15 Kasım törenlerinde bir ilk yaşanacak ve Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı törenlere katılanları Cadillac araba üzerinden selamlayacak. Hal böyle olunca tartışmalarda başladı. 
Şahsen ben kaşı değilim, güzel de olur. Ancak bu arabanın devlet envanterine alınması gerektiğini düşünüyorum. Hatta bu araç ile devlet kasasına para bile kazandırılabilir.
Mesela devletin resmi bayramları dışında RHA 000 plakalı Cadillac sünnet düğünlerine ve evlenmek isteyenlere düğün arabası olarak kiralanabilir.
Büyük otellerimize gelen misafirler içinde bu araba kullanılabilir, yani turizminde hizmetine sokulabilir. Düşünsenize Kıbrıs’a balayına geliyorsunuz ve Cumhurbaşkanının halkı selamladığı o klasik araba ile havalimanından otele kadar yolculuk ediyorsunuz.
Ben şahsen böyle bir hizmet olsa para kıyar ve bu hizmeti alır, eşime hoş bir sürpriz yaparım. Siz yapmaz mısınız? Hem bu araba ile KKTC’nin de tanıtımına da yapılacak katkıyı düşünsenize.
Sırf Cumhurbaşkanı Akıncı binecek ve törende boy gösterecek diye Cadillac kiralamak biraz abartı. Ama dediğim şekilde olursa bu projeyi sonuna kadar desteklerim. 

Son tanıkları dinlemek…
Kıbrıs Barış Harekatı’na katılarak, Kıbrıs Türkü'nün mücadelesini katkı koyan gaziler, GAÜ İletişim Fakültesi'nde düzenlenen etkinlikte o yıllarda yaşadıklarını aktardı önce ki gece. 
Gece yarısına kadar devam eden programda, savaşa katılıp göğüs göğüsse mücadele eden komutanları ve yaşadıklarını, savaşın içinde nasıl ve ne şartlarda karar verdiklerini bizimle paylaştılar. 
Her birinin anlattığı hikâye çok önemliydi, zira bundan 45 yıl önce olan Kıbrıs Barış Harekâtının son tanıkları bu isimler. Her birinin o günlere dair anısı, hikâyesini kendilerinden dinlemek eşsizdi. 
Zaten program gece yarısını geçmesine karşın kimse itiraz etmemiş adeta oturduğumuz koltuklara zamp ile yapışmış gibiydik. Gazilerimizin anlattıklarını kafamızda canlandırmaya çalıştık, o anı yüreğimizde hissettik.
Ada’ya ilk ayak basan, çıkartmayı yapan ilk geminin kaptanı, paraşütle Gönyeli’ye ilk atlayan komutan, helikopter ile Rum mevzilerini vuran pilotu dinlemek…
Tarihe tanıklık eden isimlerle aynı salonda olmak, onlardan o günleri dinlemek eşsizdi. Keşke bir gece değil birkaç gece olsa ve her birini dinleme şansımız olsaydı. Çünkü hepsinde ayrı ayrı kahramanlık hikâyeleri var.
KKTC’nin kuruluş yıldönümünde böylesine güzel bir etkinliğe ev sahipliği yapan GAÜ Kurucu Rektörü Serhat Akpınar’ı organizasyonu eksiksiz hazırlayan başta GAÜ İletişim Fakültesi Dekanı Doç. Dr. Neriman Saygılı’yı ve çalışma arkadaşlarını ve komutanlarımızı bizimle buluşturan Kıbrıs Şehitleri Platformu Başkanı Hasan Taş’ı yürekten teşekkür ediyoruz. 
Umarız tarihe tanıklık eden bu kahramanların ağzından daha nice hikâyeler dinlemeyi Allah bize nasip eder. 

 "İç güveyi"  
Ada’ya ilk geldiğim yıllarda duyduğum bir hikâye ile yazıyı bitirelim. 
Dayı Lefkoşa’da büyük marketten alışveriş yapıyormuş. Alışveriş arabasına her aldığı üründen birkaç tane birden koyuyormuş. Hali ile araba ağzına kadar dolmuş bir süre sonra.
O esnada bizim Dayı’yı gören bir tanıdığı bu durumu garipsemiş ve sormuş.
-“Ma nedir ama Dayı yaptığın. Siz iki kişi, kim yiyecek bu kadar aldığını?” demiş.
Dayı’da “Yoo hepsi bizim değil, bunları damadıma alıyorum, kızıma iyi baksın diye” demiş.
Adam da dayanamamış “Ma Dayı bu arabanın yarısını bana al, ben tüm sülalene bakarım, yokta kızına….”demiş. 
Yıllarca bu hikâyeyi değişik versiyonları ile diledim. Market kimi zaman Reis oldu kimi zaman Metropol. Ama hikaye hep aynıydı. Dün içgüveyi esprilerini dinlerken birden aklıma geliverdi. 

