banner564

Sen konuş, biz oynayalım

   Rum lideri Nikos Anastasiadis, ekonomik enkaz altındaki Yunanistan’ın genç Başbakanı Aleksis Çipras’la birlikte geleceğe yönelik önemli adımlar atıyor…

   Türkiye’nin bölgedeki etkinliğini azaltabilmek amacıyla, doğal gaz kartını da kullanarak başta İsrail olmak üzere, Mısır, Ürdün ve Lübnan ile ilişkileri geliştiriyor…
   Bölgedeki komşu ülkelerle ‘stratejik’ anlaşmalar imzalıyor…
   Sırada ‘Üçlü Güvenlik’ oluşumuna ABD’nin de dahil edilmesi vardır…
   Böylesi bir gelişme, sadece Güney Kıbrıs’ın değil, aynı zamanda Yunanistan’ın ABD tarafından güvence altına alınması demektir…
   Rum Yönetimi ve Yunanistan’ın, başta Fransa olmak üzere AB üyesi ülkelerle de çok sıkı ilişkileri vardır…
   Macaristan Dışişleri Bakanı 2 gün önce güneydeydi…
  Sırbistan Devlet Başkanı da bir hafta kadar önce Rum liderinin davetlisi olarak güneyi ziyaret etmişti…
   Sadece bu son gelişmelerde ortaya konan görüşleri ve imzalanan anlaşmaları dikkate almak, Rum tarafının dış politika açısından ne kadar önemli gelişmeler sağladığını anlamamız için yeterlidir…
   Rumların, Anavatan Yunanistan’la ilişkilerinin de ne kadar sağlıklı olduğunu da görmezden gelemeyiz…
   Özellikle doğal gaz konusunda atılan her adımda birlikte hareket ediyor, stratejik anlaşmaları birlikte imzalıyorlar…
   Ana-Yavru ilişkilerinin mükemmel olması, onların başarısını daha da artırıyor…
   Yunanistan, 15 Temmuz faşist darbenin açtığı yaraları sarabilmek adına, Rum siyasilerle çok sıkı ilişkiler yürütüyor…
   ‘Mr. No’ olarak ün yapan azılı ENOSİS savunucusu Tassos Papadopulos’un 10’uncu ölüm yıldönümünde Yunanistan Cumhurbaşkanı’nın adaya gelerek anma törenine katılması bizlere bazı mesajlar vermelidir…

Ya bizler?..

   Rum-Yunan ilişkisi ve bölgedeki stratejik ortaklıklar, bizlere şu mesajı veriyor:
   “Gözünüzü açın ve sakın bir yanlışa düşmeyin…”
   Bu ne demek oluyor?..
  Türkiye ile KKTC arasındaki ilişkilerin güçlendirilmesi…
   Bazı soru işaretlerinin ortadan kaldırılması…
   Bazı kişilerin veya parti temsilcilerinin Kıbrıs’ta ‘ırkçılığı’ körükleyen hareketlerinin önlenmesi…
   KKTC’nin her açıdan güçlendirilmesi…
   Moral motivasyonu…
   Ama bizler bu hassas noktalar üzerinde yürümek yerine, çok farklı konularla meşgul oluyoruz…
   Türkiye, Fırat’ın doğusunda askeri operasyon için yoğun hazırlık yapıyor…
   Ülke gündemi bu harekâta ve yerel seçimlere kilitlenmiş durumda…
   KKTC’de ise inanılmaz bir rahatlık var…
   Sabahlara kadar devam eden bütçe tartışmaları…
   Meclis’te ‘öpücük’ olayı…
   Girne-St. Hilarion arasında 8 ayda bitmeyen ve tehlikeler yaratan 4 kilometrelik yol yapımı…
   Sel felaketi…
   Bütçe açığı…
   13’üncü maaşlar…
   Ve geri alınmayan zamlar…
   Ne kadar üzücü bir durum değil mi?..
  Halimize gülen, hatta becerimizle alay eden Anastasiadis yine de böylesi bir ortamda bizlere 4’ün birini öneriyor…
   Üçün birini önerseydi çok kızardık…
   Bir süre sonra 4’ün birini de 5’in birini de kabul eder noktaya gelirsek şaşmamak lazım…
   Herkes ne ektiyse onu biçecek…
   Hayırlı haftalar… 

YORUM EKLE

banner471

banner473