banner564

Sağlıklı ekonomi

Hafta sonu geldi ve Bakanlar Kurulu, Sağlık Üst Kurulunun tavsiye ettiği kapanma kararını bir hafta daha uzattı.
Covid-19 krizi ilk etapta kamu sağlığını tehdit eder bir şekilde küresel olarak ortaya çıkmış olsa da, virüsün görüldüğü tüm coğrafyaların ekonomik düzenleri de sağlıksız bir hal aldı.
Küresel karantina dönemi dijitalleşme, evden çalışma, uzaktan iletişim gibi eğilimleri güçlendirdiği görülse de bu süreçlere ayak uyduramayan veya uzaktan erişeme müsait olmayan kesimleri dışarıda bırakıp gelir adaletsizliği yaratacağı aşikardır. Sosyal hayatın, seyahatlerin, üretim ve iletişim alanlarının kuralları, sağlık öncelikli yeniden düzenlenirken, toplumsal dayanışmanın ve yardımlaşmanın güçlendirilmesi elzem olmuştur.
Covid-19 sürecinde dünya ekonomisinde dikkat çeken önemli sorunlardan biri tüketicilerin tüketim kararlarını ertelemeleri ve piyasalarda talep düşüşünün yaşanması oldu. Gıda ve tıbbi malzeme gibi dönemin acil ihtiyaçları dışında diğer tüm harcama kalemlerinin askıya alınması, birçok ülkede ekonomik büyüme ivmesinin kaybedilmesine neden oldu. Covid-19 salgının ortaya çıkardığı önemli sonuçlardan biri; üretim süreçlerinin durduğu birçok ülkede nüfusun gıda, ilaç ve tıbbi malzeme ihtiyaçlarının karşılanmasının stratejik bir milli güvenlik unsuru haline gelmesi oldu. 
Birçok ülkede tarım ve gıda üretiminin geçici olarak kesintiye uğraması, buğday-pirinç gibi temel gıda hammaddelerine ihracat yasakları getirilmesine yol açtı. Tıbbi malzeme ve cihazlarla ilgili olarak da benzer bir durum yaşandı ve hükümetler yerli üreticilerin tüm üretimlerine kamu adına el koyup ihracat yasakları getirdiler.
Kamunun ekonomik alandaki varlığının ve etki gücünün gözle görülür biçimde artmasına ve liberal serbest ticaret söylemlerinin zayıflamasına neden olan bu eğilimler salgın sürecinde zor durumda kalan kritik şirketlerle ilgili kamusal kurtarma paketleri hazırlanmasıyla devam etti. 
Seyahatlerin tamamen durması sonucu en fazla olumsuz etkilenen sektörlerden biri olan havayolu taşımacılığında tüm uçaklarını aylarca park etmek durumunda kalan küresel oyuncular, devasa zararlar edip ev sahibi devletlerin kurtarma programlarına başvurmak zorunda kaldılar.
Bizim coğrafyamızda da durumu yukarıdaki verilen görünümden çok daha farklıdır. İçinde bulunduğumuz şartlar herkesin bildiği üzere çok daha ağırdır. Ekonomimizin sağlam bir yapısı olmaması ve var olan sistemin de hizmet sektörü ağırlıklı olması Covid-19 salgınının sosyoekonomik faturasını daha da ağırlaştırmaktadır. 
Küçücük coğrafyamızda son verilere göre; pozitif vaka sayılarımız pik noktasına ulaşmıştır. Son günlerde Covid-19 virüsünün mutasyona uğramış şeklinin de coğrafyamızda görülmeye başlaması kaygıları daha da artırmaktadır. Uzmanlar salgında üçüncü dalga endişesini dile getirirlerken pozitif vaka sayısının artabileceği uyarısında bulunuyorlar.

Bu nedenle Bakanlar Kurulunun normalleşme sürecine ilişkin ekonomik stratejisi, her şeyden önce salgının kontrol altına alınmasını ve belirli bir plan çerçevesinde ekonomik faaliyetlere dönülmesini şart koşuyor. Dolayısıyla sağlık ve ekonomi paydaşlarının birlikte oluşturacağı bir eylem planında; sağlık mı, ekonomi mi? sorusunun cevabı, sağlıklı ekonomi olacaktır. Böylesi bir eylem planına acilen ihtiyaç duyulduğu konusunda sanırım herkes hemfikirdir.
Herkese güzel bir hafta diliyorum...

YORUM EKLE

banner608

banner474