Konuları sağlıklı tartışmak gerekir. İstikrarlı muhasebe birimi meselesi yeniden ısındı. Buna karşı olanlar olabilir. Ancak bu görüşe karşı olanların, enflasyonun tırmanmasına yol açan etkenin, yani TL’nin değer kaybetmesinin yol açtığı istikrarsızlığın nasıl giderileceği ile ilgili görüşleri de olmalıdır.
Ancak görüş ortaya koymayacaksın, ama Ekonomi Bakanı Sayın Sunat Atun’un ifade ettiği gibi de söyleneni çarpıtacaksın. Bu çok yanlıştır. Çünkü Sayın Atun, bu görüşleri; “TL’yi bırak Euro’ya geç. Bu imkansızdır” diye takdim etti. Ancak Sayın Atun, bir Ekonomi Bakanı ve bir iş insanı olarak, kendi ve toplumun ekonomik ilişkilerinde değer ve fiyat belirlemede TL’nin değil Euro ve Dolar’ın etken olduğunu çok iyi biliyor. Madem, “TL’yi bırak, Euro’ya geç imkansız” diyor. O zaman gerek kendisinin gerekse Bakanlığının öyle oynak kur falan değil, tüm fiyatların TL ile olmasına karar vermesi gerekir. Yani Dolar ve Euro kuruna bakarak, satış anında o kur üzerinden TL ile fiyat verilmemesi gerekir. Ancak esas imkansız olan bu. Yani ekonomi kendiliğinden “Dolarizasyon ve Eurozisyon”dadır.
Kendisi Ekonomi Bakanıdır. Peki, Türkiye’de karar alınan ve kısa süre içinde döviz kurunda kısmı düşüşe yol açan, Döviz ve TL Mevduatlarının Euro, Dolar ve Sterling temelinde kur artış farkının TC Merkez Bankası ve Devlet Hazinesi bağlamında karşılanacağı kararına ne der? Türkiye TL’yi terk mi etti? Dolar, Euro, Sterline mi geçti? Böyle bir şey olabilir mi? Peki kendisi, ülkesinde enflasyonun yıkımını azaltmak ve TL ile Döviz dengesinin sağlıklı olabilmesi. İnsan ve ekonomik yaşamda ahengin oluşması için, istikrarlı birim meselesini, neden TL’den vazgeçme niyeti olarak takdim ediyor?
Eğer bu söylediğine samimi olarak inanıyorsa; o zaman, Ekonomi Bakanı olarak derhal Bakanlar Kuruluna KKTC’ye ithal edilen tüm ürünlerden vergi işlemi sırasında, o anki döviz kuru üzerinden vergi alınması yerine, tüm devlet vergilerinin sabit TL ile olması gerektiği kararı için önerge getirmelidir. Ayrıca Mülk Satışı, Alışı, Devri ile ilgili işlemler ve verginin KKTC Tapu Dairesinde Sterling üzerinden değil, sabit TL değeri üzerinden yapılması yasasını, Meclise sevk etmesi gerekir. Bu arada Devletten ihale ile iş alan ve döviz krizi nedeni ile haklı olarak işi durduran Müteahhitlere de, “siz TL’den vazgeçmek istiyorsunuz” deyip sorunları ile ilgilenmemesi gerekir.
Ancak bunları ondan istemek haksızlıktır. Ama bu enflasyonist ortamda, çare arayışı içinde istikrarlı muhasebe birimi görüşünü de dar milliyetçi argümanla, “ TL’den vazgeçmek” niyeti olarak takdim etmesi ise kendi insafsızlığıdır. Evet resmi para birimi TL’dir. Ama Ekonomide, Devlet vergi ve ihalelerinde, alım ve satımlarında, ekonomik ilişkilerde ise fiili “resmi” para; Euro, Dolar ve Sterling’dir. Bu nedenle bu fiili “resmi” paraların birinin, insan ve ekonomi için uyumu ve istikrarı için stabil bir muhasebe birimi olarak ele alınması yerindedir. Esas olan bunun nasıl ele alınacağıdır.
Bakın, KKTC Bankalar Birliği Türkiye’de TL ve Döviz bazlı mevduatların uyumu için, Merkez Bankası ve Hazine tarafından fonlanması kararı sonrası, Türkiye’den destek ve katkı istedi. Yani KKTC CB, BB, Maliye ve Ekonomi Bakanları ile Hükümetin sesiz tayyare moduna girmesi üzerine, onlar ses verdi. Ama Ekonomi Bakanımız ise hala, dar milliyetçi duygular ile esası değersiz kılmaya çalışıyor.
Sayın Atun, artık bu dar zeminleri bırakıp, esası konuşarak; aklı, aklın yanına koyacak bir ortama katkı sağlamak gerekir. Türkiye mevduatlarını stabil döviz kuruna endeksledi. O zaman neden KKTC’de stabil para birimi meselesi tu kaka olsun?