banner564

Papadopulos ve kin üretmek

1996'da yaşadığımız veşövenizmle kışkırtılmış, organize olayların eşliğinde;akıl ve vicdan dışı hareketlerde yaşamlarını yitiren İsak ve Solomon Solumu'yu anmak için yapılan ve özünde Kıbrıslı Türklere dönük, karşı şövenizim olan gösterileri yaşadık.
Bu yazımda gösteriler üzerinde değil ama, Paralim'dedüzenlenen anma töreninde DİKO Başkanı Sayın Papadopullos'un ifade ettiği iki nokta üzerinde durmak isterim.
"Mazoşist"
Sayın Papadopulos bu anma törenindeki konuşmasındaşöyle dedi.
"Biz de çok şeyler yaptık mazoşist argümanlarını bırakalım...”
Bu esasında bizimde çok aşina olduğumuz bir ifadedir. 
Kıbrıs sorununda karşılıklı yapılan ve vahşet olarak yaşanan karşılıklı hataları, objektif olarak kendi toplumunuz ve diğer toplum açısından sorgularsanız, Kıbrıs'ın her iki tarafından da Sayın Papadopulos'un söylediği benzeri tepkileri alırsınız.
İstenen açıktır.Resmi olarak sunulan tarihin sorgusuz sualsiz kabulü.
Ancak, toplumların, halkların barış içinde ortaklığını, yada buna taraf olmasanız bile barışcı işbirliğini savunsanız dahi, yaşadığımız acı tarihi sorgulamanız ve bundan ders çıkartmanız lazımdır. 
Bu sorgulama da hem Türkçe hemde Yunanca yapılmalıdır.
Ama Sayın Papadopulos gibi, barışçı bir çözüme dönükkarşıtlığını sürdürmek isteyenler, tek taraflı kurgulanan ve kendini temiz, ulvi; karşıtını da kötü ve vahşiolarak gösteren yaklaşımın sorgusuz, sualsiz kabulünü ister.
Bu yüzden bu mantık sahipleri dün karşılıklı yaşanan acıların objektif olarak sorgulanmasına ve değerlendirilmesine öfke duyar. 
Bunu yapanları, milliyetçi popülizimle, kitleler önünde aşağılayıp küçültmek ve mahkum etmek en büyük çabaları olur.
Böylece genç kuşakların tek yanlı tarih öğretisiyle sürekli üretilen şövenizmle, öteki gördüğüne, "dindarlık" derecesinde, "kindar" olarak yetişmesini hedefler.
Sayın Papadopulos'a tarihimizi sorgulamak isteyen Yunanca konuşan insanlara dönük kullandığı "mazoşist" ifadesi için de bir şeyler söylemek gerekir.
Sayın Papadopulos; bu adadagerçekten "mazoşist" olan, yapılan kazılarda 1963-1974 arası yedi katyer altından günümüzde gün yüzüne çıkan, Kıbrıslı Türk ve Rum kayıpların kemiklerinin neden oralardan çıktığına dönükkör ve sağır olanlardır.
Çünkü günümüzde, gün yüzüne çıkarılıp, ailelerine kemikleri teslim edilen Kıbrıslı Türk ve Rum kayıplar, kendi kararları ile o toprağın altına girip intihar etmediler.
Onlar,gecenin karanlığındagözden uzak o izbe yerlerde, toprak altına, vahşice vuruldukları andaki korkuları ve acıları ile birlikte, gizlice gömüldüler.
Bunu sağlayan da bugün yeniden üretmeye çalıştığın şövenizmin o insanlık dışı faşizan mantığı ve vahşi metotlarıdır.
İşte "mazoşist" olan, bu yaşanmışlıktan ders almadan, bugün bunun sorgulanmasına dahi öfkelenip, bunun gizli kalmasını sağlamaya çalışandır.
"İzole edilsinler"
Üstelik Sayın Papadopullos o konuşmasında kendi bağnaz ve faşizan görüşlerini ele veren başka şeyler de söyledi. Bakın ne dedi?
"Türkiye çözüm istiyor, sorun bizim tarafın taleplerindedir diyenler izole edilsin" dedi.
Kıbrıslı Türklere dönük, kendi toplumunun gençlerine şövenizmle "kindarlık" aşılamaya çalışan Sayın Papadopulos; ayni zamanda kendi ana diline mensup olan ve kendinden farklı düşünen Kıbrıslı Rumlara da ayni "kindarlıkla" yaklaşıyor.
Yani, Kıbrıslı Türklere dönük "kindarlık" aşılamak isteyen, ayni şekilde kendinden farklı düşünen insanına dönükte ayni "kindarlıkla" izole edilsinler" diyor.
Unutmamak lazımdır. 
Çünkü adayı kana bulmayan 15 Temmuz 1974 Faşist Darbesine bu "ikiz kindarlık" zemininde ve yol göstericiliğinde gelindi.
Sayın Hıristofyas, Sayın Vasiliu basınımıza da yansıyan açıklamalarla, Crans Montana'daki tutumu nedeni ile Sayın Anastasaidis'i eleştirdiler. 
Ayni şekilde pek çok demokrat, liberal, sol görüşlü Kıbrıslı Rum'da eleştirdi.
Şimdi Sayın Papadopulos bunların tümünün "izole" edilmesini istiyor.
Bunları söyleyen de AB üyesi olan ülkenin Avrupa Parlamentosunda da üyesi bulunan partinin başkanıdır. Üstelik gelecek seçimlerde de Başkanlık adayıdır..
Bu yüzden bu aşamada; ister Türkçe, isterse Yunanca ifade edilsin, şövenizmi yeniden üretmek ve "izole edilsinler" diye farklı düşünen her insanı, şeytanlaştırmaya, dışlamayadönük, faşizan yaklaşımlara eleştiri yapmayı küçümsemeden, üşenmeden ve korkmadan yapmalıyız.
Bu ülkeyi ve insanı seven, solcu, liberal, sağcı olsun ,hümanizmi ve insan sevgisini temel alan herkes bundan geri durmamalı...
Ayrıca Cumhurbaşkanlığı, siyasi partiler, medya ve aydınlarımız, Avrupa Parlementosunda yer alan ve Başkanlığa da aday olan bu partinin başkanının, AB ve insanlık değerlerine aykırı olan şövenist ve anti- demokratik sözlerini, Kıbrıs'ın iki tarafında ve Avrupa indinde açıkça eleştirmeli ve kınamalıdır.
Bu kınama ise, "madem öyle, işte böyle" anlayışı içinde "Türk hamasetinin" ateşi ile olmamalıdır. Çünkü o zaman, Papadopulos ve benzerlerinden hiç farkınız kalmaz.
Evet, Sayın Papadopulos'un karşılıklı acılarla yaşadığımız yakın tarihimizi sorgulayanları "mazoşist" diye tanımlaması ve Hükümetin siyasetini sorgulayan Kıbrıslı Rumların da "izole edilmeleri" gerektiğini söyleyen şövenist ve faşizan yaklaşım ifade eden konuşması, adamızın ve insanımızın başını yeniden kan ve acı ile yakmak isteyen mantığın en net ifadesidir. Bunlara karşı suskun kalmak olamaz.
YORUM EKLE

banner608

banner474