banner564

Seçim ve cüceleşmemek

 Artık seçim ortamına girdik. Ancak ortam verimlilik açısından dünden daha iyi bir noktada değildir. Her siyasi hareket, kendi değerleri, inançları temelinde siyasi yaşamda bir iddia sahibidir. İddiasını toplum yaşamı içinde ileriye taşımak için de siyasi yaşamın önemli bir alanı olan seçimlerde halkın desteğine başvurur. 
Hedefi, seçimlerde en iyi sonucu almak. Yani ülke ve toplum yaşamında etkinlik için iktidar veya o seçim döneminde mecliste iyi bir temsiliyet elde etmeyi hedefler.
Kuşkusuz bu süreç robotlarla olmaz. Bireylerde kendi inançları doğrultusunda bu devinimde yer alır. Onlar da tercih ettikleri siyasi partilerin başarısı için çabalarken, aynı zamanda kendilerinin de o hareketten seçilmesini arzularlar.
Yani seçim, toplumda gelişme sağlamak için var olan demokratik bir araçtır. Buradaki hedefte, başarı göstererek, tespit edilen toplumsal amaçlara yol açmaktır. 
Dolayısı ile bu olayın, demokratik bir zemine dayanması gerekir. Ancak farklı siyasi çizgi yarışına karşın bir diğer esas da, olayın etik ve insani değerlere yaslanması gereğidir.
Bu yoksa, istendiği kadar ulvi sözler ifade edilsin ve sonuç ne isterse olsun, kazanan da sıkıntı yaşar. 
Meydanda kalsın...
Bakın bu ülkede herkesin kanıksadığı bir söz var. “Seçim meydanlarında söylenen sözler orada kalır.” Bunu da genellikle seçimden sonra söylerler. O, “meydanlarda kalır” denen sözler ise verilen vaatlerle ilgili olanlar değildir. Rakip gördüklerini ekarte etmek için yapılan hakaretler, suçlamalar ve karalamalarla ilgili yapılan ifadeler içindir bu “tekerleme...”
Rakibi aşağılamak, hakaret etmek. Vatan haini, alçak, hırsız diye tanımlamak, ya da onun veya yakınlarının insani zafiyetlerini istismar etmek, seçimler için geçerli yol sayılır. Bu yolla seçimde başarı gösterenler, seçim bittikten sonra işte o sözü ifade ederler. “Seçimde yaşananlar meydan kalır.”
Bu yüzden tek derdi, nasıl olursa olsun seçim kazanmak olanla, etik değerlere bağlı kalarak yarışmak hedefinde olanın işi bu yüzden çok zordur. Çünkü kendi destekçileri de aynı metodu ondan beklemeye başlar. İşte zorluk buradadır. Benzeşmeden, farklılığı ortaya koymak. 
Ancak ne acıdır ki giderek siyasi yaşamda seçimlerde topluma hizmet için olan hedef, artık amaç haline döndü. Seçilmek, etken olmak veya erke gelmek, hedef olmaktan çıktı. Amacın kendisi oldu. İşte bu yüzden siyasi alan, sözde yenilenme ifadelerine karşın dünden daha ilkesiz, etik değerlerden daha da uzaklaşan, bu yüzden de içeriği gittikçe boşalan bir hale döndü. 
Hedef olan, amaç haline döndükçe, iktidarda olan kalmak, muhalif olan da erke gelmek için her yol mübahtır anlayışına daha fazla sarılmaya başlar. Buda insani ve etik değerleri daha da erozyona uğratır, demokratik olanı ise darbeler...
Bu durum partiler arası yarışı zehirlediği gibi, partilerin iç yapılarını ve oradaki insan ilişkilerini de zehirliyor. İlkesizlik, kolera salgını gibi her yere bulaşır. Evet bugün; dün şikayet ettiğimizden kurtulamadık. Aksine günümüze dünden kalan yanlışlar, daha çok ilkesizlik ve kaypaklık olarak yansıyor. Dün, bu yanlışları kimisi ideolojik gerekçelerle, vatan ve millet için yaptığını söylüyordu.. Bu gün “O Öldü” dediler. Dolayısı ile cüceleşme başladı. Bu nedenle etik ve insani değerlere tutunmak gerekir. Zor olana sarılmak, size aptal gözü ile baksalar da gerekli olandır.
YORUM EKLE

banner471

banner474