Gençler Birliği ve Yeni Boğaziçi’nin maçları her zaman çekişmeli ve heyecanlı olmuştur. Dün maçta Gençler Birliği takımı kâğıt üzerinde rakibinin durumuna aldandı ve nasıl olsa maçı alırım havası ile maça çıktı. Oyuncuların maça istekli başlamayışı ve oyunu daha rolanti oynaması maçın ilk dakikasından belli oldu. Maçı iki bölüme ayıracak olursak 18.dakikadan öncesi ve sonrası diye ayırmamız gerekir. Maçın 18.dakikasına kadar oyun orta alanda her iki takımın da oyunu bu şekilde götürme isteğiyle devam ediyorken bir anda uzaktan gelen Ahmet Yalçın’ın golü ile Gençler Birliği maçın son anına kadar rakibine çok adamla yüklendi fakat gol atmakta başarılı olamadı. Gençler’in ilk olarak yaptığı en büyük hatası maça nasıl olsa yeneriz havası ile çıkması. İkinci neden ise son haftalarda birkaç oyuncunun süren transfer gelişmeleri ve takımın içerisinde bulunan belirsizlik. Eğer bir takımdan as oyuncular gönderiliyorsa akıllara şu soru işareti gelir hedef mi küçültüyoruz? Yoksa şampiyonluk hedefimiz değil mi? Bu tip hedef belirsizliği takımın maça odaklanmasını bozar. Bence saha dışında etkenler bunlardı. Saha içine dönecek olursak orta sahada ilk yarı Emir oynadı fakat Emir’in ikinci yarı doğru yere yani stopere çekilmesi yerindeydi. Doğan karşısında bu tuttu fakat Doğan topla oynamayı seven bir takım onu bozmak için yerinde bir karar fakat Yeni Boğaziçi’nin topu Genler Birliği’ne vereceği belliydi. Tonbara da sol kanatta geçemeyeceği adam yok fakat onu Yeni Boğaziçi’nin en kuvvetli olduğu yere yani defansın ortasına göndermek onu 0 ile çarpmak demektir. Orta alanda hücum oyuncuları rakip defansın içine fazla girince rakip sahanın orta alanını Yeni Boğaziçi kaptı ve rakibini kanatlara itti. Kanatlara inen Gençler Birliği oyuncuları yapılan her ortayı Nadar ve Keita’nın savunmada ki müthiş performansı engelledi. Bir ara Gençler Birliği savunmadan ileriye uzun top attı ve Yeni Boğaziçi’nin yaptığı en iyi şey olan hava topu savunması ile rakibinin ekmeğine yağ sürdü. Gençler Birliği rakibi kendi sahasına hapsetse de pozisyon üretkenliği azdı. Maçın anahtarı Tonbara’nın soldan inip yapacağı ortalardı fakat onu da solda oynamadığı için ancak 2 kere yapabildi. Yeni Boğaziçi takımı ise hücumda en önemli iki oyuncusu Mustafa İnanç ve Tety yokken atılan golün değerini iyi bildi ve ilk haftalarda görmeye alıştığımız başarılı takım savunmasını çok iyi uygulayarak altın değerinde 3 puanın sahibi oldu. Fakat bu galibiyet Yeni Boğaziçi takımına yeterli gelmemesi gerek. Devre arası özellikle hücum hattına transferler şart yoksa her maç bu şekilde olmaz. Karşılaşmanın hakemleri kötü bir maç yönetmediler fakat Hüseyin Özkan Hocaya tek bir şey söylemek istiyorum maçın ilk yarısında bir pozisyonda Zübeyir yerde acı içinde kıvranırken ve sağlık ekipleri kenarda neredeyse sahaya girmişken, hocam sağlık görevlilerine sahaya girin diyeceğinize oyuncuların itirazlarına cevap vermek ile meşguldünüz. Önce sağlık hocam daha sonra oyuncuları dinleyip itirazlarına saygı duyarsınız.