Muhabir soruyor arkadaşa “Canlı yayında mısın?” diye. “Evet” cevabı gelince de başlıyor saydırmaya, kime saydırıyor, evladını İngiltere’den bin bir güçlüğe rağmen getiren devlete, o devletin başında kendi öz kızını düşünmeye vakti olmayan Başbakana…
“Kerata” diyor büyük bir iştahla. “Korsan Devlet” diyor ama bir yıl önce bu korsan devletin kasasında “Turizm Geliştirme ve Tanıtma Fonu” altında paracıkları cebine indirirken korsan falan demiyordu. 
Emekli maaşını da her ay düzenli olarak cebine indiriyor bu “Korsan Devletin.” Para almaya gelince “kapitalist” oluyor, sosyal medyaya gelince “komünist…”
Hakaret ettiği Başbakanın, kendi kızı karantina hastanesinde çalışırken, günlerdir yoğun bir tempoda çalıştığı için vücut direnci düşmesi sonucu grip hastalığına yakalanan ve 39 derece ateşine rağmen görevinin başında olan bir baba olduğunu unutuyor ve diyor ki  “Kerata.” 
İnsanın ar damarı bir kere çatlamaya görsün ne aşı ne de başka bir şey işe yaramaz. Coronavirüs’ün çaresi bulunur ama bu tiplerin çaresi maalesef bulunmaz. 
Mecburuz bunlarla aynı havayı solumaya. Uykusuz kal, onca işi başar sonra gel bu sahte komünistlerin hareketlerine uğra. Allah’tan bunlardan çok kalmadı memlekette. Toplasan İtalya’da Corona’dan ölenlerden bile daha azlar aramızda. 
Allah bizi Corona’dan ve bu sahte komünistlerden korusun. 

Evinde kal
Londra’da iş insanı bir dostumun kardeşi yakalandı son olarak Corona’ya. Benden 10 yaş büyük sadece. Yaşamını Londra’da sürdürüyor, testleri pozitif çıkmış.
İngiliz Sağlık Bakanlığı yetkilileri kendisini kaldığı evde ziyaret edip “Evinde kal ve kendine iyi bakmaya özen göster, birde kimse ile temas kurma” deyip gitmişler.
Siz kurban olun bu korsan devlete, onun yetkililerine.
***
Sizin beğenmediğiniz o öğrenci yurtlarında Türkiye’den ve başka ülkelerden gelen öğrenciler parası ile kalıyorlar yıllardır bu Ada’da. Neden biriniz çıkıp gitmedi, bakmadı o çocuklara?
*** 
Sabahın  6’sında kameralar ile yurt kapısına dayanan Ey Mustafa..!  Git bir bak Girne Limanı’na da. Oradaki ana kuzuları ülkelerine dönebilmek için üst üste biniyorlar Girne’den gemilere…
*** 
Karantina demek “sıfır temas” demek. Anası kapıda, babası odasında, girenler çıkanlar her tarafta. Otel isteyen, yurtları beğenmeyen baba bağırıyor günlerdir uykusuz kalan Dışişleri Bakanına “Uçak 20 kilodan fazla bavul almadı.”
Ne be mübarek, fırsat bu fırsat deyip, bavul ticareti mi yaptıracaktın, biricik evladına.  
*** 
Bir yanda otel beğenmeyen öğrenciler, diğer tarafta sahillerimize dökülen mülteciler… Birisi yaşama bağlanmak adına her şeye razı, diğeri deniz manzaralı oda olmazsa kalmam çabasında.
***  
    
Linç kültürümüz çok iyi
Toplum olarak linç kültürümüz o kadar iyi gelişti ki son yıllarda daha neyin ne olup anlamadan saydırmayı bir marifet olarak sayıyoruz sosyal medyada.
Öğrenci yurdunun kapısına kadar gidip içeri girmiyoruz. Duyduğumuz her şeyi ama her şeyi, doğru kabul ediyoruz. Kendi insanımıza etmediğimiz hakaret, söylemediğimiz lafı bırakmıyoruz.
“Bu otel yanlış” diyen belediye başkanına da saydırmaktan geri kalmıyoruz. Nasılsa her şeyin en doğrusunu biz biliyoruz ya. O kim oluyor da laf söyleyebiliyor diye basıyoruz yorumu sosyal medyada.
Çok geliştik çok. 
Sosyal medyada hiç kimse bizim gibi linç edemez bir başka birisini… 

MESAJLAR
Dr. Ali PİLLİ: Hastanelerimizde ki bakımlar belli ki işe yarıyor ve ilk yatan hastalar taburcu olmaya başladı. Ve şuana kadar hiçbir ölüm gerçekleşmemesi en büyük tesellimiz. 

