banner564

Rumlar ve Türkler

  İşçinin ve köylünün partisi AKEL!..
  Aynı zamanda CTP’nin yoldaşı!..
  Ulusal Konsey içinde en faşist partilerle aynı görüşleri savunarak, tek hedef doğrultusunda ilerleyen bu parti, diğer yandan bizlere göz kırpıyor, aldatıcı mesajlar gönderiyordu...
  Özellikle Hristofyas “AKEL ile CTP iktidarında Kıbrıs meselesini bitireceğiz” diyordu...
  Gün geldi, AKEL ile CTP aynı dönemde iktidara geldi...
  Hristofyas güneyde, Talat kuzeyde ‘toplum lideri’ oldu...
  Fakat Kıbrıs sorunu çözülemedi...
  Neden?..
  Hristofyas, 2004 referandumuna saatler kala yan çizdiği için...
  Planda 2-3 maddelik bir değişiklik gerektiğini belirtirken, ‘Güvenlik Konseyi varılan anlaşmayı garanti etmeli’ demişti Hristofyas...
  Annan Planı’nda garantilerin devamı vardı...
  İki bölgelilik ve dönüşümlü başkanlık da vardı...
  Hristofyas’ın partisi AKEL şimdi de DIKO ve en faşistlerden EDEK ile Vatandaşlar İttifakı’nın şartlarını ortaya koyuyor...
  Birinci şart, garantörlüklerin sona ermesi...
  “Eğer Türkiye’nin garantörlüğü kaldırılmazsa bizden oy istemeyin” diyor...
  İkinci şartı; NATO’nun da garantör olmaması...
  Üçüncü şartı; en az garantiler kadar önemli...
  Ne diyor biliyor musunuz?..
  “Mülkiyette öncelik mülk sahibinde olmalı... Bunun dışındaki önerileri kabul etmiyoruz...”


Bizdekiler ne yapıyor?..
  Müzakere süreci hız kazandıkça, Rum siyasileri de içlerini daha rahat boşaltıyorlar...
  Tümü halka mesaj vermek için yarışıyor...
  Ortak noktaları ise ‘Rum halkının hak ve menfaatlerinin’ korunması...
  Tümü, Türkiye’nin garantörlüğünü reddediyor...
  Tümü Türk askerinin ve KKTC vatandaşı olan TC kökenlilerin gitmesini istiyor...
  Tümü tüm göçmenlerin evlerine dönmesini şart koşuyor...
  Tümü Kıbrıs Cumhuriyeti’nin devamından yana...
  Peki Kıbrıslı Türklerin pozisyonu ne olacak?..
  Cevabı hazır:
  Kıbrıs Cumhuriyeti’ne yamalık!..
  İnşallah böyle olmaz...
  Ama gidişat onu gösteriyor...
  Kıbrıs Türk halkından oy alan...
  Ve Meclis’teki yeminde KKTC’yi yücelteceğine dair and içenler ne diyor buna?..
  Üzücü olan şu ki; bizdeki sağ partiler dahi artık Türkiye’nin garantörlüğünün ‘kırmızı çizgi’ olduğunu söylemekten korkar oldular...
  Bizdekiler ‘daha az ve daha çok alanlar’ diye kendi aralarında mülkiyet kavgası yapmayı tercih ederken, Rum tarafının taleplerine tepki gösteremiyorlar...
  Hatta bir kısım insan “Tabi ki evleri Rumlara geri vereceğiz... Yağma dönemi bitti” diyor...
  Verelim o zaman...
  Ancak böylesi bir siyasetin, kısa bir süre sonra kendileri dahil, herkesi nasıl bir felakete sürükleyeceğini hiç hesap etmiyorlar...
  “Ne olacaksa olsun” siyasetine sarılanların tümünün bir süre sonra “Yandık Allah” diye çırpınışlarını kimse duymayacak...
  Hele Türk askeri bir çekilsin...
  O zaman başımıza nelerin geleceğini hep birlikte göreceğiz...
  Üzülmeler, ağlamalar, sızlamalar işe yaramayacak...
  Ve tüm bunların sorumlusu, iç siyaset gibi, dış siyaseti de batıran ‘seçilmişler’ olacak...
YORUM EKLE

banner471

banner473