banner564

Polis olayı ile ilgili şu kritik 5 soru?


Ercan'da yaşanan polis şiddeti hakkındaki görüntülerin medyaya düşmesi ile birlikte ortalık bir anda toz duman oldu. Bu konu ile ilgili dün yetkililerden de açıklamalar geldi. Ancak tüm gördüklerimiz ve duyduklarımız doğrultusunda kamuoyuna ve ilgililere şu kritik 5 soruyu yöneltiyorum.

Birincisi: Neden bu görüntüler olayın hemen anında değil de olaydan bir buçuk ay sonra yayınlandı. Tam da polisteki terfilerin gündeme geldiği bir anda. Burada bir art niyet yok mu? 

İkincisi: Madem bu olay bir buçuk ay önce meydana geldi neden bir buçuk ay beklenildi, soruşturma açılması için? İlla ki görüntülerin medyaya mı düşmesi gerekiyordu soruşturma açılması için? 

Üçüncüsü: Polisin darp görüntüleri var, peki ilgili şahısların polise mukavemet ettiği iddia edilen görüntüler neden kamuoyu ile paylaşılmıyor? Neden tek taraflı yayın yapılıyor? 

Dördüncüsü: Polis memuru yerdeki kişiyi tekmelerken 2 sağlıkçı ve diğer 3 polis neden seyretmekle yetiniyor? Ve ilk etapta hepsine birden değil de önce darpçı polise soruşturma açılıyor? 

Beşincisi: Ercan Havalimanı, Girne Turizm Limanı gibi yerlerde görev yapan polislerin turizm elçisi gibi olması gerekiyor. Bu konuda bu arkadaşlara bir hizmet içi eğitim veriliyor mu? 

Bu kare 
Bir kere bu karede anormal olan bir durum yok bence. Yunanistan’ın yeni seçilmiş Başbakanı KKTC’nin memurlarından oluşan Sivil Toplum Örgütlerinin temsilcileri ile görüşüyor. 
Bu organizasyonu kim yaptı bilmiyorum ama yapanın ellerine sağlık diyorum. Yunanistan, Türkiye ile birlikte Ada üzerinde Garantör olan ülkelerden bir tanesidir. 
Eğer Yunanistan Başbakanından Ada’da çözüm konusunda bir şeyler isteniyorsa bunun diğer muhatabından yani Türkiye Cumhuriyeti’nin başında bulunan Recep Tayyip Erdoğan’dan da istenmesi gerekir.
Dolasıyla Yunan Başbakanına giden bu ekip, diğer Garantör ülkelerin liderlerini de ziyaret etmelidir. İşte o zaman gerçekten bu konuda samimi olduklarını ifade edebilirler.
Sadece bu kadar değil tabi, birde bu arkadaşların Güney’de işbirliği içinde olduğu Sivil Toplum Örgütleri ve partileri var. Onlar da Kuzey’e gelip, burayı ziyaret eden Türkiye Cumhuriyeti makamları ile görüşüp benzer şeyleri dile getirmeleri gerekmektedir.
Yoksa bu fotoğraf anı fotoğrafı olmaktan öte hiçbir mana taşımaz sevgili dostlar. 


2 günde 11 gol
Fenerbahçe, Almanya'da düzenlenen Audi Kupası üçüncülük maçında karşılaştığı Real Madrid'e 5-3 mağlup oldu ve turnuvayı sonuncu tamamladı.
Bayern Münih’ten 6, Real Madrid'ten de 5 gol yiyerek iki günde adam başı bir gol prensibi ile 11 golle kapadılar iki maçı. Fenerin defansı fena, yeni transferler iyi iş yapacak gibi. Kaleci sorunu hala devam ediyor. 
11 gole rağmen yine de bu yıl geçtiğimiz yılki kadar kötü olacağını tahmin etmiyorum Fenerbahçe’nin. Yazın bunu da bir kenara. 


