En garibime giden hususlardan biride, aktif siyasi yaşamın içinde olanın, “ben politika yapmam”  diye konuşmasıdır. Halbuki şikayet ettiği yada  değişmesini talep ettiği olay, bizzat politikanın kendisidir. 
Bu konuya neden değindim?  Başbakan Sayın Ünal Üstel’in, sahte diploma konusu ile ilgili olarak,  “ Görevim Politika yapmak değil, sorunları çözmektir “ başlıklı açıklamasını basından okuduğumda bu makaleyi yazmaya karar verdim. Bu açıklamada, Sayın Üstel, “görevim politika yapmak değil” derken,    bir politik manevrayı da yaptı.. Bu ise, “ yaşananların kökleri, geçmişi bizim hükümet dönemimizin gerilerine uzansa da, hükümet sorumluluğuyla birilerini suçlamayı tercih etmiyoruz” sözüdür. 
Türkçemizde bir ata sözü var, “ kabahat, samur kürk olsa kimse giymez”. İşte burada bu söz cuk oturur. Sayın Başbakan, sanki gökten zembille inmiş gibi davranmanın hiç gereği yok. Benden önce deyip, ortaya çıkan yanlışı örtemezsin. Çünkü uzun yıllardır milletvekili, bakan olarak erkte bulunan siyasi partilerde görev yaptınız. Sizin Başbakanlığınızdan önce, daha geriye gitmeyeceğim; son kez 15 yılın 12 yılında mensubu bulunduğunuz parti, 7 Başbakan ile ülkeyi yönetti. Siz bu sürenin 8.Başbakanısınız. Üstelik bu dönemlerde milletvekili yada Bakan olarak görev yaptınız. Dolayısı ile “ kökleri, geçmişi bizim hükümet dönemimizin  gerilerine uzansa da” ifadenizle, ortak sorumluluğu yok sayamazsınız.. Bakın açık yazayım. Geçmişte siyasi sorumluklar yüklenmiş biri, üstelik YÖDAK Yasasının çıkmasını kendi sorumluluk döneminde gerçekleştiren  biri olarak, şimdi denetim ve kontrol konusundaki eksiklikleri gördükçe;” neden daha kapsamlı  davranmadın” diye kendimi sorgularım. Benden öncekilere yada sonra göreve gelenlere sorumluluk yükleyerek hareket etmek doğru değildir. 
Sayın Başbakanın açıklamasında görevinin, “Sorunların çözümünü sağlamaktır” ifadesi doğrudur. Ama “ görevim, politika yapmak değil” ifadesi ile bunu yapamazsınız. Hele, o klasik gelmiş geçmiş hükümetler “ ifadesine dayalı mantıkla bunu yapamazsınız. Zem  zem suyu ile arınmak çare olmaz. 
Aksine şimdi;  yanlış, eksik veya yetersizliği ortaya çıkan bütün unsurları, ortadan kaldıracak olan   bir düzenlemeye, politika alanında, yasal ve idari her yan ile sağlamak gerekir.  Ama bunu, “politika yapmam” yada “benden öncekiler” söylemi ile başaramazsınız. Tersine, farklı siyasi eğilimlerin, sivil toplumun, akademisyenlerin, üniversitelerin, hukukçuların ve düşünürlerin ; “eteklerindeki taşları” düşürecek bir çaba ile o taşlardan, sağlam bir harç çıkarmak, görevinizin  bizzat kendisidir. 
Bu noktada Sayın Başbakanın, “sorunların üzerinden politika yapmak istemem” ifadesini ise  şöyle ele alırım. “ Acıdan bal çıkmaz, acı biber fidanına arı bile konmaz”. Bu  sözü, sorunların çözümü için yaratıcı öneri ve çıkış yolu arayışı yerine, yalnızca o anın,  o sorunun acısı üzerinden politika yapmaya soyunanların tümü için söylerim. Bunu da  sol- sağ anlayışa sahib herkese söylerim. Eskiyi bıraktım. 4’lü koalisyon döneminde oluşan döviz krizi nedeni ile fırlayan “ bolibif “ fiyatı üzerinden muhaliflik yapanlar bunun en çarpıcı örneğidir. Çünkü bu gün, o “ bolifin “   ve tüm gıda ürünleri ile mal ve hizmetin fiyatları,  10 katına çıktı. Ama şimdi o günkü afra tafra yok. Bunu da bugün, “politika yapmayın” diyenlerin tutumlarının  anlamsızlığı için yazdım. Politika yapın. Nitelikli, açık ve bilgiye, programa, plana dayalı yapın. Artık politika yapmayın diyen ilkel politik tutumdan da vaz geçin.