banner564

Sıra Rum liderliğinde    

 Kıbrıslı Türkler daima uzlaşıcı ve çözümden yanadır…
 Annan Planı referandumunda bunu kanıtlamış durumdayız…
 Fakat çözümsüzlüğün devamı halinde ülkemizde yeni gerilimlerin yaşanacağını, ambargoların etkisinde kalan Kıbrıslı Türklerin ciddi sıkıntılar yaşayacağını da biliyoruz…
 “Çözümsüzlük devam ederse bugünkü yapı sürdürülebilir mi?” sorusuna gelince… 
 Olası bir çözüm durumunda ciddi sıkıntılar yaşanacağını tahmin edebilen insanlarımızın önemli bir kısmının “Böyle de gitmez” düşüncesiyle hareket ettiğini biliyoruz…
 En büyük sorunlardan bir tanesi de gelecekle ilgili belirsizliktir...
 Halen işsiz olanlar gibi, eğitimini tamamlamak üzere olan gençlerin aileleri de sıkıntılıdır...
 Hemen herkeste “Benim çocuğumun geleceği ne olacak?” endişesi vardır...
 ‘Çocuğum nerede çalışacak, ne kadar kazanacak ve nasıl geçinecek?..’
 İki yatak odalı bir dairenin aylık kirası 300 Sterlin olmuş...
 Ev sahipleri artık bir yıllık kira bedelini peşin istiyor...
 Aylık kira 300 Sterlin olunca bunun TL karşılığı yaklaşık 2 bin 600 lira eder...
 Asgari ücrete yakın bir miktar gerekiyor kira için...
 Evli ve asgari ücretli bir çift, maaşlardan birini kiraya ve elektrik parasına yatıracak...
 Diğer maaşla geçimini sağlayacak...
 Araba almaya kalkışırsa kesinlikle altından kalkamaz...
 Ruhsat, sigorta, yakıt parası asgari ücretin yarısını götürüyor...
 Geriye kalanla mutfak masrafını çıkarmak imkânsız...

Güneyde daha mı iyi?

 Burada KKTC’nin sorunlarına bir nokta koyup, kısaca güneydeki duruma değinelim...
 Ekonomik kriz sonrasında güneydeki durum kuzeyden çok daha parlak değildir...
 Ancak onlarda AB standartlarına göre işsizlik maaşı vardır...
 Devletin, muhtaç olanlara gıda yardımı aralıksız devam ediyor...
 Sağlık tamamen parasızdır...
 Hastanede bulunmayan ilacın parasını devlet ödüyor...
 Sosyal güvenlik fonları kuzeyden çok daha sağlamdır...
 Bunun dışında onların da işsizlik sorunu vardır...
 Maaşlar arasında uçurum yoktur...
 Kuzeydeki en önemli sorunlardan biri de gençlerin hemen hepsinin üniversite eğitimi talep etmesidir...
 Özellikle erkeklerin bu tercihinde en önemli faktör askerlik sorunudur...
 Sırf askerliği daha kısa süreli ve subay rütbesiyle yapabilmek için, köyünde veya babasının atölyesinde çalışmak yerine; inat ve ısrarla üniversiteye gitmek isteyen gençler aileleri mali yönden büyük bir sıkıntıya sokuyor...
 Bununla kalsa sorun değil...
 Gelecekte iş bulamayacağını bile bile en kolay başarabileceği bölümleri seçiyor...
 KKTC Eğitim Bakanlığı ise, üniversiteleri mutlu edebilme adına, yerli öğrenciler için ihtiyaca göre kontenjan açılması konusunu zorunlu hale getirmiyor...
 Öyleyse bu soruya yanıt vermelerini bekliyoruz:
 Kıbrıs gibi küçük bir ülkede 500 tane beden hocasını ne yapacaksınız?..
 Ya da bin tane iletişimciyi veya işletmeciyi ne yapacaksınız?..
 Su tesisatçısı ve elektrikçi aradığınızda bulamıyorsunuz...
 Yanlış yönlendirmeler sonucunda gençlerin tümü üniversitenin herhangi bir bölümünde zaman tüketmeyi tercih ederken, tornacının günde 500 TL ve üzerinde para kazanabileceğini kimse kabul etmiyor...
 Bu tür meslekleri küçümsüyorlar...
 Ve bu şekilde işsizler ordusunun sayısını her geçen gün daha da artırıp, ondan sonra “Benim evladım işsiz kaldığı için çözüm istiyorum” diyorlar...
 Çözüm olması halinde, güneydeki işletmelerde müdür olacağını düşünenlerin büyük bir yanılgı içinde olduğunu kimse onlara anlatmıyor...

Sınır kapıları

  Neyse geçelim sınır kapılarının durumuna…
  Yıllardan beri çözüm politikasını savunan Rum lideri Nikos Anastasiadis’e bir mesajımız olacak…
  KKTC hükümeti dün olumlu bir karar alarak, güneye gidiş ve gelişlerde 15 günde bir PCR şartını
ortadan kaldırdı…
  Bir defa test yaptınız mı, ikincisi istenmeyecek…
  Fakat güney kapılarında her 3 günde bir yeni test belgesi isteniyor…
  Bunun anlamı geçişlere engel koymaktır…
  Hiç kimse 3 günde bir test yaparak güneye gidemez…
  Güneydekiler de kuzeye geçemez…
  Üstelik Kıbrıslı Rumlardan her test için 85 Euro istenmesi kabul edilebilir bir uygulama değildir…
  Gözünü kapayan AB yetkilileri de bu konuda Anastasiadis’i uyarmalıdır…
  İki toplumu yakınlaştırmak yerine, böylesi bir siyasetle birbirlerinden uzaklaştırıyorlar…
  Maksatlı uygulama derhal sonlandırılmalıdır… 

YORUM EKLE

banner608

banner474