Türkiye’deki siyasal düzeni kopya ederek, küçücük Kıbrıs’ta çok sayıda siyasal parti ve bu partilerin yönlendirdiği örgütler kuruldu…
Sağcı örgütler UBP’yi ve UBP’den kopanları destekledi…
Solcu örgütler de CTP’yi ve diğerlerini…
Grevlerin, eylemlerin büyük bir çoğunluğu tamamen ‘siyasi çıkarlar’ için gerçekleştirildi…
Ama bunları yaparken; ekonominin kayıpları, çocukların eğitim hakkının gasp edilmesi, kamu yönetiminde kalitenin dibe vurması hiç düşünülmedi…
Dünyanın hiçbir yerinde göremeyeceğimiz acayip uygulamalar yapıldı bu küçük ülkede…
Başarılı insanlar; sırf parti rozeti takmıyor diye görevinden alınıp yüksek maaşla ‘müşavirler ordusuna’ gönderildi…
Otur evinde al maaşı…
Peki nereye kadar?..
Gittiği yere kadar…
Sonuç; devletin iflası…
Şimdi birisi çıkıp da KKTC’nin iflas etmediğini söyleyebilir mi?..
Türkiye dışında buradaki kamu bankalarına olan borçlara bakarsanız, batağın içinde olduğumuzu görebilirsiniz…
İşte bu bataklığın içinde hem ülke ihtiyaçlarını karşılayamıyoruz, hem de rezil bir yaşam sürdürüyoruz…
Böylesi bir çağda saatlerce karanlıkta kalmak rezillik değil de nedir?..
Alkışlayalım yakıt gelmiş
Elektrik, Kıbrıs Türkü’nün yıllardır bitmeyen bir çilesi…
Peki neden hep çile?..
Çünkü elektrik üreten kurumu devlet yönetiyor…
Her iktidar değişiminde kurumun yönetimi de değişiyor…
Her seçim arifesinde buraya aşırı derecede personel alınıyor…
Batacağını bilerek, siyasal çıkar uğruna yapılıyor bunlar…
Geçmişi bir yana bırakalım…
Sadece son iki ay içinde 3 hükümet, 3 elektrikten sorumlu bakan ve 3 KIB-TEK yönetimi gördük…
Böylesi bir durumda istikrardan söz edebilir misiniz?..
Geleceğe güvenle bakabilir misiniz?..
Ülkenize, devletinize, kurumlarınıza güvenebilir misiniz?..
Bakın şimdi bizleri hangi sözlerle teselli ediyorlar…
“Yakıt geldi, sorun bitti” diyorlar…
Ardından “ama bu gelen yakıt Cumaya kadar” diyorlar…
“Yenisi de inşallah yetişecek” diyerek umut pompalıyorlar…
Peki son bir hafta içinde 30 bin liralık hamurunu, 15 kilo etini, yüzlerce kilo dondurmasını ve donmuş gıdalarını çöpe atanları kim, nasıl tazmin edecek?..
Elektrik kesintileri yüzünden iş yapamayan, fakat işçisini ödemek zorunda kalanların zararlarını kim karşılayacak?..
Sinir hastalarını kim tedavi edecek?..
Ve sizler böylesi rezil bir düzen içinde sosyal etkinliklerde boy gösterip, halkla dalga geçeceksiniz…
Artık açık açık konuşmalıyız…
Bu düzen sürdürülebilir değildir…
Filmin sonuna geldiğimiz halde, sandalyeden kalkmak istemeyenler olabilir…
Ama bir süre sonra salonda tek başlarına kalacaklarını bir yere not edelim…
Ganimet Düzeni içinde kurduğumuz KKTCde bugün yalnızlaşıp tek başımıza kaldık, Gelen Yatırımcıyı, İngilizleri , Avrupalı Turistleri kovduk !
Ülke dışına giden Gençlerimiz bile geri gelmiyor !
KTHY gibi batırdığımiz tüm kurum ve kuruluşlarımız ile dökülen Ülkemizde Yatırım you, icraat yok , Üretim yok , Elektirik yok , Su yok ! Yoklar Ülkesi bir KKTC yarattık, Yatırımcı ve Turist gelmiyor , Giden Gençlerimiz Gelmiyor ,
Dünyadan kopardığımız KKTC de tek kalıcı olan Ülkeye getirdiğimiz binlerce Afrika kökenliler !
Allah Sonumuzu Hayır Eylesin !!!