banner564

Sadece bir örnek yetmez mi?

   Kıbrıslı Türklerin yüzde 65’i ‘İki bölgeli, iki toplumlu federasyonu’ öngören Annan Planı’na “evet” dedi…
   Bu ne anlama geliyor?..
  -Adada barış ve Avrupa Birliği vatandaşlığı istiyoruz…
   Avrupa Birliği vatandaşlığını isterken, amacın ne olduğunu bilen var mıdır?..
   Ezici bir çoğunluk sadece maaşın Euro olacağını ve daha iyi şartlarda yaşanılacağını düşünüyor…
   Fakat ‘daha iyi şartlarda yaşam’ için yapılması gerekenleri hiç tartışmıyor…
   Mesela tam gün eğitim…
   Buna var mısınız?..
   Asla, n’olamaz…
   Tam gün sağlık…
   O da olamaz…
   Emeklilik yaşını 65’e çıkarmak…
   Mümkün değil…
   Veteriner kontrolünde tek mezbahanın çalıştırılması?..
   Ya da kuyu sularının şişelenmesinin önlenmesi…
   Olur mu öyle şey?..
   Bizim insanımız ne iş yapacak?..
   Gayet basit…
   Yapabileceği işi yapabilecek...

Özelde çalışmak olur mu?..

   Her isteyenin üniversite mezunu olabileceği bir Avrupa ülkesi var mıdır?..
   Bunu tartışmaya hazır mısınız?..
   Asla n’olamaz…
   Neden?..
   Evladımız üniversite mezunu olacak ki devlette iş bulabilsin…
   Bulamayan ne yapacak?..
   Göç edecek…
   Nereye?..
   Öncelikle İngiltere’ye…
   Orada ne iş yapacak?..
   Mesela; KKTC’de hukuk okuduğunu düşünelim…
   İngiltere’de avukatlık mı yapacak?..
   Buna izin verirler mi?..
   Asla vermezler…
   Burada iletişim okuduğunu düşünelim…
   İngiltere’de BBC’de mi çalışacak, Times gazetesinde mi?..
   Mümkün mü?..
   Elbette değil…
   Peki ne iş yapacak?..
   Bulaşıkçı mı, ütücü mü, şoförlük mü, koruma görevi mi?..
   Tesisatçı mı, boyacı mı?..

Burada olamaz
   
   İngiltere’ye büyük hayallerle gidip de aradığını bulamayan çok insan var…
   Orada boyacı veya yapıcı veya kebapçı olunuyor da Kıbrıs’ta neden ‘illa ki’ devlet memurluğu…
   Sistem böyle çalıştığı için…
   Peki ama bu aslında sistemsizliğin sonucu değil mi?..
   Ve böylesi bir yapı sürdürülebilir mi?..
   Sürdürülemeyeceğini herkes biliyor…
   Yine de sistemli bir yaşama geçilemiyor…
   Çünkü; ülkenin tüm kurumları, başta siyasal yapı buna izin vermiyor…
   Son 49 yıl bu şekilde geçti…
   Bu süre zarfında üretim geriledi…
   Başta narenciyede, harnupta, zeytinde, patateste… 
   Elinde Rum arazisi bulunduranlar parselleyip satmak suretiyle durumu bir şekilde idare etti…
   Peki 50’inci yılda ne olacak?..
   Neyi satıp da idare edeceğimizi düşünen var mıdır?..
   
Bir Avrupa örneği

   Neyse ‘tek örnekle’ konuyu noktalayalım…
   Hemen herkes Avrupalı yaşam istiyor ama bunun gereklerini yerine getirmekten kaçınıyor…
   Avrupalı yaşam istiyorsanız, hani gezi için gittiğinizde hayran kaldığınız Larnaka, Limasol ve diğer bölgelerde yabancılara ait alış-veriş merkezlerine saldırmayacaksınız…
   Zaten buna izin verilmeyecek…
   Limanların özelleştirilmesine ‘peşkeş’ diyerek saldıramayacaksınız…
  Toplu taşımacılığın Çinli şirkete verilmesi karşısında protesto eylemi yapamayacaksınız…
   Hatta marketler zincirine bir Alman şirketinin katılmasına “yok oluyoruz” sloganıyla karşı çıkamayacaksınız…
   Bakın güneye…
   Orada ünlü Alman marketler zinciri Lidl vardır…
   İsteyen oradan alış-veriş yapıyor, isteyen Athanidis’ten…
   Avrupa işte budur…
   Hem Avrupalı olmak isteyeceksiniz, hem de “benden başkasına bu ülkede izin yok” diyeceksiniz…
   Bu zihniyetle sadece hava alırsınız…
   Kaldı ki; havamız da kirlendi…
   İyi haftalar… 