Salahı ŞAHİNER: Karantina günlerinde evde tamirat işlerine başlamışsınız ve şimdiye kadar 1 televizyon, 2 ütü,1 laptop ile radyoyu bozmuşsunuz.  Umarız bu iş daha fazla uzamaz. 

Dr. Bülent DİZDARLI: Ev işlerinde işi hayli ilerletmişsiniz.  Emine Hanım raporları okurken tüm ev işlerini bir güzel siz hallediyormuşsunuz. Karantina bitince bir gün kısır yapın da oturmaya gelelim size. 

Hasan BÜYÜKOĞLU: Mühimmat patlamasından bu tarafa daha birkaç ay geçti ve bir kez daha ağzınız yüreğinize geldi ailece. Bence zeytin dalları ile iyice bir tütsülenin, hatta bir Lefke yolculuğu iyi gelebilir size. 

Mete ÖZMERTER: Kaptan, Ankaralara kadar yalnız uçup, sağlık malzemelerini alıp gelmişsiniz. Keşke seslenseydiniz, seve seve yardıma gelirdik size. Neyse çok ama çok teşekkür ediyoruz toplumsal seferberlik adına. 

Hacı DOK: İskele bölgesinde karaya vuran mültecilere yatak ve yorgan bağışında bulunmuşsunuz. Şu mübarek günlerde Allah daha çok versin diyoruz. 

Niyazi ŞANAL: Sadece sağlık çalışanları değil, emniyet güçlerimiz yani polisimiz de canla başla çalışıyor. Bunu hatırlattığınız için size ve ekibinize çok teşekkür ediyoruz ve tüm polislerimizi buradan alkışlıyoruz. 

Mehmet CEYLANLI: Karantina günlerinde ev ve bahçe işleri bitince dün cam temizliğine başlamışsınız. Valla boyunuz da uzun olunca hiç zorlanmadığınızı düşünüyoruz. Kolay gelsin. 

Anıl KAYA: “İtirazım var” şarkısı eşliğinde evi hoverlerken çektiğiniz klip ile sosyal medyada yorum ve beğeni rekoru kırmışsınız. Bugün de ütü yaparken çekilmiş bir klip bekliyoruz sizden. 

Serdar DENKTAŞ: Herkes çekinmeden ev işi yaparken çekilmiş görüntüleri paylaşıyorken, evde koltukta kedi gibi oturmadığınızı bal gibi biliyoruz. Müge Hanım yakında bir fotoğraf paylaşır nasılsa. 

Ali ÖZOK: Bu ülkenin bir yatırımcısının nasıl linç edildiğine hep birlikte bir kez daha şahitlik ettik. Umarız bu yaşananlar sizin şevkinizi kırmaz. Siz önünüze bakmaya devam edin lütfen. 

Tufan ERHÜRMAN: Keşke Özok yurtlarını bugün bir ziyaret etseniz. Orada o gün olanların bir kurmacadan ibaret olduğunu söyleseniz. İşte o zaman aradığınız şeyi bulacaksınız. 

Kudret ÖZERSAY: Son günlerde telefonlarınız bir saniye bile susmuyormuş. Bir de her yere kendiniz gidip geliyorsunuz, bence kendi sınırlarınızı çok zorluyorsunuz, ansızdan bir şey olmasın. 

Hasan TAÇOY: Tüm halkımız şimdi sizin ekonomik önlemlerinizi bekliyor. Bu bağlamda takastaki çekler ile kira ödemeleri en öncelikli konuların başında geliyor. 

Ayşegül BAYBARS: Vatandaş kredi başvurusu yapacağından tapu dairesinin bu günlerde açık kalması hayati önem taşıyor. Ekonomiye de önemli bir katkısı olduğu için bu dairenin açık kalması elzem.