banner564

Rasyonel Politika, Türkiye, KKTC

Sayın Mehmet Şimşek’in Hazine ve Maliye Bakanı olarak görevlendirilmesi ile ilgili, Haber Türk’te değerli akademisyenlerin katıldığı tv programını izledim. Programda katılımcılar, Sayın Şimşek’in, “rasyonel ekonomik politika izlenecek” açıklaması üzerine  görüşler ifade ettiler. Bu görüşlerden biri de Türkiye’de çok tartışmalı olan TÜİK’in enflasyon oranları ile ilgili idi. Bu görüşleri de TÜİK ile ENAG enflasyon oranları arasındaki ciddi  farka işaret ederek seslendirmediler.. Ayni zamanda, İstanbul Ticaret Odası (İTO) ve TÜİK enflasyon oranı arasındaki farka ve bunun yanı sıra; TL kullanılan KKTC’deki enflasyon oranının, Türkiye’den daha yüksek olması da tezlerini dayandırdıkları diğer nokta idi. Bu iki verinin, yani İTO ile KKTC’de enflasyon oranının yüksek olmasını vurgulayarak, TÜİK verilerinin güven vermediğini ifade ettiler. Bunun için rasyonel politikanın, TÜİK’i de kapsaması gerektiğini vurguladılar. En ilginci, KKTC’deki enflasyonun resmi veriler temelinde de  Türkiye’den çok  fazla olduğunun işaret edilmesi oldu. Yani bugüne kadar görülmeyen bu gerçeğe, atıf yapılması oldu. Ancak bu atıf da Türkiye’deki TÜİK verilerinin tartışmalı unsurlar içerdiğinin bir kanıtı olarak ele alındı. 
O zaman, bunun üzerinde bizim durmamız gerekir. Enflasyonist dönemlerde çoğu zaman, Kuzey Kıbrıs’ın enflasyonu, Türkiye’den daha yüksek olmuştur. Bu konu, 2008 Dünya Ekonomik krizi ile yine gündeme geldi. O zaman Türkiye ile imzalanacak ekonomik protokol da gündeme gelmişti. Protokol taslağı görüşmelerinde gelen önerilerin, Kıbrıs gerçeğine uygun olmadığının altını çizerek, itirazlarımızı yaptık. Sonuçta, o güne kadar görmediğimiz bir tutum gördük. Dönemin ilgili Türkiye Bakanı olan Sayın Cemil Çiçek; “ya kabul eder imzalarsınız, ya da imzalayacak Hükümet bulunur” dedi. Kendisi ile bu konuyu tartıştık. Sonuçta o paketin, ülkeye ve insana yarar getirmeyeceği tespiti ile imzalamamaya ve halka giderek meseleyi anlatmaya ve Erken Seçim yapmaya karar verdik. Seçimi, “Ferdi Sabit Soyer’in kompleksi var, Türkiye’den para istemez, biz Türkiye’den parayı alacağız, çünkü Türkiye’nin ne istediğini biliyoruz, bunu yerine getireceğiz”  diyerek, Sayın Eroğlu Başkanlığındaki UBP kazandı. Arkasından o protokol imzalandı. Ama bu gün olduğu gibi, imzalanan Protokol, halka açıklanmadı. Söz konusu protokol, o zaman Yardım Heyetinin etkili kişisi olan Sayın Halil İbrahim Akça tarafından basıldı ve dağıtıldı. Ancak, 2010 CB seçimlerini de gerekçe gösteren hükümet, programı uygulamadı. Sayın Akça’nın dağıttığı kitaptan, programı öğrenen halk, tepki içine girdi. Seçim sonrası her biri 10 bin kişiyi aşan büyük mitingler, arka arkaya gelişti. Bu arada TC Lefkoşa Büyükelçiliğine Sayın Kaya Türkmen atandı. Sayın Türkmen, söz konusu paketin uygun olmadığını savunan örgütlerle görüştü. Bunun revize edilmesi gerektiğini ifade etti. Ancak Paketi imzalayan ve tersi popülist söylemlerle seçim kazanan Sayın Eroğlu, bu kez dönemin Başbakanı olan Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a yazı yazarak, Sayın Akça’yı görevden almasını istedi. Sayın Erdoğan da Sayın Türkmen’i görevden alarak;  Lefkoşa Büyükelçiliğine Sayın Halil İbrahim Akça’yı atadı. Ama programın uygulama çanağı, Sayın Eroğlu’nun değil, rahmetli Sayın İrsen Küçük’ün kafasına kırıldı. O Paketteki konulardan biri de KKTC’de enflasyon oranın, Türkiye’den daha yüksek çıkması meselesi idi. Gerekçede, “TL kullanılıyor, bunun olmaması gerekir” idi. Biz ise, “Kuzey Kıbrıs, Türkiye’deki enflasyonu ithal ediyor, bunun üzerine de kendimizin ürettiği enflasyon ekleniyor. Ayni zamanda Kuzeydeki ekonomik aktivitenin dayandığı temel dövizdir. Üstelik, Türkiye’den yaptığımız tüm ithalatta döviz temellidir. Hali ile Kuzey Kıbrıs’taki enflasyona, döviz kuru da doğrudan etki eder ve fark oluşur” diyorduk. Sonuçta paketi imzalayanlar, bu temelde çalışmalar yaptı.. Bugün güncellenmeyen o sepet ile Kuzey Kıbrıs’ta Hayat Pahalılığı, yani enflasyon oranı saptanıyor. Yani Kuzey Kıbrıs’taki enflasyon, bu olanlara rağmen resmi olarak Türkiye’den yüksektir. Bu gerçeklerin üzerinden atlanarak, yorum yapılamaz. Bunu ele alacak olan da bu ülkenin politik güçleri, akademisyenleri, ekonomistleri, sivil toplumudur. Eğer bu olmazsa, bilin ki gündeme gelecek olan; Türkiye ile KKTC’deki enflasyonu kağıt üzerinde birbirine yakınlaştırma gelişecek. Dün bu yol tutuldu ve çıkmaz yaşandı. Rasyonel Politika ifade edildiğine göre, hadi bakalım. 
 

YORUM EKLE

banner471

banner473