Ülkemizde suç patlaması yaşanıyor…
İyi eğitim görmüş narkotik mensuplarının dahi hiç görmediği, bilmediği uyuşturucu çeşitleri getiriliyor bu ülkeye…
Veya yetiştiriliyor…
Genellikle Afrika kökenliler ve buradaki iş birlikçileri üzerinde toplanıyor dikkatler…
Polis zaman zaman ihbar üzerine bunların bir kısmını yakalayabiliyor…
Cezaevinde patlama yaşandığı için mahkemeye çıkarılanlar teminatla serbest bırakılıyor…
Duruşma gününe kadar sahte kimlikle kaçabilen kaçıyor…
Kaçamayanlar ise işlerini sürdürüyor…
Türkiye’nin 120 milyon liralık katkısıyla inşa edilen yeni cezaevi hala açılamadığı için, mahkemeler ‘tutuklu yargılanma’ konusunda rahat davranamıyor…
İşin ilginç yanı ‘ülkeye hizmet için’ ant içenlerden bu konuda hiç ses çıkmıyor…
İki bine yakın birlik-dernek, cemiyet ve sendika var bu ülkede…
Onlardan da ses çıkmıyor…
Basit siyasi konularda bir birlerini yemede büyük başarı sağlayanlar; ülkenin en hayati konularında ağızlarını açamıyorsa bunu nasıl yorumlamak gerekiyor?..
Siz söyleyin bakalım…
Ben “halimiz duman” diyorum…
Devam ediyor “bu ülke bitti” diyorum…
Daha da devam edersem “bunlardan cacık olmaz” diyorum…
Duymadınız mı?..
Özellikle siyasetin ilgisizliği yüzünden uyuşturucu kaçakçıları ve çete üyeleri bu ülkede polise kurşun sıkacak kadar ileri noktaya geldi…
Bunu da mı görmüyor, duymuyor ‘ilgili’ çevreler…
Peki ne diyorlar, ne yapıyorlar?..
Plan ve programları nedir?..
Ne tür önlemler düşünülüyor?..
Bilen var mı?..
Elbette yoktur…
Siyaset sahnesinde yer alanlar bu tür konuları umursamıyor, ciddiye alınacak konular arasında görmüyor…
Ülkenin kirlenmişliği dikkatlerinden kaçıyor her nedense…
Sorsanız bin bir mazeret üretecekler…
İmkansızlıktan, parasızlıktan söz edecekler…
Yalan, dolanla kendilerini ‘suçsuz’ ilan edecekler…
Peki zehirlenen gençliğe ve kurşunlara hedef olan polislere kim sahip çıkacak?..
Sahip çıkmayı bırakın, polislere verilen risk payını yüzde 5’ten 3’e düşürdüler…
İki yüze yakın müşavir besleyebilen, yılda 300 milyon ek mesai dağıtan, örtülü ödenek uygulamasını sürdüren bu devletin, polis maaşlarından tasarrufa yönelmesi bizleri kuşkulandırıyor ve üzüyor…
Bildiğiniz yolda yürümeye devam edin
Ülkede o kadar çok sorun var ki; sürekli hükümet değişimleri sayesinde bunları azaltmak mümkün olmuyor…
Tam tersi sorun üstüne sorun ekleniyor…
Bir hükümet 59 günde, diğer 5 günde düşerken, birileri etkili ses vermeye çalışsa da başarılı olamıyor…
Peni neden başaramıyor?..
Arkasında destek bulamıyor da ondan…
Herkes kendine göre bir gerekçe yaratıp, toplu eylemden kaçınıyor…
Hele son günlerde tartışma konusu olan Sine-i millete dönme meselesi…
Biri bu yönde mesaj verirken, ikisi “yok dönmeyiz” diyorsa ‘aralarında yanlış anlaşılma’ olamaz mı?..
Bal gibi de olur…
Size sine-i millet denmişse…
Siz bunu ‘sineye çekme’ olarak yorumlayabilir ve o şekilde hareket edebilirsiniz…
Sineye çekilenlerin sayısı o kadar çok ki; hükümet kurup bozmalar diğerlerinin yanında çok basit kalıyor…
Haklısınız ‘sineye çekip’ göreve devam edeceksiniz…
Siz mi kurtaracaksınız bu vatanı?..
Değil mi yani?..
Vatan millet Sakarya diye diye güzelim Ülkemizi batırdık mahvettik ne yeni sınır kapıları açabildik ve ne de Ercan’ı Dünyaya açabildik! Fakirleşip yoksullaştık , yıllardır kronikleşmiş KKTC Siyaseti ile gelirimiz yarı yarıya düştü talan edip batırdığımiz Ülkemizde artık yatırımcı ve Turisti görmez olduk ! Ben yaparım olur diyen beceriksiz siyasilerimiz neticesi ile AB yi ve Dünyayı karşımıza aldık yalnızlaştık Ülkemize Avrupa diye getirdiğimiz Afrikalılarla biz bize kaldık !
Polisimiz ile cezaevlerimiz yetersiz , Bizleri yöneten iş bilmez yöneticilerimiz ile bu Ülkede Allah Sonumuzu Hayıreylesin !!