banner564

Selülit nedir? 

 Selülit kelimesi insanlara medikal bir konuya ait bir şeymiş gibi gelir. Fakat aslında selülit çok basit olarak derinin altında bulunan yağdan başka bir şey değildir. Selülite neden olan yağ dokusu bağ dokusunu ters yöne doğru ittirerek cildi buruş buruş ve inişli çıkışlı gibi göstermektedir. Selülit insan sağlığı açısından zararlı bir şey değildir. Fakat bunun yanında çoğu kişi selülitten kötü görüntüsü yüzünden kurtulmak istemektedir.
Vücutta selülit olması kişinin kilolu olduğu anlamına gelmemektedir. Zayıf hatta sıfır beden olarak nitelendirilen çok zayıf kişilerde dahi selülit görülebilmektedir. Yalnız şu da var ki eğer kilolu iseniz kilo vermek vücudunuzdaki selülitleri azaltmanıza yardımcı olur. Selülit genelde erkeklerden çok bayanlarda daha çok görülmektedir. Yine selülitle ilgili bir gerçek var ki akrabalarınızda selülitli bir bayan varsa sizin de selülitli olma ihtimaliniz yüksektir. 
Selülit neden olur?
Selülit olan vücut bölgesinde kan dolaşımı yavaşlamış demektir. Kan dolaşımı yavaşlayan bölgede damardan doku sıvısı sızar. Bu sıvı vücudun savunma mekanizması nedeniyle bağ dokusu ile sarılır. Bağ dokusunun sardığı kaçak sıvı deri altında kesecikler oluşturur. Bu keseciklerin etrafında zamanla yağ dokusunun artmasıyla oluşan düzensiz yerleşim ise vücutta portakal benzeri bir görünüme, yani bölgesel selülite neden olur. Selülit 3 grupta incelenebilr:
Birinci derece; selülit dışarıdan belli olmaz. Ancak parmakla sıkıldığında portakal görünümü oluşur. 
İkinci derece; dışarıdan hafif bir şekilde görünür ancak fazla belirgin değildir.
Üçüncü derece; selülit görünümü oldukça belirgindir ve bazen ağrı yapabilir. 
Selülit oluşumunu etkileyen faktörler; 
•    Fizyolojik farklılıklar
•    Düzensiz yaşam şekli
•    Genetik yatkınlık
•    Kötü beslenme
•    Son moda diyetler
•    Yavaş metabolizma
•    Yetersiz fiziksel aktivite
•    Hormonsal değişiklikler
•    Yetersiz su tüketimi
•    Toplam vücut ağırlığındaki yağ oranı
•    Cilt tabakanızın kalınlığı ve cildinizin rengi
Selülit ten rengi koyu olan kişilerde daha az görünmektedir. Dolayısıyla koyu cilde sahip insanlar selülit açısından şanslıdırlar. Açık renkli insanlar açısından eğer kısa şortlar ya da bikini giyeceklerse cilt fondötenleri ile cildini daha koyu yaparlarsa kalçalarında ve bacaklarında gamzeler oluşturan selülitler daha az fark edilebilir. Bacaklardaki ve kalçalardaki selülitlerden kurtulmak için piyasada çok çeşitli sayıda ürün ve tedaviler bulunmaktadır. Fakat bunlardan birçoğunun tam olarak işe yaradığını ve kalıcı olduğunu gösteren bilimsel kanıt henüz pek yoktur. Selülit tedavilerinde kullanılan bazı ürünler şu şekildedir;
Selülit kremleri; bu kremlerin yağı eritip cildi düzleştirdiği bilinmektedir. Selülit kremlerinin birçoğu astım tedavisi için geliştirilen reçeteli bir ilaç olan aminofil içermektedir. Dolayısıyla bu kremlerin selülite karşı iyi geldiği hakkında herhangi bir bilimsel kanıt bulunmamakla birlikte bazı durumlarda insanlara zararlı bile olabilmektedir. Bu selülit kremlerinin kan damarlarını daralttığı ve ciltteki suyu hareketlendirdiği için etkili olduğu düşünülmektedir. Fakat dolaşım problemi olan insanlar açısından bu çok tehlikeli bir durumdur. Ayrıca bazı insanlarda aminofil maddesi alerjik reaksiyonlara dahi neden olabilmektedir. Dolayısıyla selülit kremleri adı altında satılan kremlere dikkat edilmeli ve doktor kontrolü tarafından tavsiye edilmelidir.
