banner564

Sefalette ve kötü ekonomide dünyada 3. sıradayız

ABD merkezli yayın kuruluşu ve veri sağlayıcı Bloomberg enflasyon ve işsizlik oranlarını toplayarak “Sefalet Endeksi” olarak adlandırdığı listeyi yayımladı. Bu bağlamda, 62 ülke arasında yapılan araştırmada Güney Amerika ülkesi Venezuela % 929.824 yıllık enflasyon oranı ile 2018’in en sefil ekonomisi seçilirken, Türkiye en sefil ekonomiler arasında dördüncü sırada yer aldı. 2019 yılı için yapılan tahmini endekse göre ise ilk 6’nın yer değiştirmeyeceği öngörülüyor. Türkiye, 2018 yılının resmi enflasyon ve işsizlik verilerinden hesaplanan bir önceki endekste 26,8 puanla 4. sıraya yerleşirken, 2019 yılı tahminlerinde % 30,2 puanla 4. Sırada yerini koruyacağı tahmin ediliyor. Aynı hesaplama yöntemiyle KKTC’nin dünyadaki sefalet endeksini ölçmek amacı ile 2018 sonu itibari ile % 29,96 yıllık enflasyon ve en güncel işsizlik verisi % 5,8’i topladığımızda ülke puanımız % 35,76 ile  Güney Afrika’nın üstünde 3. sırada yer alıyor. Ancak işsizlik oranları 2017 yılına ait olduğundan ve 2018 yılında yaşanan kriz sonrası verileri bulunmadığından dolayı Türkiye’deki % 3,9’luk işsizlik artış hızını temel alırsak 2019 tahminlerinde ise puanımızın 39,66’lara yükselecek ve yine 3. Sırada kalmaya devam edeceğiz.  En kötü sefalet endeksine sahip ilk 10 ülke listesinde aşağıdaki tabloda görüleceği üzere başı Venezuella, Arjantin çekerken, bizden sonra ise sırasıyla Yunanistan, Ukranya, İspanya, Uruguay, Brezilya ve Suudi Arabistan gelmektedir. En mutlu ve sefalet endeksi en düşük ilk on ülkede ise birinci sırada Tayland yer alırken, bu ülkeyi sırasıyla Asya kıtasından Singapur, Japonya takip etmektedir. Sonraki devam eden sıralamada ise Avrupadan İsviçre ve Danimarka yer almaktadır. Mutlu ekonomilerdeki ilk 10 ülkedeki liste aşağıdaki ikinci tabloda beyan edilmiştir.  Söz konusu endeksde ABD 13. Sırada yerini korurken İngiltere 16. Sıraya yükselmiş durumda.  

   Yüksek enflasyon ürün ve hizmetlerin tüketici fiyatlarını artırırken ulusar paranın ise değer kaybetmesine neden oluyor. Halkın ve şirketlerin alım talebi düştükçe ülkede ki iç talep sıfırlanma noktasına geliyor. Talebin azalmasıyla birlikte talep enflasyonunun azalması gerekirken sürekli değer kaybeden Türk Lirasının yarattığı maliyetler neticesinde maliyet enflasyonu oluşuyor ve enflasyonun ateşi bir türlü dindirilemiyor. Ülke içerisindeki alım-satımın azalması ekonomik faaliyetleri yavaşlatırken ülkede işsizlik oranları da artıyor. Dolayısı ile enflasyonun faizlerle ilişkisi olduğu gibi işsizlik oranları ile de ilişkisi önemli seviyede bulunuyor. Bloomberg de bu önemli iki göstergeyi birleştirerek ülkelerin sefalet ve mutluluk sıralamasını hazırlayan bir endeks oluşturmuş durumda. Zira, yüksek enflasyon ve artan işsizlik oranları ile sağlıklı ekonomiden bahsedilemeyeceği bu endeksle bir kere daha vurgulanmış oluyor. 

   Enflasyonla etkin mücadele yapılamadı. Değer kaybeden Türk lirası ve artan işsizlikle birlikte talep enflasyonu azalsa da hala değer kaybetmeye devam eden Türk Lirası yüzünden artan maliyetler enflasyonu körüklüyor. Faizleri ve işsizlik oranlarını olumsuz yönde etkileyen enflasyonu önlemek adına öncelikli olarak Türk lirasının istikrar kazanabilmesi öncelikli etken. Bunun için ise öncelikle kısa vadede yatırımcı için güven ortamının tesis edilmesi elzem gözüküyor. Keza, yurt içi yatırımcılarda mevduatlarda % 50 ağırlığa çıkarak dolarizasyonun devam ettiği ve TL’ye talebin azaldığı gözlemleniyor. Yurt dışı yatırımcılarda da ülkeden sıcak para çıkışları devam ederken, Menkul kıymet yabancı yatırımları 43,9 Milyar dolar seviyesine gerilemiş durumda. Bu çerçevede Türk Lirasının akibeti içerde yaşanan seçim belirsizlikleri, politik riskler, yasal organların güvenirliliği, Merkez Bankasının bağımsızlığı gibi faktörlerdeki gelişmeler belirleycekken, dış faktörlerde doların güçlenmesi, ABD, AB ve dış politikada yaşanacak diplomatik ilişkiler TL ve Türk Varlıklarının istikrarı için önem arz edecek.  

YORUM EKLE

banner471

banner473