Kuzey Kıbrıs’ın en önemli sorunlarından biri de uyuşturucudur...
   Suçların artmasında, insanların gerilmesinde, gençlerin ağır psikolojik sorunlar yaşamasında, hemen her şeyde uyuşturucu kullanımının etkisi vardır...
   Buna karşın okullarda yeterli eğitim, medyada yol gösterici yayınlar yoktur...
   Üniversitelerde bırakın uyuşturucunun zararlarını ön plana çıkaran programların hazırlanmasını, bu pisliği yayanların adresi haline gelenler vardır…
   Bunu herkes bildiği halde, önlem almak bir tarafa destekler pozisyona girilmesi gelecek açısından ürkütücüdür…
   Ülkemize ‘eğitim amaçlı’ gelenlerin tümünü ‘uyuşturucu kaçakçısı’ veya ‘kullanıcısı’ olarak nitelendiremeyiz…
   Ancak bu işi en iyi becerenlerin ‘hangi ülkeden’ olduğunu bilmeyen yoktur…
   Polisin ele geçirdiklerine bakmak yeterlidir…
   Bir de eski büyükelçilerden Kanbay’ın defalarca yaptığı uyarıları hatırlamakta fayda vardır…

Polis yetişemiyor

   Dıştan ithal edilen uyuşturucunun önlenmesinde ağır sorumluluklar üstlenen polis teşkilatının da personel ve araç-gereç açısından eksiklerini tekrar tekrar vurguluyoruz...
   KKTC polisinin; uyuşturucu ile daha etkin bir şekilde mücadele edebilmesi için personel eksikliği ivedilikle giderilmelidir...
   Ayrıca ihtiyaç duyulan teknolojik aletler polisin emrine verilmelidir...
   Münhalsiz kamu görevlisi tayin eden hükümetin, polis teşkilatının sıkıntılarına öncelik vermesi şarttır...
   Polisin hem narkotik, hem de trafik şubelerini çok daha etkin bir duruma getirebilmesi için eğitilmiş elemanlara ihtiyacı vardır...
   Denizlerimiz yeterince kontrol altında değildir...
   Küçük teknelerle insan kaçakçılığı yapabilen şebekeler, uyuşturucu ticaretini çok daha kolay bir şekilde yürütebilirler...
   Bu sorunun çözümü için yıllar önce ortaya atılan bir düşünce vardı...
   Buna göre; Beşparmak Dağları’na yerleştirilecek radarlarla, tüm denizler kontrol altına alınabilecekti...
   Peki bu projeye ne oldu?..
   Gelelim mahkemelerin durumuna...

Uyarılar dikkate alınmadı

   Bakınız bir önemli açıklamayı yeniden anımsatmakta fayda vardır…
   Gazimağusa Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2013 yılındaki Başkanı Ömer Güran; mahkemelerin uyuşturucu davalarıyla işgal edildiğini vurgulayarak “Bu toplumun dışarıdan gelip de suç işleyenlere artık tahammülü kalmadı” demiş, önemli bir noktaya daha dikkat çekmişti...
   Neydi bu uyarı?..
   Mahkemelere yansıyan uyuşturucu miktarının, gerçeğin çok altında olmasıydı...
   Peki bu uyarı sonrasında KKTC’yi yönetenler ne yaptı?..
   Koca bir hiç…
   Ülkeye daha çok uyuşturucu kaçakçısı ithal edildi…
   Bunlar hiç kontrol edilmedi…
   Ortaya çıkan suçlar karşısında ‘deport’ mekanizması çalıştırılmadı…
   Cezaevinde mahkum patlaması yaşandı…
   Ve sonunda ‘şartlı tahliye’ gündeme getirildi…
   Bu küçük ve güzel ülkeye bundan daha büyük bir zarar verilemezdi…
   Ama bunu yaptılar ve yapmaya devam ediyorlar…
   Gece yarısında uçan arabaların içinden ‘öğrenci’ vizesine sahip olan yabancılar çıkıyor…
   Araçların içinde beyaz tozlar da çıkıyor…
   Geceli gündüzlü hükümet ve seçim senaryolarıyla uğraşanlara sormak lazım:
   Bundan sonrası için ne yapacaksınız?..
   Plan ve programınız nedir?..
   Var mıdır bir proje?..
   Varsa koyun masaya…