Liposuction; yağ aldırmak da denilen bu işlemde bazı yağlı dokulardan cerrahi yollarla yağ çekilmektedir. Liposuction işleminde aslında sadece cildin en derin tabakalarındaki yağ alınmakta, cildin hemen altında bulunan selülitli bölgeye herhangi bir uygulama yapılmamaktadır. Dolayısıyla uzmanlar selülitli cildi bulunan kişilerin liposuction yaptırmadan önce daha dikkatli olması gerektiğini savunurlar çünkü gamzeli cilt, yağ aldırma işleminden sonra daha kötü bir görüntüye neden olabilmektedir.
Bazılarımız aynanın karşısına geçerek uzun uzun 'neden böyle bir kaderim var?' diye düşünür. Vücut şekliniz ister zayıf, ister şişman olsun, selülit bazen kaçınılmaz oluyor. Ama umutsuzluğa kapılmaya gerek yok, çünkü selüliti tedavi etmenin bin bir yolu var. Selülit derinin alt tabakasında, yağ dokusunun hemen çevresinde meydana gelir.
Oluşan selülitler derinin üst bölümünde pütür pütür bir görüntü bırakır ve fiziksel olarak kendine güvensizliğe sebep olur. Yağ hücrelerinin fazla yağı depolamasının ve östrojen hormonunun da etkisiyle bu hücreler genişler. Kan dolaşımı giderek yetersizleşmeye başlar. Yağ hücrelerinin genişlemesi ise yağ dokusunun aşırı yayılması demektir.
Bu yayılma deri altı bağ dokusunu da etkileyerek vücudun normalden daha fazla su tutmasına ve dolayısıyla da kan dolaşımının zayıflamasına neden olur. Vücut kan dolaşımındaki zayıflamayla birlikte, dokulara eskisinden daha az oksijen ulaşmayla başlar. Bunun sonucu dokular elastikiyetini kaybeder ve cilt yüzeyi pürüzlü bir görünüm almaya başlar.
Şimdiye kadar pek çok kadın kilo vermenin formülünü, gazete ve dergilerden öğrendi: kalorisi düşük yiyecekler yemek, bol bol hareket etmek ve aldığınız kaloriden daha fazlasını harcamak. Ancak tüm bunlar, bazılarımız için, pürüzsüz ve formda görünen bir vücuda sahip olmak için yeterli olmuyor. Fransa'da kozmetik uzmanlarınca, ilk olarak 1950'li yıllarda ortaya atılan selülit sözcüğü, bir deri hastalığı olarak adlandırılıyor.
Günümüze kadar selülitin, kozmetik dünyası tarafından ortaya atılan bir aldatmaca mı, yoksa tüm kadınların kaderi mi olduğu tartışmaları devam edip duruyor.
Kimi uzmanlar, selülitin bir tıp hastalığı olmadığını, kozmetik tedavilerin arttığı günümüz koşullarında ortaya atılmış bir uydurmaca olduğunu ileri sürüyorlar. Bilinen bir gerçek var ki, o da zayıf, şişman pek çok kadının, kalça ve baldır çevresindeki, çıkıntılı görüntüden oldukça rahatsız olduğu.  
Selülitler bir gecede ortaya çıkmaz
Selülitlerinizin bir gecede ortaya çıkmadığı malum. Uzmanlar sağlıksız yaşam koşullarının, dengesiz beslenme, fazla alkol alma, sigara tiryakiliği ve bedensel hareketsizliğin, uzun vadede selülitin vücutta yerleşik hal almasına neden olduğunu söylüyorlar.
Hamilelik ve menopoz gibi dönemlerde, hormonal seviyelerde meydana gelen iniş çıkışlar da diğer sorumlu faktörlerden. Araştırmacı bilim adamları, kadınların bu dönemlerde duygusal yönden oldukça hassaslaştığını, stresle başa çıkmanın ise, hormonal değişimleri en aza indireceğini söylüyorlar.
Çünkü strese girdiğiniz anlarda, vücut savunma sisteminiz harekete geçiyor ve bazı hormonlar normalden fazla salgılanıyor. Vücudun su toplanma oranının artmasıyla, selülitlere zemin hazırlanmış oluyor. Kısacası, selülitlerinizden kalıcı olarak kurtulmak istiyorsanız, daha az stresli bir yaşama ve bazı alışkanlıklarınızı değiştirmeye ihtiyacınız var.
Sizlere bu hafta selülit ile bilgi aktardım. Önümüz yaz hemen önlem almanızı tavsiye ederim, çünkü kısa zamanda selülitler yok edilmez, yaz gelmede önlem almaya başlayın. 

YORUM EKLE

banner608

banner473