banner564

Satışlardan önce alınan güvence parası “Kapora”

Bu hafta sizlere Mal ve hizmetler hakem Heyeti’ne gelen bir araba satışı ile ilgili kapora konusunu anlatmak istiyorum. Bilindiği üzere kapora,   Satın alma sırasında, taraflar arasında anlaşmaya varılıp kesin sözleşme yapılmadan önce, alıcının satıcıya ödediği bir miktar paradır. Bu para alıcı tarafın caymasına karşı bir tür güvence oluşturur. Daha sonra satış bedeli ödenirken kapora bu miktardan indirilir. Kapora ödenmiş bir satış işleminde eğer satıcı sözleşmeden vazgeçerse, önceden öngörüldüğü biçimde kapora tamamen veya kısmen iade edilir.
Hakem Heyetimize başvuran vatandaşımız gazetede bir araç galerisinin anlaşmalı bir bankadan 1 yıl ertelemeli, 72 ay vadeli kredi ile sıfır km. bir araç satışı reklamlarını gördüğünü, reklamda belirtilen şartların kendisine uyduğunu, firmaya gittiğini reklamda belirtilen araçlardan birine talip olduğunu, firmanın araçların adaya gelmek üzere yolda olduğunu 500 TL kaparo vermesi gerektiğinin şart olarak öne sürüldüğünü, alımdan vazgeçerse kaporanın yanacağının söylendiğini, 500 TL’yi ödediğini, bir süre sonra firma tarafından arandığını evrakların anlaşmalı bankaya gönderildiğini, bankanın kendisine kredi veremeyeceğinin söylendiği ve bu nedenle kendisinin başka bir bankadan kredi bulması gerektiğinin söylendiğini, kendisinin de firmanın ilan ettiği sözleşme şartlarından 1 yıl ertelemeli ödeme seçeneğinin kendisine uyduğunu bu nedenle söz konusu aracı almak istediğini, ancak vaat edilen krediyi vermeyerek firmanın satıştan caydığını, bu nedenle kaporasının geri iadesini talep ettiğini, firmanın hem arabayı satmaktan vazgeçtiğini hem de parasına el konulduğunu iddia etmekteydi. 
Firma savunmasında özetle, Müşteriden 500 TL kaparo aldıklarını, müşterinin bir yıl ertelemeli kredi kampanyasından yararlanmak istediğini ve bununla ilgili anlaşmalı bankaya işlemleri yönlendirildiklerini. Ancak Banka gerekli incelemeleri yaptıktan sonra, bu kredinin onaylanmadığı bilgisini taraflarına bildirdiğini. Müşteriye dönüş yapılarak, “kredi başvurunuza onay verilmedi, yerine farklı bir bankadan kredi kullandırılabilir” düşüncesi ile, bir yıl erteleme kampanyasının uygulanamayacağı ve eğer istenirse 3 ay ertelemeli yapılabileceği bildirilmiştir. Burada sözleşme şartlarını değiştirecek hiçbir eylemde bulunmadıklarını, müşterinin kredi süreci ile ilgili sıkıntıları olduğu için ikinci bir seçenek oluşturulduğunu bu nedenle kaporayı iade etmelerinin mümkün olmadığını söylemişlerdir. 
Tarafları dinleyen Hakem Heyetimizin kararı oldukça hukuki terimler içermekle birlikte, anlam bütünlüğünü bozmamaya çalışarak kısaltarak size sunuyorum. 
Taraflar arasındaki ihtilaflı hususlar olgusal olmayıp daha çok hukuki noktalara ilişkindir. Bunlar özetle,
1.  Sözleşmeyi hangi tarafın ihlal ettiği ve/veya caydığı,
2.  Kapora'nın iadesinin bu meselede mümkün olup olmadığıdır.
Sözleşmeyi hangi tarafın ihlal ettiği ve/veva caydığı: Öncelikle birinci ihtilaflı noktayı ele alırız. Her iki taraf da sözleşmeyi kendisinin ihlal etmediğini ve/veya sözleşmeden kendisinin caymadığını iddia etmektedir. Gerçekten de ilk bakışta her iki tarafın da sözleşmedeki yükümlülüklerinden kaçan bir görüntü çizmedikleri görülmektedir. Şikâyet edenin, sözleşmedeki kredi ile ilgili koşullar doğrultusunda ödemeyi yapmaktan kaçmadığı; diğer taraftan ise şikâyet edilenin, sözleşmedeki satış işlemini işbu duruşma tarihi itibarı ile dahi tamamlamaya hazır olduğu görülmektedir. Bu hususta taraflar arasındaki ihtilaflı husus ise, sözleşmede yer alan "Kalan Bakiye Anlaşmalı Bankadan kredilendirilecek 1 yıl ertelemeli yapılacak (72 ay vade)" şeklindeki ifadelerin ne amaçla yazıldığıdır.
