banner564

Rusya Ukrayna gerginliği Kıbrıs sorununa etki eder mi?

Geçtiğimiz hafta hükümet programı okundu ancak toplumun ilgisini pek çekmedi. Önceki hükümet programlarının da hayata geçmediğini düşünürsek toplumun neden ilgisini çekmediği kolayca anlaşılabilir. Ancak onca çalkantılı süreçten sonra toplumun sosyal ve ekonomik yaşantısının iyileşeceğini ümit ederek yeni hükümetin açıkladığı programı başarılı olmasını diliyoruz.
Geçtiğimiz hafta coğrafyamızın gündemi hükümet oluşumu iken, dünya Ukrayna-Rusya işgaline odaklanmış durumdaydı. İlginçtir ki Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği, NATO ve ABD’nin Rusya’yı protesto ederlerken, işgale seyirci kalmaktadırlar. Aynen Rusya’nın Kırımı da topraklarına kattığı zaman protesto edip seyirci kaldıkları gibi…
Meselenin iç yüzü Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin (SSCB) dağılmasına kadar dayanıyor. İkinci dünya savaşı sonrası oluşan iki kutuplu güç dengesi, SSCB’nin dağılması ile ABD lehine değişince, ABD dünyada tek güç olarak kalıyor. Tek olmanın verdiği avantajı kullanmak isteyen ABD, kendince dünya ülkelerine şekil vermeye çalışmaktadır. Büyük Ortadoğu projesi ve Avrupa’da NATO’nun gelişmesini sağlayan operasyonlar, ABD’nin dünyanın tek gücü olarak yaptığı operasyonlardır.
SSCB’nin dağılmasından sonra yeniden toparlanan Rusya, dünyaya yeni şeklini vermeye çalışan ABD’ye kısaca şu mesajı vermektedir. “Pasifiğin ötesi, Atlantik’in ötesi kabul ancak Karadeniz ve Kafkasya benin coğrafyamdır. Buralarda operasyon yapamazsın” mesajını vermek istemektedir. Ancak ABD Rusya’yı ciddiye almayıp Gürcistan’ı NATO’ya üye yapmak isteyince, Rusya karşı atak olarak Gürcistan’ın Güney Osetya ve Abhazya bölgelerini işgal eder. ABD sonrasında Ukrayna’yı NATO üyeliğine almak isteyince, 2014 yılının Nisan ayında Rusya tarafından desteklenen isyancılar Donetsk ve Luhansk bölgelerinde hükümet binalarının kontrolünü ele geçirerek bu bölgelerde birer halk cumhuriyeti kurarlar. Rusya kurulan halk cumhuriyetlerini tanır. Rusya bugün bu iki bölgeyi kontrol altına almak için bölgeye askerlerini gönderiyor. Rusya’nın buradaki ana hedefi bu iki bölgeyi, bir halk oylaması ile kendine bağlamaktır. 
ABD ve Rusya arasındaki güç çekişmesi sürerken bu sürecin Türkiye’ye yansıması ve etkisinin bizim coğrafyamıza nasıl olacağı yeni hükümetinde üzerinde durması gereken en önemli konulardan biri olacaktır. Dünya coğrafyası ile ilgilenen herkes bilir ki ABD ve Rusya arasındaki çekişme sadece askeri alanda değil, bu çekişmenin bir de ekonomik boyutunun olduğudur. Türkiye’nin hem Rusya hem de Ukrayna ile büyük hacimli ticari ilişkileri vardır. Türkiye her iki ülkeden de buğday alıyor. Her iki ülkeden da üç milyon üzerinde turist ağırlıyor. Eğer Rusya’ya ticari yaptırımlar uygulanacaksa Türkiye ticari ilişkilerinde sorunlar yaşayacaktır.
Coğrafyamızda un üretimi yapan üç firmanın açıklamalarına göre biz de un üretimi için buğdayın tamamını Rusya’dan ithal etmekteyiz. Tabiki bu ithalat Türkiye üzerinden yapılmaktadır. Rusya’ya uygulanacak ticari yaptırımların bizleri de direkt olarak etkileyeceği açıktır. Rusya’nın Ukrayna’nın Donetsk ve Luhansk bölgelerine ilerlemesine başlayınca, dövizin yeniden yükselişe geçtiğini hepimiz gözlemlemekteyiz.
Rusya’nın Ukrayna işgalinin coğrafyamıza sosyal ve ekonomik yansımasının ötesinde, Kıbrıs sorunuyla da doğrudan ilgilidir. Ukrayna; İngiltere, Amerika ve Rusya’nın garantörlüğünde kurulmuş bir devlettir. Söz konusu garantörlük olunca, Rusya-Ukrayna arasındaki gerginliğin nasıl çözümleneceği konusu, Kıbrıs Sorunu için hassas bir nokta oluşturmaktadır. Rum Yönetiminin, Rusya Dışişleri Bakanı Sergei Lavrov’a yönelik tepkileri ve Rusya’yı kınamaları tamamen Rusya-Ukrayna arasındaki gerginliğin, Kıbrıs Sorununa etki etmesinden duydukları kaygıdandır…
Herkese güzel bir hafta dileklerimle, iyi pazarlar.
 

YORUM EKLE
YORUMLAR
Salih Yorulmaz
Salih Yorulmaz - 2 yıl Önce

Biz hem bu dünyadayız, hemde bu dünyada değiliz.... Etki edebilr de, etmeye bilir de. Bekleyip göreceyik...

banner608

banner473