YORUM EKLE
YORUMLAR
Hasan Nuri
Hasan Nuri - 6 ay Önce

Tanınmayan Uluslararası Hukuk Dışındaki Ben yaparım olur Ülkesi Ganimet düzeni ile Yönetilen KKTCye Gerçekten Avrupa’nın İngiltere’nin Dev Şirketlerinin KKTC’ye gelip de Yatırım Yapmasını mı bekleyebiliriz acaba ?
Avrupa’nın Büyük Yatırımcı Dev Şirket zincirleri Tesco , Lidl , Sainsbury’s , Carrefour , Aldi , Marks Spencer gibi Dev Şirketlerin İstesek de Yalvarsak da KKTC gibi bir Ülkeye gelip de Yatırım Yapmalarına gerçekten İnanan mı var ?
Kırk yıl önce zenginlikler içinde kurduğumuz KKTCnin bugünkü hali içler acısıdır ! Kötü Siyaset ve Kötü Yönetim neticesi yapanın yanına kalan Ülkemizi Mahvettik ! Altımızdaki Rum Mülklerini Türkleştiremeyip ne Turizmi , Üretimi ve ne de Ekonamiyi Başarabildik ! Yaşam Standartlarının her geçen gün düştüğü KKTCde Bizim olmayan ve Hırsızlık sayılan Sattığımız Rum Mülkleri ile Anavatan Türkiye’nin gönderdiği Milyarlarla KKTCyi Bugüne kadar idare ettik !
Bugünden Sonrası mı ? Allah Sonumuzu Hayır Eylesin demekten başka ne yapabiliriz ki !!

Hasan Nuri
Hasan Nuri - 6 ay Önce

74 öncesi İngiltereye göç eden Kıbrıslı Türklerin Başarıları kayda değerdir , Kıbrıs’ta eğitilip Yurt dışında Amerika ve genellikle İngiltere gibi Ülkelerde mezun olanlarımızın Muazzam İngilizce bilen Hukuk ve Ekonomi uzmanı mezunlarımız bugün İngiltere’nin başarılı ve sayılı toplumları arasına girmeyi başarmışlardır , KKTC öncesi Eğitim başarısı gösteren Kıbrıslı Türkler Her alanda başarılı olmuşlardır ! KKTC Üniversiteleri mezunlarımız ise İngilterede istediği başarıyı maalesef elde edememiştir , İngilterede bir Kapıcı olabilecek kadar İngilizce bilmeyen KKTC mezunlarımız büyük umutlarla gidilen İngilterede Eğitim ve İngilizce eksikliğinden ancak Bulaşıkçı , boyacı veya Düz işçilik yapabilmektedirler ! Eğitim ve Yaşam kalitemizin her geçen gün düştüğü KKTCde maalesef gerçekler yüzümüze vurmaktadır , Nüfusun ne olduğu bilinmeyen Ülkemize doldurduğumuz Nijeryalı , Sudanlı, Somali Pakistan ve Bangladeşli son zamanlardaki Rus ve İranlılarla Küçücük Ülkemizi gelecek için ne Bekliyor acaba bilen var mı ?
“ Quantity or Quality “ diye eski bir İngiliz sözü vardır, Kıbrıslı Türkler ne istiyor acaba ??

öz
öz - 6 ay Önce

Bu gün gelinen noktada K/Türkler, denizin bittiği ve kumun görüldüğünü biliyor. KKTC denilen yerde yaşamanın tek koşulunun, ancak siyasi iktidara yaslanarak devlet dairesinde bir iş kaparak, karın tokluğuna çalışmaktan ibaret olduğunu anlıyor. Ne kendisi, ne de çocukları için bir gelecek kalmadığını görüyor ve bir karar vererek AB diyor. Eskiden yüzde 65 olan AB ne katılma isteği, bu gün çok daha fazla. Burada öcü olarak gösterilmeye çalışılan, 65 yaşta emeklilik, tam gün, mezbaha, özel sektör işletmeleri, AB nde siyasi peşkeş için yapılmaz. Her şey açıklık, şeffaflık, hesap verebilirlik ölçüsünde, hukukun üstünlüğü, gibi kurallar çerçevesinde olur. AB demek insanlık onuru demektir. İnsan hakları demektir. Yani, çalışan hakları, fırsat eşitliği, liyakat, ehliyet demektir. Demokrasi, uluslararası tanınırlık demektir. AB refah toplumu demektir.

banner471

banner473