaret etmekmiş amaçları. Yesinler sizin Lafonten masallarınızı. Ada’da eşitliği kabul etmeyen olayları başlatan sanki de Türk ordusuydu.
Akel ve işbirlikçilerin şehitlikte koruyan polislere ne dediler biliyor musunuz? “yasa dışı devletin polisleri”
Yasal olanları yanınızda getirseydiniz bari paşam, oldu olacak… Polis yasa dışı ama onların haberlerini yapan gazeteciler yasa dışı değil! Ne ince çizgi ama!
Üstelik bunu tarihi bir adım ve borç olarak görüyorlarmış! Yesinler sizi…Eğer bir adım atmak istiyorsanız önce çıkın adam gibi “biz toplu katliam yaptık” deyin de görelim “samimiyetinizi…”
Kıbrıs’ta barışı engelleyen Kıbrıslı Rumlar ve onların tutumlarıdır. 74 öncede de bu böyleydi, 2004 Annan planında da barışı istemeyenler Rumlardı. Şimdide barışı istemeyen gene Rumlardır.
MESAJLAR
Ömer KALYONCU: Dün tüm beklentilere rağmen yas kararı Bakanlar Kurulundan çıkmadı. Yas yerine kınama kararı biraz hafif kaldı gibi.
Dr. Ergün SERDAROĞLU: 1 Ekim’den sonra meclis başkan yardımcılığı için şimdilik en güçlü aday sizsiniz. Yakında muradınıza ereceksiniz.
İzzet İZCAN: AKEL’e söyleyin bir zahmet önce toplu katliamları kabullenip özür dilesinler. Sonra buyurup gelsinler, başımızın üstünde yerleri var o zaman.
Mehmet ÇAĞLAR: Abhazya ile ilişkilerin geliştirilmesi için yoğun bir çabanın içine girmişsiniz. Umarız bu ilişkiler ilerde meyvelerini verir.
Dursun OĞUZ: AK Parti kongresi için hafta sonu Ankara’ya gidiyormuşsunuz. Kongreye KKTC’den az sayıda vekil davet edilmiş bu arada.
Ersin TATAR: Balalan’da 3 tane kavunu 10 liraya almışsınız. Şimdi herkes merak ediyor 1 tane kendinize, bir tane Hasan’a 3’üncü kavun kime?
Dilek ÖZGÜRGÜN: Ankara’dan Kıbrıs basınını takip etmeye devam ediyorsunuz anlaşılan. Dün bir yazı konusunda Hüseyin Beyin dikkatini çekmişsiniz. Valla Ankara’dan bile gündemi takip edebiliyorsunuz ya aşk olsun size.
Bumin PAŞA: Eğitimde atamlar olmayınca tüm işler sizin üzerinizde birikmeye başlamış. Eğer böyle bir müddet devam edecekseniz yanınıza bir iki yardımcı tutun bari.
Turgut ÇALICI: CTP Lefkoşa Gençlik Kolları Başkanlığı için startı vermişsiniz ve çok güçlü bir yönetim kurulu için gençlerin desteğini arkanıza almışsınız. Lefkoşa’da CTP belki de sizin bu hareketinizle canlanır.
Halil İbrahim BEYSAN: Beyköy UBP Örgüt Başkanı olarak son günlerde ziyaretçilerinizin sayısında gözle görülür bir artış yaşanıyormuş. Kurultay yaklaştıkça ziyaretçi akını devam edecek gibi gözüküyor anlaşılan.
Baki AYGÜN: Her yıl geleneksel hale gelen Alevkayası piknik şölenini son günlerde yaşanan terör olaylarından ötürü ileriki bir tarihe ertelemişsiniz. Size yakışanı yapmışsınız, tebrikler.
Fikret ÇAVUŞOĞLU: Ve bir kez daha kurultay geldi çattı. Güzelyurt’ta çok sessiz ama derin bir çalışma yaptığınızı duyduk. 150 kadar üye yazmışsınız.
Mehmet SANIVAR: Bir yanda torun sevinci diğer yanda aramızdan giden aile büyükleri. Hayat böyle işte birileri geliyor birileri maalesef aramızdan gidiyor.
Mehmet ÖZÇELİK: CAS yönetim kurulu başkanlığınız hayırlı ve uğurlu olsun. Atamanız çok yakında duyurulacak, imzalar atıldı.
Mustafa VAROL: Dün bazı önemli isimler ile birlikte puro içerken görülmüşsünüz. Hayırdır neler oluyor akşam akşam gizli gizli toplantılar?
Yalçın KOÇYİĞİT: Girne ilçe başkanlığı için güçlü bir yönetim kurulu oluşturmak için titiz davranıyormuşsunuz. Bu arada listenin yarısı tamamlanmış bize gelen bilgilere göre.
Haşim KİRACIOĞLU: Yerel yönetimlerden sorumlu bir ilçe yönetim kurulu üyesi olarak yerel seçimler gelmeden stratejileri belirlemelisiniz. Yarın bir bakmışsınız seçim oluvermiş.
Eliz FELLAHOĞLU: Türkiye de yaşanan üzücü olaylardan dolayı bu haftaki programlarınızı ileriki tarihlere almışsınız. Duyarlılığınız için tebrik ediyoruz sizi de.
GÜNÜN SÖZÜ
“Yapılan saldırılar, terör belasının yeniden Türkiye’mizin başına musallat edilmeye çalışılması bizleri de derinden üzmektedir. Kesinlikle inanıyor ve güveniyorum ki Anavatan Türkiye, birlik-beraberliğini bozmadan kardeşkanı akmasını durduracak, terör belasının üstesinden gelecek, teröristler asla kötü emellerine ulaşamayacaklardır.”
Dr. Derviş EROĞLU