MESAJLAR

Tahsin ERTUĞRULOĞLU: İki maçta 11 gol yese de takımı fena bulmadığımı söyleyebilirim. Bir kaleci olmak üzere iki takviye daha yapılırsa bir şeye benzeyebilir bu takım. 

Yalçın KOÇYİĞİT: Hafta sonu düğün dernek kuracaksınız ama siz hala daha davetiye dağıtmaya devam ediyormuşsunuz. Neyse bu konuda yarın bir yazımız olacak. Takipte kalın. 

Ahmet BARÇIN: Yeni siyasetçileri özellikle sizin kanatta siyaset yapanları görünce canınız acıyormuş. Ah ah boş verin, bitti artık o işler bu memlekette. Sağlığınıza ve yeme içmenize bakın en iyisi. 

Şener ELCİL: Keşke aynı kadro ile Fuat Oktay geldiğinde onunla da görüşüp Yunan Başbakanına yaptığınız talepleri Türk makamlarına da yapsaydınız. Hatta Rum dostlarınızı da yanınıza alıp yapsaydınız bu işi. 

Emrah YEŞİLIRMAK: Eylem güzel ama tarihi konusunda pek isabetli olmadı. 40 derecede insanları yürütmeye kalkarsanız başınıza bunların gelebileceğini de hesaplamanız gerekirdi. Kısacası doğru iş yanlış hesap. 

Ahmet SENNAROĞLU: Karpaz eylemine destek vermeniz dikkatlerden kaçmadı. Bölgedeki belediye başkanlarının zaten sorunları da hemen hemen aynı. 

Cemil SARIÇİZMELİ: Bölgenizdeki belediyeler eylem yapıyor ama sizden ses seda çıkmıyor. Yoksa sizin orada işler hep iyi mi gidiyor? Ne de olsa Bafra’daki tesisler sizde ve yüzler gülüyor değil mi? 

Fırat ATASER: Yazın tam ortasında grip olmak da neyin nesi başkan. Gece salon sporundan sonra terli terli arabaya binerseniz olacağı buydu. Neyse babanızdan bir şişe zivaniya alın, kesin çözüm. 

Ahmet DAĞMAN: Geçen gece Girne’de bir bakan ve bir milletvekili ile baş başa yediğiniz yemek kulisleri hareketlendirdi. Hayırdır neler oluyor diye soruyorlar, haberiniz olsun. 

Ahmet GÖKHAN: Pek muhterem amcanız Hakk’a yürümüş. Merhuma Allah’tan rahmet, geride kalanlara sabırlar diliyoruz. Başınız sağ olsun. 

Göksel SAYDAM: Sizin ve ailenin başı sağ olsun. Hocamızın gidişi gerçekten çok ama çok erken oldu. Mekânı cennet olsun. O, eğitim camiasının sevilen Buba’sı olarak gönüllerde yer edinmeye devam edecek. 

Dilaver BİLGEN: Serbest Liman Yönetim Kurulu Başkanı olarak bir kez daha bu göreve getirilmeniz çok isabetli oldu ki o bölgeden sürekli olumlu haberler alıyoruz. Bu arada yarın akşam mini bir kutlama organize edecekmişsiniz. 

Arif Salih KIRDAĞ: Önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olmaya karar vermişsiniz. Zaten sizin olmadığınız bir yarış, hiçbir şeye benzemezdi. Desteğimiz sizinle büyük başkan. 

Günay ÇERKEZ: Cumhurbaşkanlığı için yıllar sonra yeşil ışık yaktınız ama bu sefer de zamanlama çok yanlış. Hem aday bolluğu var hem konjonktür uygun değil. İş adamı olarak ne demek istediğimi herhalde iyi anlamışsınızdır. 

Hüseyin ÖZGÜRGÜN:  Dün akşam Kaymaklı’daki yemekten sonra yeniden sahalara dönmeye karar verdiğinize göre artık sizi daha sık siyaset sahnesinde göreceğiz demektir.  

YORUM EKLE

banner471

banner474