banner564

Seyirci mutlu ise oyuncu gururludur

  Kuzey Kıbrıs ‘Demokratik Haklar’ açısından en şanslı ülkelerden biridir...
  Özellikle aynı adayı paylaştığımız Rumlardan çok daha şanslıdır...
  Kuzeydeki siyasal parti sayısı; dernek, cemiyet, sendika, gazete, televizyon, üniversite, profesör, doçent, belediye, müdür, müsteşar, müşavir sayısı, güneydekilerden kat kat daha fazladır...
  Kötü mü?..
  Ne münasebet...
  Tanınmamış bir ülkenin kendini bir şekilde gösterebilmesi için daha çok parti, daha çok sendika, daha çok dernek kurulmalı!..
   Güneyde 4 tane günlük gazete var, kuzeyde 21 tane…
   Fena mı?..
   Kesinlikle değil…
   Bir o kadar daha olmalı…
   Nüfusa göre KKTC’deki milletvekili ve bakan sayımız da Rumların üzerindedir...
  KKTC’ye ‘işgal bölgesi’ demelerine bakmayın...
  Yaptıkları ‘kıskançlık krizinin’ bir sonucudur…
  Hemen her 10 ayda bir hükümet kurarak onlara öyle bir demokrasi dersi veriyoruz ki; üzüntüden ölecekler...
  Ama acele etmesinler...
  Görecek günler var daha...

Daha çok parti, daha çok mebus

  İnşallah yakın bir gelecekte milletvekili sayısını 60’a, belediyelerin sayısını 38’e, il sayısını 10’a çıkaracağız...
  Bunu da görecekler...
  Kamuda dünyanın en rahat ülkesi olmak demokrasimizin sağlıklı çalıştığının bir göstergesi değil mi?..
  İşi yapmayanı Lefkoşa’dan, Karpaz’a sürgün eden bir uygulama yok çok şükür...
  Demokrasi olmasaydı bakalım neler olurdu bu ülkede...
  Devlete her fırsatta ‘hakaret eden’ kamu görevlilerine ilk seçim sonrasında yeni iktidar tarafından terfi vermek hangi ülkenin haddine düştü?..
  KKTC’nin tanınmamış olması kimseyi şaşırtmasın…
  Dünyadan dışlanmış olsa da demokrasi açısından KKTC’nin bir benzeri yoktur...
  O nedenle çok mutlu ve çok heyecanlıyız...
  Sadece ve sadece iki eksiğimiz kaldı...
  Birincisi çözüm...
  İkincisi varlığımıza sahip çıkma...
  Çözüm olursa, varlığımız da garanti altına alınmış olur...
  Aksi halde eriyip gitmek var!..

Özelleştirme mi, asla

   Sağcımız da, solcumuz da ‘devlet kurumlarının’ en büyük savunucusudur…
   O nedenle telefonu, elektriği yıllardır özelleştiremiyor, kooperatifleri ‘gerçek sahibi olan’ köylülerin yönetimine vermiyoruz…
   Devletin kontrolündeki bu kurumlara sürekli istihdam yaparak, tümünü batırma becerisini gösterdiğimiz için mutlu olmalıyız…
   Her türlü vurgun, talan, hırsızlık, soygun ‘yasal icraat’ olarak kabul ediliyor…
   Muhalefette olanlar, iktidara geldiklerine hesap soracaklarını söylüyor, iktidarda olanlar ise aslanlar gibi savunma yaparak “Bizden öncekiler batırdı, biz de yasal takip yapıyoruz” diyor…
   Tam bir komedi tiyatrosu…
   Oyuncular gibi, seyirciler de mutlu ve tepkisiz olduktan sonra diyecek bir şey yok… 

YORUM EKLE

banner471

banner473