Türkiye; Doğu Akdeniz’deki Rum-Yunan oyunları karşısında çok geç uyandı…
  İsrail ve Mısır ile doğal gaz ve üçlü ittifak anlaşmaları imzalanırken masaya yumruğunu vurması, söz konusu ülkelere karşı tedbirler uygulaması ve uluslararası anlaşmalardan kaynaklanan haklarını kullanarak konuyu Lahey Adalet Divanı’na taşıması; hatta daha ileri giderek donanmasını Kuzey Kıbrıs açıklarına göndermesi gerekirdi…
  Ama bunu yapmadı…
  Türkiye gibi, KKTC’yi yönetenler de yaşananlar karşısında ‘etkin girişimlerde’ bulunmadı…
  Cılız sesler karşısında şımaran Rum liderliği ise Yunanistan’la birlikte Doğu Akdeniz’de egemenliği eline geçirme yolunda ciddi ilerlemeler sağladı…
  Son adım ise dün Atina’da atıldı…
  Güney Kıbrıs, Yunanistan ve İsrail arasında imzalanan EastMed doğal gaz boru hattı anlaşması, Doğu Akdeniz gazının Avrupa ülkelerine Yunanistan üzerinden gitmesini öngörüyor…
  Böylece Türkiye bu zenginlikten tamamen dışlanmış oluyor…
  Nereden bakarsanız bakın ‘Atina Anlaşması’ Türkiye’yi ‘haklarından mahrum etme’ yönünde atılan önemli adım olarak tarihe geçecek…
  
Şimdi ne olacak?

  Türkiye son bir ay içinde, Rum-Yunan tarafının oyununu bozmak için Birleşmiş Milletler tarafından tanınan, ancak nüfusun çok az bir kısmı tarafından desteklenen Libya hükümetiyle önemli bir anlaşma imzaladı…
  Rum-Yunan tarafı bu anlaşmayı geçersiz kılmak için ilk günden çok etkili girişimler başlattı…
  Bir yandan konuyu Lahey’e taşıma kararı alırken, diğer yandan Libya’da hükümeti devirmek için mücadele eden General Hafter ile doğrudan ilişki kurdu…
  Hafter’in Meclis Başkanı’nı adaya getirterek, ileriye yönelik senaryoları tartıştı; önemli kararlar aldı…
  Avrupa Birliği ve ABD nezdinde girişimler yaptı…
  Mısır’la ‘alternatif önlemleri’ görüşerek ‘dayanışma ortamı’ sağladı…
  KKTC’yi yönettiğini iddia edenler ise bu konuda çoğu zaman sessiz kaldı…
  Arada bir ortaya çıkan cılız sesler Dikilitaş’ın ötesine geçemedi…
  Gelinen noktada sadece Kıbrıs değil, Türk-Yunan ilişkileri, hatta sınır ülkeleri ciddi bir gerilimin eşiğine geldi…
  Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde dün ‘Libya Tezkeresi’ tartışmalarını izlerken, Türk halkının Suriye meselesinden sonra nasıl ikiye böldüğü gözler önüne serildi…
  İşte tüm bu gelişmelerden çıkarılması gereken sonuç, 2020’nin ‘çok zor’ ve ‘çok kritik’ bir yıl olacağını gösteriyor…
  Allah yardımcımız olsun…