Şikâyet edilenin bu husustaki iddialarına göre, bu ifadelerin sadece sözleşmenin altında bilgi niteliğinde bir not olduğu; sözleşme şartı olmadığı; kısaca bağlayıcı bir özelliği olmadığıdır. Yine şikâyet edilenin bu husustaki iddiaları; kendilerinin kredi verilip verilmemesi hususunda bir taahhüdü olmadığı ve kendilerinin kredi başvurularında sadece müşterilere kolaylık olması için bu konuyla ilgilendikleri yönündedir. Diğer taraftan, şikâyet edenin ise, yazılı şikâyetindeki ve şahadetindeki iddiaları, kendisini satın alma işlemine motive eden esas hususun 1 yıl ertelemeli 72 ay vadeli kredi imkânı olduğu ve bu şartlarda bir kredi olanağı olmasa idi sözleşmeyi yapmayacak olduğu yönündedir. Gerçekten de, şikâyet edilenin de hem savunmasında hem de şahadetinde, müşterisinin en baştan itibaren 72 ay vadeli ve 1yıl ertelemeli kredi imkânından yararlanmak istediği kabul edilmektedir. Diğer taraftan şikâyet edilen, kredi imkânı olmasaydı dahi şikâyet edenin arabayı almayı taahhüt ettiği ve/veya bu yönde taraflar arasında açıkça bir anlaşma yapıldığı yönünde herhangi bir iddiası ve bu yönde şahadeti de yoktur. Tüm bu hususları dikkate aldığımız zaman, kredi ile ilgili sözleşmede yazan hususların şikâyet edeni sözleşme yapmaya iten esaslı hususlar olduğu ve sözleşmede de açıkça yazılmış olduğu cihetle sözleşmenin bir şartı olduğu yönünde bulgu yapılmıştır.
Bu konu ile ilgili olarak Sözleşmeler Yasası'nın. Fasıl 149'un 34. Maddesi aynen şu şekildedir:  "34. Bir sözleşmenin koşul olarak bağlı olduğu gelecekteki olay, bir kişinin belirlenmemiş bir zamanda nasıl davranacağı hakkında ise, bu kişinin, kesin olarak belirli bir zaman içinde veya yeni ek koşullar getirilmeden böyle bir davranışta bulunmasını olanaksız kılan herhangi bir şey yapması üzerine, söz konusu olayın gerçekleşme olanağı kalmamış sayılır " Bu maddeyi önümüzdeki meseleye uyguladığımız zaman:
a. "koşul olarak bağlı olan gelecekteki olay", "kredi temin edilmesidir”,
b. "bir kişinin belirlenmemiş bir zamanda nasıl davranacağı" "bankanın krediyi onaylayıp onaylamamasıdır, ki önümüzdeki meselede de herhangi bir süreye bağlanmamış idi.
c. "böyle bir davranışta bulunmasını olanaksız kılan herhangi bir şey yapması" ise "kredi sağlamayı olanaksız kılan bir şey yapması yani kredinin onaylanmadığını bir yazı ile bildirmesidir"
Hemen belirtmek isteriz ki, şikâyet edilen, bu koşullardaki kredinin sadece söz konusu banka ile yapılan anlaşma çerçevesinde sunulmakta olduğunu beyan etmiş, aynı koşullarda kredi veren başka bir banka olup olmadığı hususunda ise bilgi sahibi olmadıklarını ifade etmiştir. Dolayısı ile şikâyet edilenin, şikâyet edenin aynı krediyi başka bir bankadan temin etme imkânı olup da bunu yapmadığı yönündeki iddialarının da, yine kendi beyanları çerçevesinde mesnetsiz olduğu yönünde bulgu yapılmıştır.
Bu hususta yine Fasıl l49 Sözleşmeler Yasasının 65.maddesi açık bir düzenleme de getirmiştir. Şöyle ki;"65,Bir anlaşmanın geçersiz olduğu meydana çıktığında veya bir sözleşme geçersiz olunca, böyle bir anlaşma veya sözleşme uyarınca bir yarar elde etmiş_bulunan herhangi bir kişi, elde ettiği yararı geri vermekle veya kendisinden yararı elde ettiği kişiyi tazmin etmekle yükümlüdür"
Görüldüğü gibi, geçersiz sözleşmeden yarar elde edenlerin, bunu iade etmesi gerektiği açıkça düzenlenmiştir. Bu madde kapsamında şikâyet edilenin, elde ettiği 500 TL kaporayı iade etmesi gerektiği yönünde bulgu yapılarak.
Yukarıdaki gerçekler doğrultusunda;
a- Şikayet edilen tarafından, şikayet edene 500 TL ödenmesine.
b- Şikayet edilen tarafından, şikayet edene 500 TL üzerinden
sözleşme tarihinden tamamen tediye tarihine kadar yıllık yasal faiz ödenmesine
KARAR VERİLİR.
YORUM EKLE
YORUMLAR
Mustafa Akduman
Mustafa Akduman - 8 yıl Önce

İyi akşamlar ben dükkan sahibine 3bin kopara verdim caydim alabilirmiyim

Mustafa Akduman
Mustafa Akduman - 8 yıl Önce

İyi akşamlar ben dükkan sahibine 3bin kopara verdim caydim alabilirmiyim

banner471

banner473