banner564

Seçime böyle mi gideceksiniz?

   Gözler Meclis’in bugünkü toplantısında…
   Nisap sağlanacak mı, sağlanmayacak mı?..
   Sağlanmazsa muhalefetten hükümete ‘istifa’ çağrısı gidecek…
   Sağlanırsa, herkes kürsü sırasını bekleyecek…
   Başka bir beklenti yoktur…
   Zaten olamaz da…
   Üç aylık tatil sonrasında geçtiğimiz Cuma günü törensel bir açılış yapan Meclis’te konuşmacıların hemen hepsi erken seçime işaret etmişti…
   Başbakan ve UBP Genel Başkanı Ersan Saner de ‘yeni dönemde Meclis’in önceliğinin seçim tarihini belirlemek olduğunu’ söylemişti…
   Ülkenin içinde bulunduğu durumu dikkate aldığımızda seçimler bir umut olabilir…
   Ancak; seçim yasası değişmeden, halkın beklentilerine göre adım atılmadan sandığa gitmek bu ülkeyi ileriye taşımayacak…
   Tam tersi, daha seçim gecesinden başlayarak halkı bir o kadar daha umutsuzluğa düşürecek…
   Devlete olan güven daha da sarsılacak…
   Neden mi?..
   Çok basit…
   Küçücük bir ülkede 250 bin civarında insanın oy kullanması sonrasında siz sonuçları bir haftada açıklayabilirseniz, hiç kimse o devlete güven duymaz…
   “Bunlar seçimleri bile dünyanın tam tersi kararlarla yaparlarsa, o zaman işler de tersine gider” derler…

 Kişilerin değil ülkenin ve halkın menfaati

   Seçim ve halk oylaması gibi önemli konularda öncelik bazı kişilerin yeniden seçilmesi veya seçimi daha kolay kazanabilmesi olmamalıdır…
   Öncelik ‘siyasetle ilişkisi olmayanları’ zorla siyasete sokmak değildir…
   Hayatında resmi bir mektup yazmamış; dünyadan kopuk adaylarla halkın karşısına çıkmak, marifet değildir…
   İşte o nedenle “kendim için değil, ülkem için adım atmalıyız” diyerek, öncelikle seçim yasasını düzeltmek lazım…
   Siyasi partiler demokrasinin olmazsa olmazıdır…
   Buna itiraz eden yok…
   Ancak küçücük bir ülkede aynı görüşü savunan insanların 3 veya 4 parti çatısı altında toplanması marifet değildir…
   Bunun zararlarını çoktan anlamış olmamız gerekiyordu…
   Ama olmadı…
   Bağımsız adaylara seçilme şansı tanımayan, diğer yandan yüzde 5 oy ile hükümete ortak olabilen bir seçim sistemi ile mevcut sıkıntıları aşabilir miyiz?..
   Bunu samimiyetle düşünmeliyiz…
   Meclis’te tek sandalyesi olan partinin bir bakanı var…
   İki sandalyesi olanın da iki bakanı…
   Milletvekilleri kabine içinde…
   Yasa yapacak veya eskimiş yasaları iyileştirecek adam yok…
   Ve bunları düzeltmeden “haydi seçime” diyerek, neyi değiştireceksiniz?..
   Halk sizlere ne kadar güvenecek?..
   Seçim sonrasında bu ülkede neler olacak?..
   Sıkıntıları nasıl atlatacağız?..
   Kişisel değil, genel düşünelim ve doğru karar verelim…
   İyi haftalar…

YORUM EKLE
YORUMLAR
Hasan Nuri
Hasan Nuri - 3 yıl Önce

KKTC gibi bir ülkede Meclis açılmış veya açılmamış, Kurultaylar olmuş veya olmamış , Secimler olmuş beye olmamış , Bakanlar değişmiş veya değişmemiş ne Yarar !
Geliri olmayan yardımlar ve borçlarla ancak ayakta durabilen Hastasına ilaç alamayan Parasızlıktan her tarafı dökülen bir ülkeden ne beklenebilir ki ! Hamaset ve popülizm ülkesi KKTC de Sil Baştan yönetim ve siyaset değişimi olmaz ise kırk yıl daha bir arpa boyu bir yerlere gidemeyiz !

Vatandaş
Vatandaş - 3 yıl Önce

YDÜ Eczacılık fakültesi ve diğer bazı fakülte bölümlerine aylık amaçlar kısmi ve bazılarına hiç yatırılmamalı. Üniversite bütçesinde mali kriz olduğu söyleniyor. Mağduriyet yaşanıyor. Bir el atın durum nedir.

banner471

banner474