MESAJLAR

Serhat AKPINAR: Büyük bir eksiklik olan 1974’ü anlatan bir film için senaryo aşamasına gelmişsiniz. Umarız her konuda olduğu gibi bu konuda da öncülük yaparsınız ve bu konuda sinema filmi olarak yakın tarihimizi ışık tutacak bir yapıt ortaya çıkar. 

Hasan TAŞ: Yine muhteşem bir organizasyona imza attınız bir dönemin canlı son tanıklarını Kuzey Kıbrıs’a getirdiniz. Bu arada yakın tarihimiz ile ilgili belgesel çalışmalarını bir sitede yayınlayacakmışsınız. 

Türkay AKPINAR: GAÜ’ye spor dalında yeni bir tesis daha kazandırıp çok kullanımlı bir fitnes salonu için artık gün sayıyormuşsunuz. Bölge ve öğrenciler için spor yapmak için güzel bir fırsat.

Serdar DENKTAŞ: Şu diyet işi galiba son günlerde gitti. Hele bakanlıktan gittikten sonra verdiğiniz kiloları hızla geri aldığınızı fark ettik geçen akşam. Detoksları da bıraktınız mı? 

Zorlu TÖRE: Gazilerin töreninde öyle bir konuşma yaptınız ki salondaki herkesin neredeyse gözleri doldu. Törenden sonra sizin konuşmanızda hafızlardaki yerini aldı. 

AHMET AKPINAR: Kaptanım uzun süre sonra yeniden buluşmak güzeldi, bu arada Ankara’da önemli bir göreve geldiğinizi öğrendik. Neyse madem bir ayağınız Ankara’da demek ki sizi daha sık göreceğiz artık. 

Tolga ATAKAN: Lefkoşa –Girne yolundaki lambaların bir kısmı yanıyor bir kısmı yanmıyor. Girne Amerikan Üniversitesinin arkasından geçen yolda da lambalar çalışmıyor. Arkadaşlar bir el atsınlar lütfen. 

Kemal Deniz DANA: Kooperatiflerin üzerine yıllar sonra gidilmesi önemli. Bakalım bu işlerin perde gerisinde daha neler neler ile karışılacağız. Umarız hepsini denetleme şansınız olur. 

Sinan GÜNEŞ: Pek muhterem kayınpederiniz hakka yürümüş. Merhuma Allah’tan rahmet, geride kalanlara sabırlar diliyoruz, başınız sağ olsun…. 

Dimağ CAĞINER: KITOB KREDO işbirliği ile Grand Pasha Hotel’de düzenlenen Kat Hizmetleri Temel Eğitimine katılım hayli iyi olmuş. Demek ki sektörde bu yönde ciddi bir eksiklik vardı, bu eğitimlerin devamını diliyoruz. 

Mustafa TOYCAN: Doğum gününüzü yakın dostlarınız biraz gecikmeli de olsa dün kutlamışlar. Nice güzel yaşlara diliyoruz. Umarız bu yeni yaşınızda yol arkadaşınızı da bulursunuz. 

Dr. Ahmet Melih KARAVELİOĞLU: Tasarruf eğiliminin artırılması konusunda değindiklerinize aynen katılıyoruz. Hatta bu konu bence okullarda da anlatılmalı. Belki bu konuda siz ön ayak olursunuz. 

Ferda EKİNCİ: Yeni James Bond filmi için kadın bir oyuncu aranıyormuş. Yakışıklı jön yerine Bond serisi için bir kadının aranmasını siz nasıl değerlendiriyorsunuz? 

Devrim BARÇIN: 2020 bütçesini evde sayfa sayfa okuyup hatim etmişiniz. Valla ne yalan söyleyelim birisinin bu kadar ilgi göstermesi ve bazı şeyleri kamuoyunun bilgisine getirmesi hayli yerinde oldu.