Etrafımızda çok ciddi gelişmeler yaşanıyor…
  Rum Savunma Bakanı ile Fransa Savunma Bakanı arasında imzalanan ‘gizli askeri anlaşmanın’ bir Rum gazetesi tarafından deşifre edilmesi hem Türkiye’yi, hem de KKTC’yi ‘ciddi kararlar’ almaya zorluyor…
  Kıbrıs’ın 3 garantör ülkesinin onay vermediği bir askeri anlaşmanın uluslararası hukuk açısından geçerliliği yoktur…
  Fransa’nın, Kıbrıs’ın güneyi olsa dahi burada deniz üssü kurma ve savaş gemilerini Mari’de toplama hakkı da yoktur…
  Böylesi bir gelişme karşısında hem Türkiye’den, hem de KKTC’den seslerin yükselmesi gerekiyor…
  Ne var ki; Türkiye 23 Haziran seçimine odaklanmış durumda…
  Her alanda İstanbul Büyükşehir Belediye seçimleri tartışılıyor…
  KKTC’nin gündeminde ise yeni koalisyon hükümetinin oluşumu vardır…
  UBP ile HP arasındaki hükümetin bir günde kurulmasını beklerken, herkesi şaşırtan gelişmelerin yaşandığını görüyor ve üzülüyoruz…
  İki partinin özellikle bakanlıkların, kurum ve kuruluşların ve bazı dairelerin paylaşımı konusunda uzlaşamaması gerçekten üzücüdür…
  Bu saatten sonra uzlaşabilecekleri yönünde de fazla umut yoktur…
  Sıradan vatandaşlar olarak bizler; neyin paylaşılamadığını anlamakta zorlanıyoruz…
  Kooperatif Merkez Bankası kimde mi olacak?..
  Batmış KTHY ve TÜK’ten yaklaşık 1.5 milyar Euro alacağı bulunan bu bankayı UBP alsa ne olur HP alsa ne olur?..
  Şeker Sigorta’yı mı paylaşamıyorlar?..
  Devletin sigortacılıkla ne ilişkisi var Allah aşkına…
  Bunca yıl parti çiftliği gibi yönetilen bu ticari kuruluşları artık devretme zamanı gelmedi mi?..
  Bu halk, bu devletçik daha ne kadar istihdam, hatta vurgun yükü çekecek?..
  Başka ülkelere bakma zamanı gelmedi mi?..

Piyango kime çıkmalı?

  Spor Dairesini kim alacak?..
  Devlet Piyangosunu kim yönetecek?..
  Kavga edeceğinize özelleştirin Piyango Dairesini…
  Bakın o zaman gelirler 5’e 10’a katlanacak…
  Bakan olamayan veya milletvekili seçilemeyen 3-5 kişiye makam koltuğu hediye etme uğruna bunca yıldır çektiklerimiz yetmez mi?..
  Bakan talimatına göre reklam kampanyası yapan bir piyango yönetimi olabilir mi?..
  Toprak Ürünlerini mi paylaşamıyorsunuz?..
  Milyonlarca lira borcu olan batmış, bitmiş bir kurum değil midir TÜK?..
  Kredi alamadığı için köylüye tohum ve gübre veremeyen, patates alımlarını geciktirerek insanların kazıklanmasına neden olan bu kurumu alıp da ne yapacaksınız?..
  Kapatın gitsin…
  Bırakın köy kooperatifleri yapsın bu işi…
  Elektrik Kurumu çok mu önemli?..
  Yönetim kurulunu paylaştığınızı düşünelim…
  Ne olacak?..
  Elektrik fiyatlarını mı ucuzlatacaksınız?..
  Teknecik santralinin filtre sorununu mu çözeceksiniz?..
  Tuvalete gideceğinde sizlere danışmasını istediğiniz yönetim kurulu üyeleriyle bu kurumun kurtulacağını mı düşünüyorsunuz?..
  Hele böylesi sendikal düzende ne yapabileceğinizi iyice düşündünüz mü?..
  Geriye ne kaldı?..
  Devletin elindeki Kıbrıs sigorta mı?..
  Hemen devredin gitsin…
  Kadrosunu şişirerek sigorta şirketi yönetemezsiniz…
  Bunları da yapamıyorsanız, o zaman ‘evlilik anlaşması’ yerine ‘şartlı seçim’ anlaşmasına gidiniz…
  Birincisi tek bölge seçimi…
  İkincisi milletvekili seçilenlere bakanlık kapısını kapatacak önlemler…
  Bu iki madde üzerinde uzlaşırsanız çıkın kürsüye bir “Hodri Meydan” da siz çekin…
  Fransız üssünü, doğal gaz krizini, dövizdeki yükselişi bırakın başkaları dert edinsin...