İsrail-Hamas çatışması; Kıbrıs’taki ‘savaş uzmanlarını (!)’ harekete geçirdi…
   Sosyal medyada kahramanca yazılar yer alıyor…
   Kendini ‘halkçı’ veya ‘sosyal demokrat’ gören bir kesim İsrail’e saldırıyor…
   Filistinlilerin öldürüldüğünü, elektrik ve sularını keserek insanlık suçu işlediğini savunuyor…
   Öldürülen İsrailli gençlerle ilgili düşüncelerini paylaşamıyor…
   Kendini  ‘milliyetçi’ gören kesim ise, Kıbrıs olaylarını gündeme getirerek “İyi ki bizim Türkiyemiz var” diyor…
   Doğru mu doğru…
   İyi güzel de sen ne yapıyorsun kendi güvenliğin için acaba?..
   Biraz da bundan bahsedelim…
   Bugüne kadar ne yaptın, bundan sonrası için ne planlıyorsun?..
   Kıbrıslı Rumların da Yunanistan’ı var…
   Avrupa Birliği koruması var…
   Mısırla, İsrail’le, Ürdün, Katar, Kuveyt, Birleşik Arap Emirlikleri, Fransa, ABD ile ‘ortak savunma’ anlaşmaları var…
   Buna karşın güneyde satılan her 100 Euro’luk üründen 16 Euro’su Rum savunma fonuna gidiyor…
   Ya sende?..
   Nasıl olsa Anavatan karşılıyor!..
   Unutmayalım; 1980’li yıllarda Güvenlik Kuvvetlerini Güçlendirme Kurumu oluşturulduğu zaman, ithal ürünlere yüzde 2’lik bir fon konmuştu…
   Bir süre sonra iş adamlarından tepkiler gelmeye başladı…
   “Efendim pahalılığa neden oluyormuş’ bu fon…
   İstedikleri şekilde yönlendirdikleri siyasileri kullanarak, Güvenlik Kuvvetlerini Güçlendirme Fonu’na yüzde 2’lik kesintiyi kaldırdılar…
   Bir tarafta yüzde 16’lık vergi, diğer tarafta sıfır…
   Bizdeki sözde milliyetçiler ‘Anavatan’ sloganının arkasına saklanarak, üzerlerine düşen sorumlulukları yerine getirmiyor…

Mülkler ve toprak

   Sadece güvenlik açısından değil…
   Ekonomik açıdan da böyle…
   Gün gelecek, Rum mülklerinin yağmalanması konusuyla yüzleşeceğiz…
   Bugün ‘iki bölgeli’ çözüme sarılanlar kendilerini Rum çoğunluğun içinde bulacaklarını düşünmek istemiyorlar…
   Toprak senin değilse, o bölge üzerindeki yönetim hakkını nasıl sorgulayacaksın?..
   Öyleyse; tek seçeneğin vardır…
   Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin sana altın tepsi içinde sunduğu fırsatı değerlendireceksin?..
   Nedir o fırsat?..
   Taşınmaz Mal Komisyonunu çalışır hale getirmek…
   Bunun için kaynak lazım…
   Öyleyse; Rum mülklerinin satışında fazladan vergi koyacaksın…
   Bir miktar da Anadan isteyip, kuzeydeki mülkünü gönüllü olarak satmak isteyen Rumları ödeyeceksin…
   Böylece toprak senin olacak…
   Önemli olan bir evde kimin oturduğu veya tarlayı kimin ektiği değildir…
   Önemli olan toprağın devletin kontrolünde olmasıdır…
   Ama sen yıllardan beri üç beş kişinin emri altında bu komisyonu da çalıştırmıyorsun…
   Ve aynı sloganla herkesi avutmaya çalışıyorsun…
   “İyi ki bizim Anavatanımız var” diyerek kahramanlık taslıyorsun…
   İyi ki Anavatanımız var…
   Ama kendi paramızla üzerinde oturduğumuz toprağımız da olsun…
   Kendi güvenliğimizi sağlamada kendi katkılarımız da olsun…
   Kazandıkça daha çok mülk, daha lüks araba geleneğiyle bunu yapamazsınız…
   Banka sahibi olup da vergi ödemelerinde 700’ün sıranın da altına düşerek kendi ayakların üzerinde durabilecek bir noktaya gelemezsin…
   Bırakın artık ucuz kahramanlığı da çocukların geleceğini düşünün…