banner564

Seçim değil geçim derdi

Küçük ülkemiz bir yılı aşkın süre UBP’nin kurultayına kilitlendi...
Onu hayırlısıyla tamamladılar…
Şimdi de genel seçim heyecanı başladı…
En az 10 partinin katılacağı bir yarış için 500 tane aday aranıyor…
Hayırlısı olsun diyelim…
Ancak ülkemizin ana sorunu seçim değil, geçimdir…
Ülkenin ciddi sorunları var...
İşsizlik, göç, iflas, çaresizlik, hatta açlık vardır...
Kanser hastalıklarında ürküten artışlar...
Ve hepsinden önemlisi suçlardaki patlama...
Güzel bir ülkede soygun, hırsızlık, darp, şiddet, uyuşturucu ve trafik kazalarının bu kadar artması dikkat çekicidir...
Kuzey Kıbrıs, mafyanın ve azılı suçluların cirit attığı bir ülke oldu...
Bunu hiç kimse inkar edemez...
Personel ve teknoloji açısından yetersiz olan KKTC polisinin önleyemeyeceği boyutlara ulaşan adli olaylar yüzünden Kıbrıs Türk halkı rahat uyku uyuyamaz hale geldi...
Halkın bu konudaki rahatsızlığı, kamuoyu araştırmalarına da yansıdı...
Son yıllarda yapılan kamuoyu araştırmalarında vatandaşlar, yaşanan sorunların ilk sırasına ‘suçları’ yerleştirdi...

Öyleyse ne yapmalı?..

Daha fazla gecikmeden ‘Asayiş Kurulu’ hayata geçirilmeli...
Bu konuda çok yazı yazdım...
Dıştan gelen nüfus, yerli nüfusun üzerine çıkmışsa...
Uyuşturucu kullanımı 11 yaşa kadar inmişse...
Gençlerde alkol ve sigara kullanımı yüzde 85’lere ulaşmışsa...
Ehliyetsiz araba kullananların sayısı artmışsa...
Kırmızı ışıkta durmamak kural olmuşsa...
Hırsızlıklar, silahlı soygun ve cinayetler sürekli artıyorsa...
Küçük çocuklar öz babaları tarafından tecavüze uğruyor, vahşice öldürülüyorsa...
Platonik aşk sorunu yaşayanlar, silaha sarılıp, cinayet işleyecek kadar psikolojik sorun yaşıyorsa...
Para uğruna ülkenin değerli insanlarının yaşamlarına son veriliyorsa...
Bu ülkede asayiş elden gitmiş demektir...
Asayiş elden gidince, kendi insanınıza huzur ve güven veremezsiniz...
Kendi insanınızı mutlu edemezsiniz...
Sağlıklı ve güvenilir bir gençlik yetiştiremezsiniz...
AB’ye girdiğinizde uyum sağlayamaz, aşağılanır, itilir, kelepçeli bir yaşama mahkum edilirsiniz...
Öyleyse; artık harekete geçme zamanıdır... 
‘Asayiş Kurulu’ derhal oluşturulmalıdır...
Cumhurbaşkanı, Başbakan, İçişleri Bakanı, Türkiye Büyükelçisi, Güvenlik Kuvvetleri ve Polis Komutanı, yargıçlar ve psikologlar bir araya getirilerek çözüm üretilmelidir...
Alınması gereken ne kadar önlem varsa, tümü kısa sürede hayata geçirilmelidir...
Eksik yasalar çıkarılmalı, polis gücü ve buna paralel olarak sokak devriyeleri artırılmalı, sınır kapıları tam denetim altına alınmalıdır...
Hatta mahkeme emriyle ‘şüpheli konutlarda’ arama yapılarak, kayıtsız silahlar ve satış için paketlenen uyuşturucular toplanmalıdır...
Silkinmek ve kendimize gelmek zorundayız...

YORUM EKLE
YORUMLAR
Hasan Nuri
Hasan Nuri - 2 yıl Önce

Sayın Akar bugünkü yazınız KKTC gerçekleridir, yıllardır yapmış olduğunuz değerli uyarılarınızı maalesef Siyasilerimiz ve yöneticilerimiz kayde almamıştır, kötü KKTC Siyasetinin Ülkemizi bugün getirdiği nokta ise dönüşümü olmayan bir çöküşe doğru gidiyor olmamızdır,Hem Sağlıktak Hem Siyasette Hem Ekonomide sınıfta kaldığımız bir gerçektir elemelere kalma şansımız ise sıfırdır, bu saatten sonra KKTC kabuk değiştirip Sil Baştan olmaz ise Yarınlar bizlere bu günleri aratacaktır !!

,öz
,öz - 2 yıl Önce

Seçim mi? Güzelyurt bir milletvekili kaybetmiş. Girne bir milletvekili daha kazanmış. Lefke+Güzelyurt ancak bir İskele ediyor. KKTCde tarımın, suyun verimli toprakların, yeşilin, yeraltı kaynaklarının, yetişmiş insan gücünün en iyi olduğu batı bölgesinin siyasette esamesi okunmuyor. Uluslararası limanı kapatılmış, bir zamanlar adanın en parlak öğrencilerini yetiştiren okulların kapatılması düşünülüyor. Bölge sürekli göç vermeye mecbur bırakılmış. Hastane ve yolları yapılmıyor.Var olan hastane bile kapatılmaya çalışılıyor. Yatırım yapıladı, göç verdi,seçmen sayısı ve milletvekili sayısı düşürüldü.Netice olarak siyasi etkisi azaldıkça daha fazla göç kısır döngüsü.Bu arada zenginin biri tarafından kurulacak 50-60 bin kişilik bir yerleşim birimi ve burada oturanların yurttaş yapılması ile,hem meclis, hem de cumhurbaşkanlığı rahatlıkla kontrol altına alınabilir ve buna da KKTC demokrasisi denebilir. Oysa doğrusu milletvekillerinin sadece kafa sayısı oranına göre değil de toprağa göre seçilmesi esas olmalı. Bölgelerin birbirlerinden siyasi açıdan üstünlüğü olmamalı.Eşit olmalı.Her bölge mecliste eşit olarak temsil edilmedikçe adil bir siyasi yönetimden bahsedilemez.Getir nüfusu, vatandaş yap, siyasi iktidarı belirle. Buna demokrasi değil, toplum mühendisliği denir. ( Türkiyeye yığılan 10 milyonlarca Suriyeli, Iraklı, Afgan da benzer bir mühendislik örneği)

Turkish power
Turkish power - 2 yıl Önce

Ne oldu mr koz anadoludan gelen Türkler sizi rahatsız mı ediyor Kıbrıs kurtuluş savaşını mi baslatacaksiniz palikaryayla birlikte ha ha ha

banner608

banner474