banner564

Pile, Yeşil Hat, BM, işçiler ve Hikmet-i Hükümet

Geçtiğimiz günlerde çok dikkat çekmeyen bir haber basında yer aldı. Yeşil Hat Tüzüğü çerçevesinde Güney Kıbrıs’a, “plastik ve diğer bir kısım mal” satılmış. Sınır kapılarının kapalı olduğu ve sağlık gerekçesi ile tüm temasların altüst olduğu bir dönemde bu gerçekleşti. Çünkü Yeşil Hat Tüzüğü’nde evrensel normlar içinde kurallar var. Niyeti farklı olsa bile Kuzey ve Güneyde kimse bunu sarsamaz. 
Corona nedeni ile dünyanın pek çok ülkesi, ülke giriş ve çıkışlarına çok sıkı tedbirler aldı. Ama ticarete, ekonomik ilişkiye de açık kapı bıraktılar. Üstelik ülkeler, diplomatik misyonların kendi ana ülkeleri ile kurallara ve sağlık tedbirlerine özen göstererek ilişki kurmalarına da izin verdiler.
Şimdi evrensel kurallarla işleyen Yeşil Hat Tüzüğü çerçevesinde; bu fırsatı ganimet bilen Güneyin ve Kuzeyin bağnaz odaklarına karşın, mal satışı gerçekleşti. Ama bizim hükûmet, Güneyde konuşlu bulunan tüm BM, AB üyesi ülkelerin diplomatlarının, Kuzeye geçmesini yasakladı. Üstelik önceden biliyoruz ki UBP- HP Hükûmeti, BM asker ve görevlilerinin Kuzeye geçmesini engellemek, hatta Kuzeyde konumlandıkları yerleri terk ettirmek niyetlini de açıklamıştı. Bu mahana ile BM sivil ve askeri personeline de kapı kapattı. 
Ancak Yeşil Hat Tüzüğü ile Güneye mal satmak gündeme gelince, kurallar buna uygun düzenlendi. Doğru da yapıldı. Peki hangi akla hizmettir, Pile’yi yok saymak, Güneyde çalışan işçilerimize göz kapamak, yabancı diplomatlarla, BM yetkililerine geçiş yasağı koymak? Üstelik Profesör Sayın Mehmet Hasgüler’in, Kıbrıs Türk toplumunun Dünya Sağlık Örgütüne üyelik amacı ile imza kampanyası açtığı, bunun büyük ilgi gördüğü gerçeği karşısında diplomatlara ve BM yetkililerine, Pile’ye ve işçilere dönük yasakların absürtlüğü, daha bir anlaşılır olur. 
Kardeşim kaldıracaksınız bu anlamsız yasağı. Kaldıracaksınız ki diplomatlar gelsin, gözleri ile Kuzeyde toplumun kendi imkanları ile bu salgına karşı nasıl mücadele ettiğini ve elde ettiği başarıyı görsünler. 
Üstelik de herkes belli açılımların olup, ağır ağır turistik aktivitelerin başlamasını bekliyor. Kaldıracaksınız bu anlamsız yasağı; gelsinler, Kuzeyi görsünler, ilgili turistik tesisleri, memleketin her yerini görüp, Corona’ya karşı alınan tedbirleri görsünler, insanlarımızla konuşsunlar. Böylece açılıma dönük adımlar atılırken, bir temeli şimdiden dökelim. 
Evet kuralları, zemini, evrensel siyaset ve hukuk ile perçinleşmiş belli oluşumlar, bir kriz içinde dahi dengesini kaybetmez. Kriz içinde sarsıntıya rağmen, denge merkezi yerini korur. Yeşil Hat Tüzüğü işte budur. 
Eğer kurallar evrensel zemine dayanmazsa, bir kriz anında ne denge merkezi kalır, ne denge. Sarkaç gibi bir uçtan ötekine savrulursunuz. Tıpkı son Corona krizinde yaşadığımız gibi. Bizim Hikmet- i Hükûmet dengesizliklerine değil, zorluklar içinde dahi sarsılmayacak demokratik hukuk devleti ilkeselliğine dayanmamız gerekir. Diyalog TV’nin kapatılmasındaki keyfilik gibi işlere ihtiyacımız yok.
Pile’de yaşayan insanlara yasak koy. Güneyde çalışan insanlara gözünü kapa. Güneydeki diplomatlara engel koy. Ama Yeşil Hat Tüzüğü ile Güneye mal satışına yaratıcı önlemlerle izin ver. Güzel yaptın. Yasaklarla değil, yaratıcı önlemlerle insani değerleri önde tutarak, yumuşatıcı uygulamaları, Pile ve Yabancı Diplomatlar, BM ve Güneyde çalışan işçiler içinde almak gerekir. 
Artık bir öyle bir böyle, Hikmet-i Hükûmet uygulamalarına değil; kurallar, hukuk, adalet ve insanı temel alan uygulamalara kendimizi angaje etmeliyiz.

YORUM EKLE

banner608

banner474