banner564

Sessizlik

  Plebisit krizi ile verilen aradan sonra iki toplumlu görüşmelere yeniden başlanarak devam etmektedir. Görüşmelere paralel yine her telden farklı sesler yükselmektedir.
BM Genel Sekreteri Özel Danışmanı Espen Barth Eide’nin, müzakereciler Andreas Mavroyiannis ve Özdil Nami ile yaptığı görüşmenin tamamlanmasından sonra, Kıbrıs Haber Ajansına yaptığı açıklamalarda, görüşmelerin dışarıdan görüldüğünden daha iyi gittiğini söyledi.
Kıbrıs Rum basını, Kıbrıs sorunu çözüm sürecinde üç büyük sorun bulunduğunu ve durumların çok zorlaştığını belirti. Alithia gazetesinin “Kıbrıs Sorununun Üç Büyük Dikeni” başlıklı haberinde, Türkiye’nin dört özgürlük talebinin, Kıbrıslı Türklerin federal devlet hükümetine etkin katılımının ve garantiler konusunun çözümü olasılığını zorlaştıracağını yazdı.
     KKTC Cumhurbaşkanlığından yapılan açıklama da ise Sayın Anastasiadis’in gerek görüşme konuları ve gerekse müzakere sürecinde özellikle son aylarda kendisini belli eden yapıcı olmayan tavrının üzüntü verici olmasına vurgu yapıldı.
Bir diğer yandan uzun zamandır bir araya gelmeyen/gelemeyen KKTC Cumhurbaşkanı ve Başbakanı, bir araya gelerek Rum tarafının gittikçe çözümden uzaklaştığı, Rum tarafının bir çözüme pek de hazır olmadığı, yanaşmadığı noktasında hemfikir olduklarını açıkladılar. Başbakan Hüseyin Özgürgün, görüşmeleri mayısın sonuna kadar destekleyeceklerini de belirti.
     Tüm açıklamalar hep yuvarlak kelimelerle geçiştirilip net bir açıklama yapılmazken görüşmelerin özüne yönelik sessizlik sürüyor. Fakat sessizliğin de bir dili vardır. Bazen bir kırgınlığı anlatır, bazen de önleyici bir görev üstlenir. Bazen ise sessizlik umursamazlık ifadesidir çünkü bizlere hep aynı nakarat verilmeye devam edilmektedir.
2008, müzakereler çok uzun olmayacak, hedefimiz 2009 Haziran'dan önce çözüm.
2009, bugünkü durum devam ettirilemez.
2010, Kıbrıs sorununun bu yıl içinde çözülmesini umuyoruz.
2011, Kıbrıs’ta karar zamanı.
2012, Kıbrıs sorunu ile ilgili yeni önerileri var.
2013, hedefimiz en kısa sürede referandum.
2014, Kıbrıs sorununda başka bir dönemeç.
2015, Nisan ya da Mayıs (2016) referandum olabilir.
2016, Kıbrıs’ta çözüme 2016’da mutlaka ulaşmalıyız.
    2004 Annan Planı referandumu sonrası Kıbrıs Türk toplumu, arzulamadığı referandum sonucu karşısında büyük bir hayal kırıklığı ile birlikte sessizliğe büründü. Bu sessizlik  derin bir kırgınlığın ifadesidir. Ama en önemlisi sessizlik tehlikelidir, sessizlik kendi kendini yok etmektir. Bu sessizlikten kurtulmanın çıkış yolu ise değişimdir. Değişim için dünden ders alınmalı ve de yeni bir başlangıç için yeni bir sayfa açılmalı. Yenilikler düşünülmeli; planlanmalı ve yeni adımlar atılmalı. En azından gayret edilmeli. Değişim Mevlana’nın şu sözlerini hatırlatır bana. “Düne ait ne varsa dünde kaldı cancağazım, şimdi yeni bir şeyler söylemek lazım”. Evet, artık Kıbrıs Türk toplumuna yeni bir şeyler söylemek lazım!
Güzel bir hafta dileklerimle, herkese iyi pazarlar.
YORUM EKLE

banner471

banner473