banner564

Rahatlatan mesaj

  Türkiye’nin yeni Dışişleri Bakanı Feridun Sinirlioğlu, Kıbrıs konusunda uzman bir diplomattır...
  Müsteşarlık döneminde, Türk ve Rum tarafı ile temasları yürüten kişidir...
  Müzakerelerin en hassas döneminde oluşan seçim hükümetinde Dışişleri Bakanlığı’na getirilmesi memnuniyet vericidir...
  İlk yurt dışı seyahatini Kıbrıs’a gerçekleştiren Sinirlioğlu’nun, dün Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile gerçekleştirdiği görüşme sonrasında vermiş olduğu mesajı herkesin iyi okumasında fayda vardır...
  Sinirlioğlu, garantör bir ülke olarak üzerlerine düşen katkıyı sağlayacağını söylerken, bundan sonraki süreçte bu özelliğin devam edeceğini belirtti...
  Rum tarafı her fırsatta garantörlüğün kabul edilmeyeceğini açıklarken, endişeye kapılan Kıbrıslı Türkler açısından rahatlatıcı bir mesaj oldu...
  Rum tarafının da, garantörlük konusunu bir krize dönüştürmemesini diliyoruz...
  Aksi halde 50 yılı aşkın bir süredir devam eden ayrılık, evliliğe dönüşmeyecek...
  Çünkü Kıbrıs Türk halkı için garantörlüğün devamı hayati derecede önemlidir...
  Kıbrıslı Rumlar, bu konudaki hassasiyetimizi anlamalı ve ısrarından vazgeçmelidir...



İyi niyeti görmeliyiz
  Kalıcı bir çözümün, Kıbrıs’ta her iki toplum için de yararlı olacağını her fırsatta söylüyoruz...
  Irkçı zihniyetin terk edilmesi durumunda, Kıbrıs adası her iki toplumun da refah düzeyini artıracak kadar zengindir...
  Doğal gaz olmasa bile, barış içindeki bir adanın turizmde çok daha ilerilere gitmesi zor değildir...
  Singapur’dan çok daha iyi bir iklime sahibiz...
  Ne var ki; Kıbrıs’ın kuzey ve güneyini 2014 yılında ziyaret eden turist sayısı 3,5 milyon civarında iken, Singapur’u ziyaret edenlerin sayısı 15 milyonun üzerindedir...
  Öyleyse; olası bir çözüm sonrasında Kıbrıs’ın turizmde patlama yaşaması söz konusudur...
  Daha çok yatırımcıya, daha çok otele ihtiyaç olacağı gibi; işsizlik sorununun da ortadan kalkacağını biliyoruz...
  Bu noktada önemli bir gerçeği her iki tarafın da dikkate almasında fayda vardır...
  Güneyde 240 bin kişinin ‘yoksulluk sınıfına’ girdiği dün resmi makamlar tarafından açıklandı...
  Neredeyse nüfusun 3’te biri yoksuldur...
  Bizdeki durumu net olarak bilmiyoruz...
  Ancak; Türkiye’deki istikrarsızlığın bir süre daha devam etmesi ve dövizdeki yükselişin sürmesi halinde nüfusun yarıdan fazlasının Rum tarafındaki gibi yoksullaşacağı yönünde iddialar vardır...
  Öyleyse aklın yolu kalıcı bir barış için uzlaşıdır...



Samimi olan kimdir?
  Kıbrıslı Türkler olarak, daha iyi bir yaşam istiyoruz...
  Çözümsüzlüğün sona ermesini, iki toplumun barış içinde yaşamasını ve geçmişteki olayların bir daha yaşanmamasını arzuluyoruz...
  İyi niyetli olduğumuzu yıllar öncesinden, tarih kitaplarında değişiklik yaparak göstermedik mi?..
  Kıbrıslı Rumları düşman olarak gösteren ifadeleri kitaplardan çıkarmadık mı?..
 Daha sonra, yani 20004’te Annan Planı’na “evet” diyerek, çözüm konusunda samimi ve istekli olduğumuzu tüm dünyaya kanıtlamadık mı?..
  Öyleyse; gelinen noktada hiç kimsenin bizleri veya Türkiye’yi suçlama hakkı yoktur...
  Daha iyi bir yaşam isterken, güvenliğimizi tehlikeye sokabilecek tavizlerle karşımıza çıkılmamalıdır...
  Garantörlük meselesi daha fazla tartışılmamalıdır...
  Rumlarda; bizlere karşı iyi niyet varsa, garantörlüğün devamından korkmamaları gerekir...
  Bu ülkede kan akıtılmadığı sürece, Türkiye askeri harekâta girişmez...
  Zaten başka ülkeler de buna müsade etmez...
  Tam tersi Türkiye gibi güçlü bir ülke, ilerleyen yıllarda buradaki doğal gazın da bekçiliğini yapar...
  Önemli olan ırkçı kafaların değişmesidir...
  İyi niyet varsa bunu başarabiliriz...
  Yoksa, tüm uğraşlar boşuna!.. 
YORUM EKLE

banner608

banner474