banner564

“Şişt şişt sakin ol sinirlerine hakim ol…” 

 Görevde olduğum tüm dönemlerde işe başlamadan evvel, kahvemi içerken hep bu şarkıyı dinlerdim. Günümüzde ekonomik zorluklar çok derinleşti. En geniş halk kitleleri ve gençler için zorluklar daha da arttı. Üstelik bölgemizde pek çok etnik, dini kırılmalar ve acı çatışmalar yaşanıyor. Üstelik, değerler yerine, güce dayalı politik tavır ve tutumlar aldı başını gitti.  Yani, pek çok öfke biriktiren hal içindeyiz. 
 Ama bu hal içinde bazıları, “bölme, böldürme ve cepheleştirme” zehrine sarılıyor.  Popülizm ve ırkçılık dünyada önemli bir yaygınlık kazandı. Hiç düşünülemeyecek ülke ve toplumlarda bu yer tuttu. Şimdi ise başka bir gelişme var, Şili, Irak, Lübnan ve pek çok ülkede gelir dağılımının bozulmasından, ağır yaşam koşullarından bunalan milyonlar isyan ettiler. Dar milliyetçilik, ırkçılık yayılır da, bu yayılmaz mı? Dolayısı ile dünden ve günümüzün bu acı dersinden sonuç çıkartamayalar; bu yanlışa yine sarılıyorlar. Bölme ve cepheleştirme. 
 Kuzey Kıbrıs’taki kimi siyasiler, Cumhurbaşkanlığı seçimleri için bu, “Bölme Evliyasını” çağırmayı marifet sayıyor. Başladılar toplumu ikiye bölme adımlarına. “KKTC'yi %65 ister, gerisi istemez. Sağ, KKTC'ye inanmayan biri seçilirse utansın.” Yani, sağ- sol diye, KKTC'yi seven sevmeyen diye bölecekler!
Bunun karşısında solda konumlanan siyasi partilerden açıkça, “Sol da bunların karşısında bloklaşsın” diyeni görmedim. Ancak sosyal medyada pek çok insan tekil olarak buna kapılıyor. 
Bu nedenle, “Şişt Şişt” diyen şarkıyı herkes dinlemelidir. Çünkü, “Bölme ve kamplaştırmanın" , panzehri; farklılıkları demokratik hukuk devleti ilkelerine bağlılık temelinde ele almak ve saygıdır. 
Bunun için toplumsal bazda, yüzümüzü, birbirimize dönük tutmak, dünden daha önemli oldu. Ortak kaygıları saptayıp, bunu giderecek yolları, farklılıkları gözeterek bulmak, böyle mümkün olur...
Toplumu, sağ- sol diye bölmeye çalışanların dün; “Sağ- sol kalmadı“ diyenlerden olması, sizin garibinize gitmiyor mu? Cumhurbaşkanlığı seçimi için “KKTC'yi sevenler, sevmeyenler” oyununa girenlerin, 11 Şubat 2014 Ortak Belgesini imzalayan siyasi parti içinden olması garibinize gitmiyor mu? 
 Tek Egemenliği, Tek Vatandaşlığı, Tek Uluslararası Kimliği siyasi eşitlikte; ama iki toplumlu, iki bölgeli ve eşit iki kurucu devlet zemininde öngören; Federal Çözümü esas alan, 11 Şubat 2014 Ortak Belgesini imzalayanların; bugün, toplumu, “KKTC'yi isteyenler, istemeyenler” diye bölmeye adım atmak istemelerinin gerisinde ne var? Küçük Cumhurbaşkanlığı seçim hesabı! Bunların, “KKTC'yi sevenler, sevmeyenler“ diye toplumu bölmeye uğraşması karşısında, gel de o,“Şişt şişt" diyen şarkıyı dinleme! 
Ancak, tüm bu akıl almaz durumlara karşın, bölünme yerine, yüzümüzü birbirimize dönmek gerekir... Birbirimizin yüzüne dönelim ve ortak kaygıları ortaya koyalım. Bunların en başta gelenlerinden biri de Kıbrıs Türk toplumunun toplumsal varlık ve benliğinin evrensel hukuk, siyaset ve ekonomiye dahil olması değil mi? Bunu nasıl sağlayacağı? Bunun, bizim ve Türkiye’nin büyük emek ve çileler çekerek yol aldığı ve evrensel kabul noktası yarattığımız BM Parametreleri olduğu çok açıktır. 
Bu sonuç alabileceğimiz, ama sorunlu olan bir yoldur. Bunun üzerinden, ortak bir payda yakalamak için seviyeli olarak tartışmak gerekir. Bölünme ve cepheleşme yerine buna ağırlık vermek gerekir.
 Yüzümüzü birbirimize dönmek zamanındayız. Çünkü bölünme; birbirimize siyasi ve ideolojik cephelerden bakmak demektir. Buda cephelerin mevzilerden birbirimizi görmek demektir. Mevziden görmek ise, birbirimize mazgal deliğinden bakmak demektir. Bu ise, kim kimi aşağıya atacak diye, ellerin devamlı “tetikte“ durması halidir. Buna hiç ihtiyaç yok… Onun için herkesin o, “Şişt şişt" diyen şarkıyı dinlemesi gerekir. Zaman, bölünme ve cepheleşme zamanı değildir. 

YORUM EKLE

banner471

banner474