banner564

Sivil toplum örgütleri nerede?

   Bir adama sabah, öğle, akşam “yakışıklısın arkadaşım” derseniz, değilse bile buna kendisi de inanmaya başlar...
   “En başarılı politikacı sizdiniz?” dediğinizde, en başarısız olsa bile o adam bundan müthiş bir zevk alır...
   İki duble viskiden sonra bu iddiayı kuvvetlendirmek için “benim zamanımda şunu yaptık, bunu ettik, kimsenin başaramadığını başardık” demeye başlar...
   İyi güzel de, bu kadar başarılı, bu kadar becerikli insanların olduğu toplumumuzda işler neden iyiye gitmiyor?..
   Bu ülkede kalp ve kanser hastalıkları neden sürekli artıyor?..
   Bu ülkenin hastanelerine başvuran ve “birşeyin yok” denilerek taburcu edilen insanlar, neden birkaç saat sonra ölüyorlar?..
   Birçok kırık kol ve ayak neden yerine oturtulmuyor?..
   Onkoloji’nin klimaları neden bir hafta süreyle çalışmıyor?..
   Üç bin hastaya neden tek doktor bakıyor?..
   Sanayi bölgesinin sorumlusunun kim olduğu neden hala bilinmiyor?..
   Akaryakıt kalitesi hakkında neden açıklama yapılmıyor?..
   Konutların tümü neden kanalizasyon şebekesine bağlanmıyor?..
   
Siyaseti anladık da
   Siyasetin bu ülkede başarısız olduğunu, tamamen güven yitirdiğini herkes korkusuzca söylüyor...
   Tabii ki ‘makam bekleyenler’ hariç...
   Peki sivil toplum örgütleri neden sorgulanmıyor?..
   Basit bir örnek verelim...
   Aylardır bu ülkede suların tuzlandığı ve kirlendiği söyleniyor...
   En yetkili makamlar bunu doğruluyor...
   Peki neden bir Allah’ın kulu çıkıp da bu durumu yetkililer nezdinde ele almıyor?..
   Neden bazı yaratıcı fikirler ortaya çıkmıyor?..
   Aynı şekilde yüksek elektrik fiyatları konusunda herkes şikayetçi iken, neden bu konuda sessiz kalınıyor?..
   İlaç parasının bir kısmını elektriğe yatırmak zorunda kalan yaşlı hastaları hiç mi düşünen yok?..
   İflas noktasına gelen sanayicileri, küçük esnafı, otel işletmecilerini savunması gereken örgütler nerede?..
   En önemlisine geçiyorum...
   Diyalog, bir süre önce bizzat üreticilerin ağzından, üç önemli hayvan hastalığını gündeme getirdi...
   Bunun süt ve süt ürünleri, et ve et ürünleri açısından yarattığı tehlikelere dikkat çekti...
   Haberin ardından, tüketicilerde ve sağlık örgütlerinde hiçbir hareket yaşanmadı...
   Diyalog dün de Kalkanlı bölgesinden oldukça iddialı fotoğraflar yayınladı...
   Ovaya bırakılan ve ateşe verilen çöp atıkları içinde dolaşan ve buradan beslenen hayvanların görüntüleri yürekler acısıydı...
   Başka bir ülkede yaşamış olsaydık, bu yayın sonrasında, bölgenin belediye başkanı, meclis üyeleri, ilgili bakanlar istifa eder, tüketici örgütleri ülkeyi titretecek düzeyde eylem yapardı...
   Ama bizde olmuyor maalesef...
   İnsan sağlığını bu kadar ciddi bir şekilde ilgilendiren bir olay karşısında dahi örgütlerimiz sessiz kalıyorsa...
   Yandık demektir...
YORUM EKLE

banner608

banner474