KKTC tanınmış bir ülke değildir...
Buna karşın sadece Türkiye’nin tanıdığı küçük bir bölgede demokrasinin çalışması sevindiricidir...
Önemli olan demokrasiyi korumak, demokrasi dışı davranışlardan kaçınmak ve insanların yaşam düzeyini daha ilerilere taşımak, küçücük bir devleti olabildiğince kuvvetlendirmek ve ileri taşımaktır...
Ne var ki; bizler çok büyük olanaklar elde etmemize karşın bunu başaramadık...
Demokrasiyi ve bundan kaynaklanan yasal hakları çoğu zaman yanlış yorumladık...
Meclis çatısı altında KKTC’yi yüceltmek için yemin verip, sonrasında darbeleyici eylemlerde bulunanlar oldu...
Bunların bir kısmı bilinçli yapıldı...
Bazıları, kendi kişisel ve partisel çıkarları için hem ulusal çıkarlara hem de demokrasinin gelişmesine darbe vurmaya çalıştı...
Parmağımızın arkasına saklanmaya hiç gerek yoktur...
Bir kısım insan KKTC’nin yüceltilmesi konusunda yemin vererek KKTC devletinin maaşını aldığı halde bunun tam tersini yapıyor...
Yemin vermeyen bazı kamu görevlileri de benzerini yapıyor...
Maaşını aldığı devleti tanımadığını ve bu devlete sadık olmadığını söylüyor...
Bazıları son zamanlarda büyük bir cesaretle sosyal medyada paylaşımlar yaparak, maaş çektiği devleti yerden yere vuruyor...
Yanlışları eleştirmek adına değil, yok olması yönünde görüş belirtiyor, hakaret ediyor...
Ne var ki; sözde milliyetçi siyasiler de ‘başka konuları örtmek için’ bunlara göz yumuyor...
En üzücü olanı ise; can ve mal güvenliğimizi koruyan, tüm altyapı sorunlarımızı gidermek için her yıl iki milyarca liralık destek veren, üniversitelerimize yılda 75 bin dolayında öğrenci, otellerimize bir milyona yakın turist gönderen Türkiye’ye yönelik saldırılardır...
Yazık ve günah değil mi?..
Eğitim ve sağlık
Gençlik buralara nereden ve nasıl geldiğimizi bilmeyebilir...
Bunun baş sorumlusu eğitim sistemimizi çökertenlerdir...
Gençleri kendi tarihimizden ve kültürümüzden uzaklaştıranlar, teslimiyete teşvik edenlerdir...
Unutulmamalı ki; ekonomik, sosyal ve siyasal açıdan çökmüş bir devlet, kapsamlı çözümü öngören müzakere masasında asla güçlü olamaz ve hak ettiklerini karşı tarafa kabul ettiremez…
O yüzden artık ciddi icraatlara ihtiyacımız vardır…
Hükümetin en önemli görevlerinden biri sağlık, diğeri eğitim ve ülkede huzuru sağlamaktır…
Doktor ve hasta bakıcı ihtiyacımız vardır…
Ülke içinde bulunamıyorsa dıştan getirilmesinin önü açılmalıdır…
Devlet kurumlarında lüks harcamaları sonlandırıp, ihtiyaç duyulan kurumlara aktarmak başlıca görev olmalıdır…
Takipçisi olacağız…
KKTC Ekonomisini ve Sağlık Sistemimizi Kırk yılda ne hale getirdiğimizin farkındaymışız acaba ?
Dökülen Sağlık Sistemimizin Acil dışarıdan getirilmesi gereken Doktor ve Hasta bakıcılara ihtiyacımız vardır çok doğru da Fakir ve kasası boş Devletimizin böyle bir malı gücü var mı acaba !! İngilterede Bir Mahalle Doktorunun (GP)
Yıllık ortalama maaşı £92,000 Sterlindir (TL 3,312,000 ) Hastahanelerde Ameliyat yapan bir Uzman Doktorun ( Surgen ) ortalama maaşı ise £104,000 Sterindir (TL 3,744,000 ) Gerçekten kasası boş KKTCnin dökülen Sağlık Sistemi için Dışardan Doktor getirebileceğine inananımız mı var ? Ne Anavatan Türkiye’nin her yıl verdiği milyar ve milyarları ve Ne de 200,000 Rum’un zenginlikleri kırk yıldır KKTC’’yi ayakta tutmaya yetmemiş ise Siyasati ve Yönetimi beceremediğimiz Küçücük Ülkemizi bu saatten sonra kim ayakta tutabilir ki ? Bugüne kadar Milli nutuklarla uyutulup yönetilen Kıbrıslı Türkler’e söylenen Bir Singapur olacağımız günü Koltukları Boş Yüce meclisimiz ile beklemekten başka ne yapabiliriz ki !!!