Dövizdeki yükseliş sadece Türkiye ekonomisini değil, KKTC’yi de olumsuz yönde etkiliyor…

   Daha doğrusu KKTC’yi çok daha fazla etkiliyor…
   Çünkü KKTC’de hemen her şey dövize endekslidir…
   İmkan olsa domatesin fiyatını da Sterlin veya Euro yapacağız…
   Durum böyle olunca, özellikle döviz cinsinden borçlu olanlar için kabus dolu bir sürece girmiş bulunuyoruz…
   Konut taksitleri, ev kiraları, okul ve araç taksitleri döviz kuruna göre hesaplanıyor…
   Maaşlar ise, hemen hemen aynı yerde sayıyor…
   Dolayısıyla, bir ay öncesinde maaşı ile taksitlerini rahatlıkla ödeyebilen ve yemek için para ayırabilen insanlar, bugün ancak taksitlerini ödeyebilir duruma geldi…
   Böylesi bir durumda borçların yeniden yapılanması, okul ve konut taksitleri ile kiralarda kur sabitlemesine gidilmelidir…
   Bunun dışında TL cinsinden satın aldığımız tüm ürünlerde tüm vergilerin kaldırılmasıyla piyasayı ucuzlatmak mümkündür…
   Türkiye’de 2 liraya satılan domatesi buradaki halka 8 liradan yedirme hakkımız yoktur…
    Sadece 40 kilometrelik bir mesafeden alacağımız tüketim maddelerini sıfır gümrükle ülkeye sokmalı, dar ve sabit gelirli insanları açlıktan kurtarmalıyız…
   Bunun yanı sıra hükümet; Resmi Hizmet Araçları’nın tümünü satışa çıkarmak suretiyle tasarruf tedbirlerini başlatmalıdır…
   Son ‘Hayat Pahalılığı Artışını’ sadece milletvekillerine verilmesi öngörülen Bin 700 lirayı başka bir kaleme aktarmakla değil, tüm üst kademeye yapılacak ödemeleri de kapsayacak şekilde ‘Açlık Fonuna’ aktarmalı ve bu fonu ‘piyasaya doğrudan müdahalede’ kullanmalıdır…
   Küçük ülkelerde bu tür önlemlerle felaketin etkisini azaltmak mümkündür…
   Kabul etmeliyiz ki; ülkemiz ‘olağanüstü’ bir dönemden geçiyor…
   Olağanüstü dönemlerde siyasi partilere ve çok sayıda kurum, kuruluşa yapılan ödenekler durdurulmalıdır…
   Ek mesai ödemeleri sonlandırılmalıdır…
   Güney ile ticaret hacmi genişletilmelidir…
   Türkiye’den 2 liraya domates, şeftali ve salatalık getirirseniz, bakın o zaman neler olur…
   Akaryakıt meselesinde şu an için Rumlara yapılan satışları ikiye, üçe katlamak da mümkündür…
    Devlet kurumlarının ve belediyelerin tüm ‘paralı’ etkinlikleri durdurulmalı, kaçak işletmelerin peşine düşülmelidir…
   Binlerce konutun kira mukavelesi yoktur…
   Binlerce insanın vergi kaydı yoktur…
   Yüzlerce işyeri denetimsizdir…
   Sıcak para için yüzünü sadece Ankara’ya çevirenler, kendi evlerini düzenleme cesaretini gösterebilmelidirler…