banner564

Rum lideri hayal kırıcı

   Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile Rum lideri Nikos Anastasiadis arasındaki görüşmenin ‘samimi bir ortamda’ gerçekleştiği bildirildi…
   Gayet güzel…
   Fakat bu samimi ortamda Rum lideri, Kıbrıslı Türklere karşı ‘samimi davranışta’ bulunmadı…
   Toplantı sonrasında gazetecilere yaptığı açıklamalar; Rum liderinin bizimle ‘siyasi eşitlik temelinde’ uzlaşıdan yana olmadığını gösteriyor…
   Kendine göre geliştirmeye çalıştığı yeni bir federasyon tezi ile ‘iki oluşturucu devletçiğin’ yetkileri artırılıyor; fakat federal devlette Türk tarafının en ufak bir söz sahibi olmasını kabul etmiyor…
   Şimdi bu konuyu biraz açalım…
   Cumhurbaşkanı Akıncı; ‘Limanlar, sivil havacılık, doğal gaz, AB ile ilişkiler ve kararlara katılım’ gibi konularda yetkiyi elinde bulunduracak olan federal hükümette yer alacak Türk temsilcilerden sadece bir tanesinin ‘onayını’ almasını istiyor…
   Anastasiadis ise bunu ‘azınlığın, çoğunluğa hükmetmesi’ olarak görüyor ve reddediyor…
   Yani bizlere özetle şunu söylüyor:
   “Çoğunlukta olan Rumlar karar alacak, sizler de toplantı odasında kukla azınlık olacaksınız, söz hakkınız da olmayacak…”
   Bunun farklı bir anlamı varsa buyursunlar bize de anlatsınlar…
   Böylesi bir rezalet 1960 anlaşmalarında bile yoktu…
   Neden ‘bile’ diyoruz…
   O yıllarda kendi kendimizi yönetme becerimiz yoktu…
   Askerimiz, devletimiz, şimdiki kadar siyasi partimiz, derneklerimiz yoktu…
   Fakat; kurulan devlette veto hakkımız vardı…
   Şimdi ‘veto’ yerine ‘bir kişinin onayı’ diyoruz, onu da kabul etmiyor…
   Demek ki güvendiği dağlar vardır…

Doğal gaz meselesi

   Gelelim ikinci dikenli konuya…
   Cumhurbaşkanı Akıncı, Rum liderine şöyle diyor:
   “Ya müzakereler bitinceye kadar doğal gaz sondajlarını dondurun; ya da yürüttüğünüz çalışmalara bizi de katınız…”
 Anastasiadis, bunun lafını bile ettirmiyor…
  Ve yüzü kızarmadan şöyle diyor:
   “Yaptığımız işlemler hakkında Akıncı’ya bilgi verebilirim…”
   Ne güzel…
   “Kardeşim Mustafa 4 ülkenin Enerji bakanlarını Atina’da bir araya getirdik ve Doğu Akdeniz’deki gazı, çok pahalı bir yöntem olmasına karşın Mısır üzerinden sevk etmeyi kararlaştırdık…”
   Ne güzel ne güzel…
   Bu hikâyeyi zaten Rum basınından okuyoruz…
   Her meselede Türkiye’yi dışladığınızı bize söylemekle ne tür bir kazancımızın olacağını da söyleseydiniz bari…
   Ve aynı Rum lideri, müzakerelerinin başlaması halinde Türkiye’nin adadaki sondaj gemilerini geri çekmesi şartını ortaya koyuyor…
   “Ben egemen devletim ve sondaj anlaşmaları yapabilirim, ama sen yapamazsın” diyor…
   Bu hareketler ve söylenenler yenilir yutulur gibi değildir…
   Evet, çözüm istiyoruz…
   Cumhurbaşkanı Akıncı’nın, çözüm olması için gösterdiği çabayı takdirle karşılıyoruz…
   Ama kabul edilemez Rum siyaseti karşısında ezilmeyiz…
   KKTC’nin, doğal gaz başta olmak üzere, diğer tüm konularda ünlü İngiliz hukukçuları ile en erken zamanda bir durum değerlendirmesi yapmasında fayda vardır…
   Onların söyleyeceklerini de dinleyelim ve stratejiyi belirleyelim…

YORUM EKLE

banner608

banner474